08-29-2008, Saat: 01:08 AM
Sayfalar: 1 2
08-29-2008, Saat: 01:11 AM
güzeldi Sevda YürekLi emegine saglik...
08-29-2008, Saat: 01:12 AM
nry8 Adlı Kullanıcıdan Alıntı:çok güzell yazıyo dimiii??
eveettttt vallaha bazen bu güzel yazilari okurken kendimi unutuyorum
08-29-2008, Saat: 04:49 AM
Sevda Yürekli Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Maviliğin;
Ziyasını,gömdüğünde gözlerime,
Kara göğü,urgan urgan,
Bağladım hasretine.
Gece vakti,eşlik etsem,
Şarkısına ayazların,
Duyulur mu? bin rad ile,
Kulağına çığlıklarım.
Gittiğin gün kuraklaştı,
Yüreğimde bin sefa,
Bitsin artık bu hasret,
Yağmurlarla gel bana...
Şimdi;
Hicretim oldu soluğun,
Esrarında yokluğunun,
Bıçak oldu,kan oldu...
Hiç sarılmadı yaralarım,
Bir tarafı hep kabardı,
Toyluğunda korkuların.
Kaç kere söyledim,
Çığ yangınıdır, sevgin,
Zehirli baldır ayrılığa özlemin...
Gecenin;
Katmerli karanlığında,
Bak bulut bulut gözlerim.
Tadı değdi kursağıma,
Hiç bitmiyor, ayrılığa sebebim.
Uzattım;
Ellerimi yırtmak için gökyüzünü,
Bir türlü doyuramadım,
Yüreğimdeki hüznü...
Artık vakit tamam ,
Diye; gelsem sana,
Açsam ellerimi dua dua yokluğuna,
Ne olur,
Kuraklığın kavurdu gönülleri,
Bir çöl yangınındayım, sevgili,
Yağmurlarla gel bana...
Önce;
Bir berk ile gözlerime fer olasın,
Sonra;
Radlarınla tütsüleri yakasın,
Ben, gözlerimin en üryan yamacında,
Hala;
Seni bekliyor olacağım...
Önce, bir damlan dokunsun saçlarıma,
Ardından bir tane daha,
Sonra...
Sonrası..., malum sevgili,
Kaç damla keser ki
Aşkına susayan şu yüreği...
Görmez misin?...
Kırık dökük gönül sarayımın otağı,
Ne ettimse olmadı.
Avlayamadım ayrılığın aslanını.
Vuslatın kar eder mi hücrelerime?
Bak;
Kerbeladır,hasretin,
Her zerrem Hüseyin.
Vakit seslenme vaktidir,
Ve işte en hüzzam sesim.
Rüzgarların sırtına binip te gel,
Ulaşsın sana nefesim.
Yok yok,
Dayanılacak an değil bu bana
Artık dayanamıyorum...
Yağmurlarla,
Yağmurlarla gel bana.
Harikasın Biriciğim
Güzelim yüreğin dert görmesin
Harika olan sensin be ışıgım..
Öyle güzel bi eşlikte bulunmuş ki üç kere okudum...teşekür ederim
Rabbim herşeyi gönlüne göre versin Biricigim..
Sevgimi yolluyorum o tertemiz yürege...
08-29-2008, Saat: 04:51 AM
asi_ve_mai Adlı Kullanıcıdan Alıntı:o kadr güzel paylaşımlar olmuş ki...
ikinize de sonsuz teşekkürler....
varlığınızın insanlara olduğu gibi sizlere de mutluluk vermesi dileklerimle...
Begenmene sevindim(K) ....
Mutluluklar seninle olsun ..
08-29-2008, Saat: 04:52 AM
nry8 Adlı Kullanıcıdan Alıntı:teşekkürler..
çok güzell...
Bendende o yürege teşekürler...
Begenmiş olmana sevindim nry8...
Sevgiyle kal daima..
