08-19-2008, Saat: 08:51 AM
Sayfalar: 1 2
08-22-2008, Saat: 05:35 PM
Biraz sitemce, biraz delice, biraz da açıkça dillendirecek olursak anadolu türklüğü olarak kendimize şu soruyu sorup çokça düşünmemiz gerekiyor..
Türklüğün doğduğu ata yurtları Orta Asyadır... Bunda hem fikiriz de anadolu coğrafyasında Türk olarak ne kadarız...
Arabı-Farsı- Bizansı- Türk'ü- Kürdü daha bir çok ufak tefek kafkas kaçkını gürcüsü, abazası, lezgisi, çerkezi, çeçeni ... varın gerisini de sizler sayın... Türk ne kadar... Sıkıştıklarında dinlisi, dinsiz, etnik bölücüsü.. bilmem necisi dil ucuyla '' biz de Türküz'' diyerek etnik ırkçılıklarını içlerinde bir tabu gibi tutarak bu minval üzere yürüyenlere TÜRK diyebilirmiyiz..? Denmeyeceğine göre biz yani Türkoğlu ürk ne kadardır anadoluda?
Peki, soy olarak Türk olup da müslümanlık adına kendini ümmet sayarak Türklüğünü öteleyenlere Türk diyebilirmiyiz?
Bunları yerli yerinde düşünülmesi gerekir.
Hanlık,hakanlık, kağanlık, yabguluk, ilbeylik Türk örgütlenme yapısından ne zaman ki Arap-Fars sultanlık örgütlenme yapısına geçildi, ortada Turani, Türki diye ne varlığı tanıdılar, ne de bu kutlu soya imkan tanıdılar. Bu nedenle işi Büyük selçuklulardan alabiliriz. Arsap Abbasi sultanları nasıl kendi milletinin çocuklarına güvenmeyip Orta Asyadan gelen Türkleri saray güvenliği ve ülke güvenliği için yöneti,m kademelerine aldılarsa bu gelenek olduğu gibi Büyük Selçukluya, oradan da olduğu gib Osmanlıya geçmiştir.
Büyük selçuklu da kendi milletinin çocuklarına güvenmeyerek köle asker anlamına gelen ve adına GULAM denilen başka başka milletlerin çocuklarını saray ve ülke güvenliği için yönetim kademelerine doldurmuşlar... Nitekim Büyük selçukluyu yıkma aşamasına ulaşan BABAİ TÜRKMEN iSYANI Büyük Selçuklunun Bizanstan yardım istemesi ile bastırılmıştır. Osmanlı da aynı geleneği dönme-devşirmelerden oluşan yeniçeriliği saray güvenliğine ve sübyan mekteplerinde güya yetiştirilenleri de yönetim kademelerine doldurmuşlardır.Osmanlıda başlıya adına Celali isyanları denilen hareketler de Osmanlı döçnme paşalarının ( Kuyucu Murat Paşa gibi vs...)Kanlı Türmen kıyımı ile bastırılmıştır.
Osmanlı döneminde Anadolu Türklüğüne ETRAK-İ Bİ İTRAK yani akılsız, idraksız, çapulcu Türkmenler denildiği tarihin kaydı altındadır.
Şimdi baştaki soruyu tekrar sormamız gerekiyor. Anadoluda ve şu anki Türkiye Cumhuriyeti ynetiminde yer alan biz Türkler ne kadarız?
Türklüğün doğduğu ata yurtları Orta Asyadır... Bunda hem fikiriz de anadolu coğrafyasında Türk olarak ne kadarız...
Arabı-Farsı- Bizansı- Türk'ü- Kürdü daha bir çok ufak tefek kafkas kaçkını gürcüsü, abazası, lezgisi, çerkezi, çeçeni ... varın gerisini de sizler sayın... Türk ne kadar... Sıkıştıklarında dinlisi, dinsiz, etnik bölücüsü.. bilmem necisi dil ucuyla '' biz de Türküz'' diyerek etnik ırkçılıklarını içlerinde bir tabu gibi tutarak bu minval üzere yürüyenlere TÜRK diyebilirmiyiz..? Denmeyeceğine göre biz yani Türkoğlu ürk ne kadardır anadoluda?
Peki, soy olarak Türk olup da müslümanlık adına kendini ümmet sayarak Türklüğünü öteleyenlere Türk diyebilirmiyiz?
Bunları yerli yerinde düşünülmesi gerekir.
