09-09-2008, Saat: 04:46 AM
Susuyorum bugünlerde... Sustukça susuyorum.
Konuşmasın istiyorum yüreğim... Haykırmasın hissettiklerini... Dökmesin içindekileri... İçin için ağlıyor ama sesi çıkmıyor yüreğimin... Usul usul acılarının denizinde boğuluyor sessizce...
Hala öğretemedim gözyaşlarıma akmamayı... Söz dinlemiyorlar bir türlü. Ben durdurmaya çalıştıkça onlar inadına süzülüyorlar yanaklarımdan... Oysa kolay kolay akmazdı benim gözyaşlarım... Şimdiyse sel olup akıyorlar. İsyan ediyorlar sanki yürek acıma... Onu susturdun ama beni susturmayı hala öğrenemedin der gibi hiç durmamacasına akıyorlar.
Küçüğüm hala...
Büyütemedi beni geçen zaman.
Yaşadığım acılar adam edemedi beni...
Uslandıramadı.
Elma şekeri elinden alınmış ufak bir kız çocuğuyum adeta...
Kumdan kaleleri yıkılmış, düşmüş,
Dizleri paramparça olmuş bir kız çocuğu...
Şimdilerde bir "veda" sahnesinin başrolünde oynuyorum parçalanmış dizlerim, ufacık ellerimle...
Yüreğimin yolcusuna el sallıyorum.
Damarımdaki kanı akıtıyorum.
Acıma derman olamıyorum.
Bile bile yaramı kaşıyorum, daha çok kanatıyorum.
Ne elimden alınmış elma şekerim, ne parçalanmış dizlerim ne de avuçlarımdan kayıp giden yıllarım umrumda değil yolcumun acısının yanında...
Tutamadığım biri var hala...
Kendime saklayıp, tenine dokunamadığım biri...
Adının her geçtiği yerde yüreğimin tellerine dokunan, içimi acıtan , beni yaşayan bir ölüden farksız kılan biri...
Ben onu sevdim, o nefret etmeyi...
Ben onu özlemeyi sevdim, o uzak diyarlara gitmeyi...
Ben onu seçmeyi sevdim, o bizi darmadağın edeni...
Artık bitmeli, son bulmalı bu "veda" sahnesi... Perde kapanmalı. Seyirciler hep bekledikleri bu hazin sonu alkışlamalı... Sen yaş olup akarken gözümden, onlar hüzün bulutlarını getirmeli üzerime üzerime...
Üzgünüm...!
Hayat beni sevmedi yolcu...!
Konuşmasın istiyorum yüreğim... Haykırmasın hissettiklerini... Dökmesin içindekileri... İçin için ağlıyor ama sesi çıkmıyor yüreğimin... Usul usul acılarının denizinde boğuluyor sessizce...
Hala öğretemedim gözyaşlarıma akmamayı... Söz dinlemiyorlar bir türlü. Ben durdurmaya çalıştıkça onlar inadına süzülüyorlar yanaklarımdan... Oysa kolay kolay akmazdı benim gözyaşlarım... Şimdiyse sel olup akıyorlar. İsyan ediyorlar sanki yürek acıma... Onu susturdun ama beni susturmayı hala öğrenemedin der gibi hiç durmamacasına akıyorlar.
Küçüğüm hala...
Büyütemedi beni geçen zaman.
Yaşadığım acılar adam edemedi beni...
Uslandıramadı.
Elma şekeri elinden alınmış ufak bir kız çocuğuyum adeta...
Kumdan kaleleri yıkılmış, düşmüş,
Dizleri paramparça olmuş bir kız çocuğu...
Şimdilerde bir "veda" sahnesinin başrolünde oynuyorum parçalanmış dizlerim, ufacık ellerimle...
Yüreğimin yolcusuna el sallıyorum.
Damarımdaki kanı akıtıyorum.
Acıma derman olamıyorum.
Bile bile yaramı kaşıyorum, daha çok kanatıyorum.
Ne elimden alınmış elma şekerim, ne parçalanmış dizlerim ne de avuçlarımdan kayıp giden yıllarım umrumda değil yolcumun acısının yanında...
Tutamadığım biri var hala...
Kendime saklayıp, tenine dokunamadığım biri...
Adının her geçtiği yerde yüreğimin tellerine dokunan, içimi acıtan , beni yaşayan bir ölüden farksız kılan biri...
Ben onu sevdim, o nefret etmeyi...
Ben onu özlemeyi sevdim, o uzak diyarlara gitmeyi...
Ben onu seçmeyi sevdim, o bizi darmadağın edeni...
Artık bitmeli, son bulmalı bu "veda" sahnesi... Perde kapanmalı. Seyirciler hep bekledikleri bu hazin sonu alkışlamalı... Sen yaş olup akarken gözümden, onlar hüzün bulutlarını getirmeli üzerime üzerime...
Üzgünüm...!
Hayat beni sevmedi yolcu...!