08-29-2008, Saat: 04:53 AM
AyyüzLüm Adlı Kullanıcıdan Alıntı:[quote=ÇiLeK]Sevdiğim! Sabaha[url="http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif"][/url] kan kırmızı tan yerine ve aşka andolsun ki; benim bildiğim tek ben[url="http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif"][/url] sensin. Hoş geldin yokluğunun varlığına. Hoş geldin[url="http://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif"][/url] ateşimin gül yüzü...
yüregine sagLik CiLek....
Okuyan gözlere saglık Ayyüzlüm...sagollasın.
Herşey yüregince olsun..
Sevgiyle kal..
08-29-2008, Saat: 04:54 AM
Yokluğunda bocalarken ben bu saatlerde bir garip
esintidir başımı döndüren...
Ayakta durmakta zorlandıkça her seferinde bir iç çekiştir içimdeki közü alevlendiren….
Pencereden gördüğüm bulutların birkaç göz yaşı belki..
Birkaç inci tanesi…
Çıkıp ıslansam diyorum boş kaldırımlarda usulca söyledikleri sesiz şarkılara eşlik etsem…
Nafile tenimde ki alevi de yüreğimde ki ateşi de söndüremez ki…
Sen gideli hüzün bulutları yerleşti gözlerime saçlarımın sarısı beyazlara yüz bağladı mahzun kaldı yüzüm duygularım ağlamaklı…
Artık hiç gelemeyeceğini bilsem de seni o bıraktığın yerde beklemeyi öyle istedim ki…
İlk zamanlar güzeldi yokluğunda köşe bucak seni aramak…
Anılarımın her canlandığında
bulduğumu sanarak bir çocuk gibi şımarmak güzeldi…
Şirin şımarıklıklarımın ardında
can yakmaya başladın…
Git gide azaldı baktığım kuytu köşeler…
Sonra yarım kaldığımı anladım…
Yokluğun karşımda görmeye alışkın olmadığım bir yabancı gibi duruyordu ve çırıl çıplaktı yüreğim…
Utandım…
Kaçtım…
[SIZE=4]O da özlüyormuş benim bir tanem[/SIZE]
[SIZE=4]Çok üşüyormuş ben olmayınca[/SIZE]
[SIZE=4]Öyle yazıyor son mektubunda….[/SIZE]
Şimdi sen de aynı yağmurlara bakıyorsun biliyorum…
Aynı mahzun yüzünle sende dalıyorsun uzaklara…
Boş kaldırımlara çarparak dağılan inci tanelerini gördükçe aynı sessiz şarkıyı söylüyorsun benimle…
Bıraktığın yerlere gelmek istiyorsun…
Ben yokluğunla köşe kapmaca oynarken kapının ardında seni bulmamı yine küçük bir kız çocuğu gibi şımarıklıklar yapmamı düşlüyorsun…
Üşüdüğünü duyuyorum çıplak caddelerdeki melodide…
Sarılmamı bekliyorsun biliyorum…
Her gelişinde yeniden başlardık ya yaşamaya…
Yaşamak istiyorsun…
[SIZE=4]O da özlüyormuş benim bir tanem[/SIZE]
[SIZE=4]Hep ağlıyormuş ben olmayınca[/SIZE]
[SIZE=4]Öyle yazıyor son mektubunda…[/SIZE]
Aynı geceye uyuyoruz sevgilim.
Aynı düşlerde buluşuyoruz.
Aynı şarkıdır kulaklarımızda çınlayan dalıp giden gözlerimiz aynı ufuklarda yüzümüzün dalgın mahzun ifadesi saçlarımızın beyazlara ev sahipliği yapışı bile aynı…
Özlediğin kadar özleniyorsun sevgilim…
Sevdiğin kadar seviliyorsun…
Birbirimizden habersiz söylediğimiz aynı şarkıda dilimden hiç düşmüyorsun….
[SIZE=4]Caddelerde rüzgar aklımda aşk var[/SIZE]
[SIZE=4]Gece yarısında eski yağmurlar[/SIZE]
[SIZE=4]Şarkı söylüyorlar sessiz usulca[/SIZE]
[SIZE=4]Özlediğim şimdi çok uzaklarda…[/SIZE]
esintidir başımı döndüren...
