08-22-2008, Saat: 08:57 AM
Gözlerin Cennetimin Tek Işığıydı
Koynunda can verecek hasretime son satırlarım..."
Sevgilim, son kez yüreğimi parmak uçlarıma bırakıp seni ve kendimi yazıyorum. Gözlerin, Cennetimin ışığıydı.Yüreğin, yüreğimin dile gelen satırlarıydı. Ama sen beni " duygularını sömüren adam " olarak bil ne olur. Sana yazdıklarımı, dilsiz adamın " şair " olma yolunda daha yükseklere çıkmak için bir merdiven olarak gör. Lakin ben seni " sen " diye sevdim. Sevgimi adadığım kalbini bir oyuncak kadar değersiz bil. Lakin ben seni " gözlerine Cenneti sakladığım " , yüreğine " yüreğimle dokunduğum nefesim" olarak bileceğim..
Seyret sevdiğim beni ; dizlerinde kırıyorum seni " sana " yazan kalemimi . Hayatımın hiçbir karesinde sevgiye dair bir tek kelimem olmamişti. Hiçbir zaman da olmayacak. Hep dört duvar yalnızlığı olacak yüreğimin sahillerinde. Yusuf` un düştüğü kör kuyularından kova kova hasretini çekeceğim kanlı ellerimle..Bak son kez yazıyorum sana ve hayata dair. Suskunluğun soğuk kurşunlarını öpüp sensizliğin içinde kaybolacağım birazdan. Dilimdeki kelimeleri son kez öldürüp yüreğime suskunluğu öreceğim. Karanlığın içinde gözlerinin aydınlığına serilen yıldızları bekleyeceğim ölümün soğuk gecelerinde..
Artık dudaklarıma sürdüğüm acıyla sesinin ve yüreğinin sessizliğinde karanlıklara kulaç atıyorum.Taş dibeklerde dövüyorum içimdeki ezikliğin kanlı dudaklarını..Yüreğime ektiğim umut tohumlarını ellerimle kanata kanata söküyorum. Biliyorum hiçbir zaman gelmeyeceksin. Ben seni bir gün bana gelmen için sevmedim. Seni, uzakları yakınlaştıran rüzgarların avuçlarındaki sıcak gülüşünü sevdim. Dilinde bir kelime olmak için uğraştım durdum. Bilmiyorum adımı bir yerlerde gördüğünde yüreğinde neler hissediyorsun bilmiyorum lakin sen bende hep söylemediğim kelimem olarak kalacaksın. Sana hiçbir zaman söylemediğim " Kadınımsın " kelimesini ezip duracağım sensizliğin kanayan saatlerinde. Oysa gecenin suskunluğunu yüreğimle bozup bu kelimeyle uyandırmak isterdim uyuyan kirpiklerini. Bir kelebek gibi sessizce gelip yanına saçların arasından kulağına " kadınım " diye usulca fısıldamak. Ben seni her gece bu hayalle aracağım yüreğimin sen kokan köşelerinde..
Gülüşünü " güneşim ", gözyaşlarını " yağmurum " bildiğim yüreğine yüreğimle bir kez bile öpememek..Ne acı, ne ızdırap.. Bir kez bile ellerinin sıcaklığında sevgi kokan nağmelerini sana söylememek. Bir kez bile dizlerinin yumuşaklığına sarılıp bir kütük misali ağlayamamak.Ne acı, ne ızdırap..Şimdi acılarını yükleniyorum giderken. Bu satırları okurken " gitmek kelimesini söyleyen sendin " diye söylendiğini duyar gibiyim. Gidiyorum lakin senden öteye, yüreğinden öteye gitmiyorum. Sadece ölümsüz sevdanda susuyorum artık. Bastığım her adımda senin izlerin olduğunu düşünüp seni aramak türkülerin kan kokan satırlarında.