Hanlık,hakanlık, kağanlık, yabguluk, ilbeylik Türk örgütlenme yapısından ne zaman ki Arap-Fars sultanlık örgütlenme yapısına geçildi, ortada Turani, Türki diye ne varlığı tanıdılar, ne de bu kutlu soya imkan tanıdılar. Bu nedenle işi Büyük selçuklulardan alabiliriz. Arsap Abbasi sultanları nasıl kendi milletinin çocuklarına güvenmeyip Orta Asyadan gelen Türkleri saray güvenliği ve ülke güvenliği için yöneti,m kademelerine aldılarsa bu gelenek olduğu gibi Büyük Selçukluya, oradan da olduğu gib Osmanlıya geçmiştir.
Büyük selçuklu da kendi milletinin çocuklarına güvenmeyerek köle asker anlamına gelen ve adına GULAM denilen başka başka milletlerin çocuklarını saray ve ülke güvenliği için yönetim kademelerine doldurmuşlar... Nitekim Büyük selçukluyu yıkma aşamasına ulaşan BABAİ TÜRKMEN iSYANI Büyük Selçuklunun Bizanstan yardım istemesi ile bastırılmıştır. Osmanlı da aynı geleneği dönme-devşirmelerden oluşan yeniçeriliği saray güvenliğine ve sübyan mekteplerinde güya yetiştirilenleri de yönetim kademelerine doldurmuşlardır.Osmanlıda başlıya adına Celali isyanları denilen hareketler de Osmanlı döçnme paşalarının ( Kuyucu Murat Paşa gibi vs...)Kanlı Türmen kıyımı ile bastırılmıştır.
Osmanlı döneminde Anadolu Türklüğüne ETRAK-İ Bİ İTRAK yani akılsız, idraksız, çapulcu Türkmenler denildiği tarihin kaydı altındadır.
Şimdi baştaki soruyu tekrar sormamız gerekiyor. Anadoluda ve şu anki Türkiye Cumhuriyeti ynetiminde yer alan biz Türkler ne kadarız?
08-23-2008, Saat: 08:50 PM
hiç yokki yönetimde
08-25-2008, Saat: 03:44 AM
Morcivet ağabey... Adıma bak. Avatara bak. İmzaya bak.
Bu sitede fikirdaşlarımı görmek çok güzel...
Fazla zamanım olsa neler yazardım da yok işte :S
Ziya Gökalp'ın meşalesindeki ateş, bizim meşalelerimize de sıçradı.
Bu sitede fikirdaşlarımı görmek çok güzel...
Fazla zamanım olsa neler yazardım da yok işte :S
Ziya Gökalp'ın meşalesindeki ateş, bizim meşalelerimize de sıçradı.
09-01-2008, Saat: 02:05 AM
MorciveT Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Ercan ile biz Turancılık görüşünü savunuyoruz, Ab' ye karşıyız
bnde sonuna kadar karşıyım Ab yerine Tb olsa amaaaa nerdeeeee???
09-01-2008, Saat: 06:34 AM
***YÜZDE YÜZ TÜRK OLDUÄžUN GÜN CİHAN SENİNDİR***
10-09-2008, Saat: 08:28 AM
Yüregine Saglık Reyis
10-16-2008, Saat: 08:02 AM
Turancılık; ütopik bir olgudur.AB'ye vatanını seven her birey karşı olmalıdır.
02-13-2009, Saat: 11:41 AM
Eskiye oranla günümüzde Turancılık anlayışı bir nebze değişiklik göstermiştir.
Bir kaç yüzyıl önce devletlerin, dünya haritasında değişiklik yapabilmesi, günümüze oranla çok daha kolaydı. Bir bölgeyi işgal eder ve sınırlarınızı savaş kazanarak genişletmiş olurdunuz. İşgal edilen yer, savaşı kazanan tarafın hakkı sayılırdı. Tüm devletlerde bunu böyle kabul eder ve bölge, hemen her devlet tarafından tanınırdı.
Zamanla bu olaylar değişiklik gösterdi. Bir takım evrensel bildirgelerle savaşı kazanan taraf bölgeyi kendi topraklarına katamaz oldu. Ağır tazminatlar dahi kaldırıldı. Günümüzde bu gibi evrensel bildirgelere uymayan devletler diğer dünya devletleri tarafından ağır bir şekilde ambargoya maruz kalmaktadır. Bu sebeple bir karış toprağı bile kendi sınırlarınızın içine katmak oldukca güçleşti. Bunun için başka hiçbir devlete gebe olmayacak kadar güçlü olmalısınız. Sadece 'savaş kazan' yeterli olsaydı bugün musul,kerkük, vs. vs. elbette türkiye sınırlarına dahil olurdu.