Ayakta durmakta zorlandıkça her seferinde bir iç çekiştir içimdeki közü alevlendiren….
Pencereden gördüğüm bulutların birkaç göz yaşı belki..
Birkaç inci tanesi…
Çıkıp ıslansam diyorum boş kaldırımlarda usulca söyledikleri sesiz şarkılara eşlik etsem…
Nafile tenimde ki alevi de yüreğimde ki ateşi de söndüremez ki…
Sen gideli hüzün bulutları yerleşti gözlerime saçlarımın sarısı beyazlara yüz bağladı mahzun kaldı yüzüm duygularım ağlamaklı…
Artık hiç gelemeyeceğini bilsem de seni o bıraktığın yerde beklemeyi öyle istedim ki…
İlk zamanlar güzeldi yokluğunda köşe bucak seni aramak…
Anılarımın her canlandığında
bulduğumu sanarak bir çocuk gibi şımarmak güzeldi…
Şirin şımarıklıklarımın ardında
can yakmaya başladın…
Git gide azaldı baktığım kuytu köşeler…
Sonra yarım kaldığımı anladım…
Yokluğun karşımda görmeye alışkın olmadığım bir yabancı gibi duruyordu ve çırıl çıplaktı yüreğim…
Utandım…
Kaçtım…
[SIZE=4]O da özlüyormuş benim bir tanem[/SIZE]
[SIZE=4]Çok üşüyormuş ben olmayınca[/SIZE]
[SIZE=4]Öyle yazıyor son mektubunda….[/SIZE]
Şimdi sen de aynı yağmurlara bakıyorsun biliyorum…
Aynı mahzun yüzünle sende dalıyorsun uzaklara…
Boş kaldırımlara çarparak dağılan inci tanelerini gördükçe aynı sessiz şarkıyı söylüyorsun benimle…
Bıraktığın yerlere gelmek istiyorsun…
Ben yokluğunla köşe kapmaca oynarken kapının ardında seni bulmamı yine küçük bir kız çocuğu gibi şımarıklıklar yapmamı düşlüyorsun…
Üşüdüğünü duyuyorum çıplak caddelerdeki melodide…
Sarılmamı bekliyorsun biliyorum…
Her gelişinde yeniden başlardık ya yaşamaya…
Yaşamak istiyorsun…
[SIZE=4]O da özlüyormuş benim bir tanem[/SIZE]
[SIZE=4]Hep ağlıyormuş ben olmayınca[/SIZE]
[SIZE=4]Öyle yazıyor son mektubunda…[/SIZE]
Aynı geceye uyuyoruz sevgilim.
Aynı düşlerde buluşuyoruz.
Aynı şarkıdır kulaklarımızda çınlayan dalıp giden gözlerimiz aynı ufuklarda yüzümüzün dalgın mahzun ifadesi saçlarımızın beyazlara ev sahipliği yapışı bile aynı…
Özlediğin kadar özleniyorsun sevgilim…
Sevdiğin kadar seviliyorsun…
Birbirimizden habersiz söylediğimiz aynı şarkıda dilimden hiç düşmüyorsun….
[SIZE=4]Caddelerde rüzgar aklımda aşk var[/SIZE]
[SIZE=4]Gece yarısında eski yağmurlar[/SIZE]
[SIZE=4]Şarkı söylüyorlar sessiz usulca[/SIZE]
[SIZE=4]Özlediğim şimdi çok uzaklarda…[/SIZE]
08-29-2008, Saat: 04:54 AM
Yazıyorum.
İnadına bükülüyor kelimeler kalemimin çeperinde.
Sana mensup akıldışı tümcelerde günler geçiriyorum.
Sesin duyulur gibi oluyor uykudan uykuya geçitlerimin bulanıklığında.
Nerde olduğunu bilmediğim İstanbul sabahlarında olduğun yere açıyorum gözlerimi.
‘Yine yoksun’ diye bitireceğim geceye düş kırıklığı topluyorum seni şair yapan sokaklardan.