Yokluğunu üzerime giyinip yüreğimin duvarlarına hayalden resimlerini koyuyorum şimdi. Gülüşün sıcaklığını seriyorum odamın soğuk duvarlarına. Ve sana yazdığım şiirlerini yatağımın baş ucuna koyup her gece yatmadan önce her satırında seni solumak için.Gecenin dizlerine eğilip gözyaşlarımla senin mutlu olman için dualara sarılmak . Bir nefes kadar uzaktaki sana yapabileceğim tek şeyim; dualara sarılıp sevdiklerinle mutlu olmanı dilemek..Senin mutlu olduğun sürece ben yaşayacağım gülüm.. Sen gülümsedikçe ben nefes alacağım.. Oysa bakıp bakıp sabahlara kadar ağlayabileceğim ne resmin ne de gülüşün var baş ucumda..Lakin hiçbir zaman pes etmedim. Yokluğun katransı gecelerinde karanlık odamın içinde aradığın zamanlardan kalma çağrılarının geçmiş tarihlerinin yetinmeyi bildim. Yolladığın mesajları tekrar tekrar okumak ve senin ellerinden yüreğime yollanmış kelimelerin arasında seni solumak. Adını yazan her kelimeyi gözyaşlarımla yıkayıp bir kez bile gerçek hayatta göremediğim gözlerini hayal etmek. İşte bir yudum sevgin..İşte ben...
Seni yıkık bir yüregin en sağlam parçalarıyla sevdim. Geçmişin kanlı izlerini senin yüreğinle silmek için değil; ben senin gülen yüzünü, sıcak gülüşünü sevdim. Duygularım hep yarımdı lakin senin yüreğinle tamamladim içimdeki yarımlığımı. Senin gönül güzelliğiyle örttüm çirkin suretimi..Hiçbir zaman kavuşmayacak olsak da seni sevdim ben..Ellerini bir kez olsun tutmayacak olsam da avuç içlerindeki ter olmayi yeğledim hep. Susuz dudaklarımı düşlerimde ezip bir yudum sevgini kana kana içtim. Dudaklarından süzülen sigara dumanın arasında ben gökyüzünün en güzel bulutları seyrettim. Gülüşlerinde hep " sevgi Cennetinin " gökyüzüne kanatlanan kelebeklerini gördüm, gözyaşlarında ise kendimi ve ezikliğimi gördüm. Yetimliğimi senin yüreğinde unuttum..Lakin artık susuyorum. Kelimeleri yüreğimde ezip son kez susuyorum. Dilime senli anılarımı yüreğime gömüp varlığının huzuruna gidiyorum.. Bu aşkın sevaplarını sana bırakıp günahlarını sırtıma giydirip seni " sensiz " yaşamaya gidiyorum.
Zamanı durdum gözlerinde.Takvimleri ise senin geldiğin güne döndürüp kırıyorum kalemimi. Ayak uçlarına dağılan parçalarını toplama ne olur. Kırılan her parçada canımdan bir parça olacak. Ne olur dokunma, kanamasın ellerin, incinmesin yüreğin. Bir umuttu gözlerin şimdi kan olup akıyorum gözbebeklerinden toprağa..Gidiyorum seni " sensiz " sevmenin de olduğu kör uçurumlara. Karanlığın içinde bir gözlerin ışıyla yaşamaya gidiyorum. Senin duygularında doyduğumu, başka tenlerin şehvet yüklü günahlarında sahte aşkları solduğumu düşün. Oysa ben seni bir yudum sevginde yaşamaya devam edeceğim. Senden öte, yüreğinden öte hiçbir yere gitmiyorum aslında. Lakin senli kelimeleri yazan yüreğimi kırıp suskunluğumda seni solumaya gidiyorum. Şimdi dillerim lâl ve ömür boyu susuyorum..
.......
Seni daha çok sevmek için
Kırıyorum kalemimi.
Her parçasında sevgimi haykırmak için
Kırıyorum kendimi..
Bu aşkın sevaplarını sana bırakıp
Günahlarını sırtıma yüklenip
Suskunluğuna boyun büküyorum..
Beni, başka tenlerin
Terli vücutlarında arama sevgili.
Ya da seni anlatan satırların
Sevda kokulu kelimelerinde..
Beni bulmak istersen;
Ben aldığın nefeste,
Dokunduğun yüreğindeyim sevgili..