Turancılık anlayışı günümüzde artık Ermenistan' ı haritadan silip, diğer türk devletleriyle birleşip, tek vatan, tek bayrak mantığına dayanmıyor. Tıpkı Avrupa Birliği, Nato, Akdeniz Birliği, Birleşik Arap Emirlikleri gibi bir oluşum içine girme mantalitesine dayanmaktadır. Nasıl Kıbrıs' a vizesiz, pasaportsuz giriş mümkünse, diğer Türk Devletleriylede bu denli bir işbirliği düşünülmekte, iletişimi ve aralarındaki ticaretin arttırılması düşünülmektedir.
Bildiğim kadarıyla 15-16 özerk türk cumhuriyeti mevcuttur. Yani böyle bir birlik aslında menfaatlerimiz açısından oldukca mühimdir. Ve bu devletlerin çoğu doğalgaz, petrol gibi zenginliklere sahiptir.
Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti' nin temellerini atarken 'Turancılık' anlayışına göre inkılaplarını gerçekleştirmiştir. Türkçe diline geçişimiz, açılan kurumlar ve diğer siyasi girişimleri hep bu yöndedir. Hatta cumhurbaşkanlığı forsundaki yıldızlarda türk devletlerini simgeler.
- Bugün doğalgazımızı, Rusya' dan değilde, daha uygun bir fiyata alacağımızı ve 'muslukları kapatmayacağını' bildiğimiz, Kazakistan' dan alsak ne kaybederiz?
- Dış politikada, doğrudan bizi destekleyecek en az 15 devletle resmen sözleşme yapmış oluyorsun. Misal, şuanda KKTC' yi Türkiye dışında başka hiçbir devlet tanımıyor! Rusya' nın korkusundan asya' daki Türk Devletleri de KKTC' yi tanımamaktadır! Sen bir birlik olsan, Rusya; birlikteki sorumluluklarınızı yerine getirme gayretinizi anlayışla karşılamak zorunda kalmayacak da ne yapacak?
- Soydaşlarımıza güçlü Türkiye Devleti ve kalabalık Türk Birliği ile sahip çıksak kötü mü olur?
- Tüm bunları gerçekleştirmemek adına önümüzde ne gibi bir engel var?
Sürekli yanlış anlaşılan bir hususu da düzelteyim. Bir devlet dilediği kadar oluşumun içinde yer alabilir. Mesela İtalya, hem Avrupa Birliğinde hem de Akdeniz birliğindedir. Veya çoğu Av. Bir. devleti, aynı zamanda Nato üyesidir. Yani Türk Birliğini oluşturmak, diğer küresel oluşumların dışında kalacağınız anlamına gelmez.
Maalesef günümüzde Atatürk' ün kendi kurduğu parti dahi bu oluşuma 'ırkçılık' demekte ve türk milletini bu dahiyane fikirden uzaklaştırmaya çalışmaktadır. Şimdilik sadece Milliyetçi Hareket Partisi 'turan' adına mücadele vermektedir. Ancak atılan çamurlar neticesinde bu konuda halktan yeterli desteği alamamaktadır.
Sevgili arkadaşlar;
Türküm demekle ırkçı olunmaz. 'Türk Devletleri' demekle ırkçı bir kelime kullanmış olmazsınız. 'Türk Devletleri Birleşsin' demek kadar da normal bir şey yoktur! Bizler birleşip, aramızdaki çerkezi, lazı, kürdü sınır dışı edecek değiliz. Böyle bir niyet olsaydı daha osmanlı dönemlerinden bu azınlıklar sahiplenilmez, Hitler usulü yok edilirdi. İstenilse edilebilirdi, çünkü yeterli güç zaten vardı...
Bir kaç yüzyıl önce devletlerin, dünya haritasında değişiklik yapabilmesi, günümüze oranla çok daha kolaydı. Bir bölgeyi işgal eder ve sınırlarınızı savaş kazanarak genişletmiş olurdunuz. İşgal edilen yer, savaşı kazanan tarafın hakkı sayılırdı. Tüm devletlerde bunu böyle kabul eder ve bölge, hemen her devlet tarafından tanınırdı.