‘Buradan geçmiştir’ belkisinin işe yaramaz ihtimaliyle umuduma yürüyorum.
Tabanımda izin’siz kaldırımı kalmadı İstanbul’un.
Bir şehir bu kadar taşır seni ve bu kadar saklar.
Yoksun!
Ayrılığın inandıkça bir yalan oluyor.
Özbe öz olsa firak lisanımıza uymazdı.
Anlamazdım.
Yadin dururdum terk ettiğin şehirlerin girişinde.
Söylediklerinin eri oluyorum oysa.
Dilim haricindekilere paralel lügatine teğet geçiyor.
Daha yakınlığım senin en uzağın.
Genişliğini bilmediğim yörüngendeki kör dolanışım İstanbul’un çok açılı bakışlarında sıkışıp kalıyor.
Özlüyorum tamamı özlem aşkımın en yanık ayinlerinde.
İstanbul kuma İstanbul delil İstanbul naçar...
Ben gibi değil mi artık içindeki ben?
Çok mu ileri gittim ve ertesiz mi bıraktım bu aşkı?
Sen yazarken ben yaşıyorum!
Simetrik midir bu eylemler taraflarımızın algılayışında?
Ben geri çektim öfkemi.
Sen de kır küskünlüğünün nifak saçan dallarını.
Affedilmez kusur işlenmedi bizde.
Kırgınlığım sözüneydi.
Sana alındım ben!
Alındım sevdiğime!
Bana vaatsizsen de bul beni sende İstanbul’da.
Yalnızlığım paylaşılıyor havarisi çok kimsesizliğimin.
Sensizliğim tekelimde şahsıma yaraşık yaşaması.
Zamanın geçer gibi yaptığı anlarda anıları daha çok hatırlıyorum.
Gülüşünden sözlerine ellerinden gözlerine uzanan resmiyetsiz Boğaz törenlerinde harlanıyor aklım.
Varlığına yeksan değil yokluğunun tasvirsiz İstanbul’u.
İnadına bükülüyor kelimeler kalemimin çeperinde.
Sana mensup akıldışı tümcelerde günler geçiriyorum.
Sesin duyulur gibi oluyor uykudan uykuya geçitlerimin bulanıklığında.
Nerde olduğunu bilmediğim İstanbul sabahlarında olduğun yere açıyorum gözlerimi.
‘Yine yoksun’ diye bitireceğim geceye düş kırıklığı topluyorum seni şair yapan sokaklardan.
‘Buradan geçmiştir’ belkisinin işe yaramaz ihtimaliyle umuduma yürüyorum.
Tabanımda izin’siz kaldırımı kalmadı İstanbul’un.
Bir şehir bu kadar taşır seni ve bu kadar saklar.
Yoksun!
Ayrılığın inandıkça bir yalan oluyor.
Özbe öz olsa firak lisanımıza uymazdı.
Anlamazdım.
Yadin dururdum terk ettiğin şehirlerin girişinde.
Söylediklerinin eri oluyorum oysa.
Dilim haricindekilere paralel lügatine teğet geçiyor.
Daha yakınlığım senin en uzağın.
Genişliğini bilmediğim yörüngendeki kör dolanışım İstanbul’un çok açılı bakışlarında sıkışıp kalıyor.
Özlüyorum tamamı özlem aşkımın en yanık ayinlerinde.
İstanbul kuma İstanbul delil İstanbul naçar...
Ben gibi değil mi artık içindeki ben?
Çok mu ileri gittim ve ertesiz mi bıraktım bu aşkı?
Sen yazarken ben yaşıyorum!
Simetrik midir bu eylemler taraflarımızın algılayışında?
Ben geri çektim öfkemi.
Sen de kır küskünlüğünün nifak saçan dallarını.
Affedilmez kusur işlenmedi bizde.
Kırgınlığım sözüneydi.
Sana alındım ben!
Alındım sevdiğime!
Bana vaatsizsen de bul beni sende İstanbul’da.