Koynunda can verecek hasretime son satırlarım..."
Sevgilim, son kez yüreğimi parmak uçlarıma bırakıp seni ve kendimi yazıyorum. Gözlerin, Cennetimin ışığıydı.Yüreğin, yüreğimin dile gelen satırlarıydı. Ama sen beni " duygularını sömüren adam " olarak bil ne olur. Sana yazdıklarımı, dilsiz adamın " şair " olma yolunda daha yükseklere çıkmak için bir merdiven olarak gör. Lakin ben seni " sen " diye sevdim. Sevgimi adadığım kalbini bir oyuncak kadar değersiz bil. Lakin ben seni " gözlerine Cenneti sakladığım " , yüreğine " yüreğimle dokunduğum nefesim" olarak bileceğim..
Seyret sevdiğim beni ; dizlerinde kırıyorum seni " sana " yazan kalemimi . Hayatımın hiçbir karesinde sevgiye dair bir tek kelimem olmamişti. Hiçbir zaman da olmayacak. Hep dört duvar yalnızlığı olacak yüreğimin sahillerinde. Yusuf` un düştüğü kör kuyularından kova kova hasretini çekeceğim kanlı ellerimle..Bak son kez yazıyorum sana ve hayata dair. Suskunluğun soğuk kurşunlarını öpüp sensizliğin içinde kaybolacağım birazdan. Dilimdeki kelimeleri son kez öldürüp yüreğime suskunluğu öreceğim. Karanlığın içinde gözlerinin aydınlığına serilen yıldızları bekleyeceğim ölümün soğuk gecelerinde..
Artık dudaklarıma sürdüğüm acıyla sesinin ve yüreğinin sessizliğinde karanlıklara kulaç atıyorum.Taş dibeklerde dövüyorum içimdeki ezikliğin kanlı dudaklarını..Yüreğime ektiğim umut tohumlarını ellerimle kanata kanata söküyorum. Biliyorum hiçbir zaman gelmeyeceksin. Ben seni bir gün bana gelmen için sevmedim. Seni, uzakları yakınlaştıran rüzgarların avuçlarındaki sıcak gülüşünü sevdim. Dilinde bir kelime olmak için uğraştım durdum. Bilmiyorum adımı bir yerlerde gördüğünde yüreğinde neler hissediyorsun bilmiyorum lakin sen bende hep söylemediğim kelimem olarak kalacaksın. Sana hiçbir zaman söylemediğim " Kadınımsın " kelimesini ezip duracağım sensizliğin kanayan saatlerinde. Oysa gecenin suskunluğunu yüreğimle bozup bu kelimeyle uyandırmak isterdim uyuyan kirpiklerini. Bir kelebek gibi sessizce gelip yanına saçların arasından kulağına " kadınım " diye usulca fısıldamak. Ben seni her gece bu hayalle aracağım yüreğimin sen kokan köşelerinde..
Gülüşünü " güneşim ", gözyaşlarını " yağmurum " bildiğim yüreğine yüreğimle bir kez bile öpememek..Ne acı, ne ızdırap.. Bir kez bile ellerinin sıcaklığında sevgi kokan nağmelerini sana söylememek. Bir kez bile dizlerinin yumuşaklığına sarılıp bir kütük misali ağlayamamak.Ne acı, ne ızdırap..Şimdi acılarını yükleniyorum giderken. Bu satırları okurken " gitmek kelimesini söyleyen sendin " diye söylendiğini duyar gibiyim. Gidiyorum lakin senden öteye, yüreğinden öteye gitmiyorum. Sadece ölümsüz sevdanda susuyorum artık. Bastığım her adımda senin izlerin olduğunu düşünüp seni aramak türkülerin kan kokan satırlarında.