Zamanla bu olaylar değişiklik gösterdi. Bir takım evrensel bildirgelerle savaşı kazanan taraf bölgeyi kendi topraklarına katamaz oldu. Ağır tazminatlar dahi kaldırıldı. Günümüzde bu gibi evrensel bildirgelere uymayan devletler diğer dünya devletleri tarafından ağır bir şekilde ambargoya maruz kalmaktadır. Bu sebeple bir karış toprağı bile kendi sınırlarınızın içine katmak oldukca güçleşti. Bunun için başka hiçbir devlete gebe olmayacak kadar güçlü olmalısınız. Sadece 'savaş kazan' yeterli olsaydı bugün musul,kerkük, vs. vs. elbette türkiye sınırlarına dahil olurdu.
Turancılık anlayışı günümüzde artık Ermenistan' ı haritadan silip, diğer türk devletleriyle birleşip, tek vatan, tek bayrak mantığına dayanmıyor. Tıpkı Avrupa Birliği, Nato, Akdeniz Birliği, Birleşik Arap Emirlikleri gibi bir oluşum içine girme mantalitesine dayanmaktadır. Nasıl Kıbrıs' a vizesiz, pasaportsuz giriş mümkünse, diğer Türk Devletleriylede bu denli bir işbirliği düşünülmekte, iletişimi ve aralarındaki ticaretin arttırılması düşünülmektedir.
Bildiğim kadarıyla 15-16 özerk türk cumhuriyeti mevcuttur. Yani böyle bir birlik aslında menfaatlerimiz açısından oldukca mühimdir. Ve bu devletlerin çoğu doğalgaz, petrol gibi zenginliklere sahiptir.
Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti' nin temellerini atarken 'Turancılık' anlayışına göre inkılaplarını gerçekleştirmiştir. Türkçe diline geçişimiz, açılan kurumlar ve diğer siyasi girişimleri hep bu yöndedir. Hatta cumhurbaşkanlığı forsundaki yıldızlarda türk devletlerini simgeler.
- Bugün doğalgazımızı, Rusya' dan değilde, daha uygun bir fiyata alacağımızı ve 'muslukları kapatmayacağını' bildiğimiz, Kazakistan' dan alsak ne kaybederiz?
- Dış politikada, doğrudan bizi destekleyecek en az 15 devletle resmen sözleşme yapmış oluyorsun. Misal, şuanda KKTC' yi Türkiye dışında başka hiçbir devlet tanımıyor! Rusya' nın korkusundan asya' daki Türk Devletleri de KKTC' yi tanımamaktadır! Sen bir birlik olsan, Rusya; birlikteki sorumluluklarınızı yerine getirme gayretinizi anlayışla karşılamak zorunda kalmayacak da ne yapacak?
- Soydaşlarımıza güçlü Türkiye Devleti ve kalabalık Türk Birliği ile sahip çıksak kötü mü olur?
- Tüm bunları gerçekleştirmemek adına önümüzde ne gibi bir engel var?
Sürekli yanlış anlaşılan bir hususu da düzelteyim. Bir devlet dilediği kadar oluşumun içinde yer alabilir. Mesela İtalya, hem Avrupa Birliğinde hem de Akdeniz birliğindedir. Veya çoğu Av. Bir. devleti, aynı zamanda Nato üyesidir. Yani Türk Birliğini oluşturmak, diğer küresel oluşumların dışında kalacağınız anlamına gelmez.
Maalesef günümüzde Atatürk' ün kendi kurduğu parti dahi bu oluşuma 'ırkçılık' demekte ve türk milletini bu dahiyane fikirden uzaklaştırmaya çalışmaktadır. Şimdilik sadece Milliyetçi Hareket Partisi 'turan' adına mücadele vermektedir. Ancak atılan çamurlar neticesinde bu konuda halktan yeterli desteği alamamaktadır.
Sevgili arkadaşlar;
Türküm demekle ırkçı olunmaz. 'Türk Devletleri' demekle ırkçı bir kelime kullanmış olmazsınız. 'Türk Devletleri Birleşsin' demek kadar da normal bir şey yoktur! Bizler birleşip, aramızdaki çerkezi, lazı, kürdü sınır dışı edecek değiliz. Böyle bir niyet olsaydı daha osmanlı dönemlerinden bu azınlıklar sahiplenilmez, Hitler usulü yok edilirdi. İstenilse edilebilirdi, çünkü yeterli güç zaten vardı...
Sayfalar: 1 2