Yalnızlığım paylaşılıyor havarisi çok kimsesizliğimin.
Sensizliğim tekelimde şahsıma yaraşık yaşaması.
Zamanın geçer gibi yaptığı anlarda anıları daha çok hatırlıyorum.
Gülüşünden sözlerine ellerinden gözlerine uzanan resmiyetsiz Boğaz törenlerinde harlanıyor aklım.
Varlığına yeksan değil yokluğunun tasvirsiz İstanbul’u.
Kahraman TAZEOÄžLU
08-29-2008, Saat: 04:55 AM
Ey gönül! Yaşadın mı acıyı
Yaşadın mı acıyı
en derinine nakış nakış işleyenini.
Yaşadın mı vuslatı yârsız.
Kavuşmak ümidini erteledin mi hiç sonsuza.
Hiç kabullenmeye çalıştın mı onsuzluğu.
Onu ararken kendini kaybettin mi&.
Ağladın mı gecelerce gizli saklı yüreğinle.
Hiç dost oldun mu acıylasırf onun için.
Uykusuz kaldın mı bir maşuk uğruna.
Peki ya karşılıksız kaldı mı bütün bunlar hiç.
Dünya gözüyle umduğunu göremediğin oldu mu.
Hiç ölümü düşündün mü vuslat uğruna.
Hayatını bir kenara itmeyi bildin mi gerektiğinde.
Hiç secdeden böylesine keyif aldın mı.
Alnın hiç bu kadar sıcak oldu mu.
Yalnız kalmak için en yakınının kalbini kırdın mı.
Onu düşlemek için kalabalıktan çekildin mi.
Hiç yaşadın mı onu onsuzluğunda.
Fark ettin mi varlığının dipsiz kuyularından sana baktığını.
Eyy gönül!!
Sen hiç aşık oldun mu?...
Bırakma beni diye yalvardın mı semaya nazır.
Onun nazarıyla kendine bakmayı arzuladın mı.
Yandın mı tüm varlığınla.
İstedin mi yok olmayı.
Sevildiğini merak ettin mi.
Hiç gökyüzünü bu kadar berrak gördün mü.
Denizi böylesine sakin.
Ya düşündün mü nefreti bile hayır getirebileceğini
Söylee???
Söyle gönülsöyle..
Hiç tattın mı aşkın en tatlısını.
Yaşadın mı acıyı
en derinine nakış nakış işleyenini.
Yaşadın mı vuslatı yârsız.
Kavuşmak ümidini erteledin mi hiç sonsuza.
Hiç kabullenmeye çalıştın mı onsuzluğu.
Onu ararken kendini kaybettin mi&.
Ağladın mı gecelerce gizli saklı yüreğinle.
Hiç dost oldun mu acıylasırf onun için.
Uykusuz kaldın mı bir maşuk uğruna.
Peki ya karşılıksız kaldı mı bütün bunlar hiç.
Dünya gözüyle umduğunu göremediğin oldu mu.
Hiç ölümü düşündün mü vuslat uğruna.
Hayatını bir kenara itmeyi bildin mi gerektiğinde.
Hiç secdeden böylesine keyif aldın mı.
Alnın hiç bu kadar sıcak oldu mu.
Yalnız kalmak için en yakınının kalbini kırdın mı.
Onu düşlemek için kalabalıktan çekildin mi.
Hiç yaşadın mı onu onsuzluğunda.
Fark ettin mi varlığının dipsiz kuyularından sana baktığını.
Eyy gönül!!
Sen hiç aşık oldun mu?...
Bırakma beni diye yalvardın mı semaya nazır.
Onun nazarıyla kendine bakmayı arzuladın mı.
Yandın mı tüm varlığınla.
İstedin mi yok olmayı.
Sevildiğini merak ettin mi.
Hiç gökyüzünü bu kadar berrak gördün mü.
Denizi böylesine sakin.
Ya düşündün mü nefreti bile hayır getirebileceğini
Söylee???
Söyle gönülsöyle..
Hiç tattın mı aşkın en tatlısını.
Sayfalar: 1 2