Yokluğunu üzerime giyinip yüreğimin duvarlarına hayalden resimlerini koyuyorum şimdi. Gülüşün sıcaklığını seriyorum odamın soğuk duvarlarına. Ve sana yazdığım şiirlerini yatağımın baş ucuna koyup her gece yatmadan önce her satırında seni solumak için.Gecenin dizlerine eğilip gözyaşlarımla senin mutlu olman için dualara sarılmak . Bir nefes kadar uzaktaki sana yapabileceğim tek şeyim; dualara sarılıp sevdiklerinle mutlu olmanı dilemek..Senin mutlu olduğun sürece ben yaşayacağım gülüm.. Sen gülümsedikçe ben nefes alacağım.. Oysa bakıp bakıp sabahlara kadar ağlayabileceğim ne resmin ne de gülüşün var baş ucumda..Lakin hiçbir zaman pes etmedim. Yokluğun katransı gecelerinde karanlık odamın içinde aradığın zamanlardan kalma çağrılarının geçmiş tarihlerinin yetinmeyi bildim. Yolladığın mesajları tekrar tekrar okumak ve senin ellerinden yüreğime yollanmış kelimelerin arasında seni solumak. Adını yazan her kelimeyi gözyaşlarımla yıkayıp bir kez bile gerçek hayatta göremediğim gözlerini hayal etmek. İşte bir yudum sevgin..İşte ben...
Seni yıkık bir yüregin en sağlam parçalarıyla sevdim. Geçmişin kanlı izlerini senin yüreğinle silmek için değil; ben senin gülen yüzünü, sıcak gülüşünü sevdim. Duygularım hep yarımdı lakin senin yüreğinle tamamladim içimdeki yarımlığımı. Senin gönül güzelliğiyle örttüm çirkin suretimi..Hiçbir zaman kavuşmayacak olsak da seni sevdim ben..Ellerini bir kez olsun tutmayacak olsam da avuç içlerindeki ter olmayi yeğledim hep. Susuz dudaklarımı düşlerimde ezip bir yudum sevgini kana kana içtim. Dudaklarından süzülen sigara dumanın arasında ben gökyüzünün en güzel bulutları seyrettim. Gülüşlerinde hep " sevgi Cennetinin " gökyüzüne kanatlanan kelebeklerini gördüm, gözyaşlarında ise kendimi ve ezikliğimi gördüm. Yetimliğimi senin yüreğinde unuttum..Lakin artık susuyorum. Kelimeleri yüreğimde ezip son kez susuyorum. Dilime senli anılarımı yüreğime gömüp varlığının huzuruna gidiyorum.. Bu aşkın sevaplarını sana bırakıp günahlarını sırtıma giydirip seni " sensiz " yaşamaya gidiyorum.
Zamanı durdum gözlerinde.Takvimleri ise senin geldiğin güne döndürüp kırıyorum kalemimi. Ayak uçlarına dağılan parçalarını toplama ne olur. Kırılan her parçada canımdan bir parça olacak. Ne olur dokunma, kanamasın ellerin, incinmesin yüreğin. Bir umuttu gözlerin şimdi kan olup akıyorum gözbebeklerinden toprağa..Gidiyorum seni " sensiz " sevmenin de olduğu kör uçurumlara. Karanlığın içinde bir gözlerin ışıyla yaşamaya gidiyorum. Senin duygularında doyduğumu, başka tenlerin şehvet yüklü günahlarında sahte aşkları solduğumu düşün. Oysa ben seni bir yudum sevginde yaşamaya devam edeceğim. Senden öte, yüreğinden öte hiçbir yere gitmiyorum aslında. Lakin senli kelimeleri yazan yüreğimi kırıp suskunluğumda seni solumaya gidiyorum. Şimdi dillerim lâl ve ömür boyu susuyorum..
.......
Seni daha çok sevmek için
Kırıyorum kalemimi.
Her parçasında sevgimi haykırmak için
Kırıyorum kendimi..
Bu aşkın sevaplarını sana bırakıp
Günahlarını sırtıma yüklenip
Suskunluğuna boyun büküyorum..
Beni, başka tenlerin
Terli vücutlarında arama sevgili.
Ya da seni anlatan satırların
Sevda kokulu kelimelerinde..
Beni bulmak istersen;
Ben aldığın nefeste,
Dokunduğun yüreğindeyim sevgili..