delideli80
09-18-2008, Saat: 04:10 AM
korkuyorum
uzaklara bakıp mavilikte kaybolamamaktan
sahildeki taşlara basıp ayağımı acıtamamaktan
bir martının yanına yaklaşıp dokunabilmek için elimi uzatamamaktan
korkuyorum
sevdiğim şarkıyı dinleyememekten defalarca
bir şiir okuyup hüzünlenememekten
eski saman kağıt bir kitabın sayfalarını çevirememekten
korkuyorum
bir annenin iyileşmesi için dua edememekten
güzel kadınları meleğe benzetememekten
terliyken cam şişeden buz gibi su içememekten
korkuyorum
bir köydeki çocuğun eve dönüş yolundaki özlemlerini düşleyememekten
sobanın yanında ellerimi ısıtamamaktan
bir parça çikolatayı damağımda eritememekten
korkuyorum
sonbaharda delicesine hüzünlenememekten
rengarenk bir tarlanın sonsuzluğunu hayal edememekten
saçlarımı rüzgara bırakıp savuramamaktan
korkuyorum
bir daha "sen ve ben" diyememekten
yorulana dek yürüyememekten en uzağa
saçlarına dokunup istediğim gibi şekillendirememekten
korkuyorum
bir gitardan dökülen notaların herkes için ağladığını bilememekten
kızdığım insanları birgün affedememekten
pazardan dönen bir yaşlıya yardım edip mutlu olamamaktan
korkuyorum
bir sıcak çay daha içememekten elim yana yana
simitle beyaz peynir yiyememekten
aç ve ağlayan bir çocuk yanıma gelip de isterse onunla paylaşamamaktan
korkuyorum
yelkenlilerin süzülüşünü izleyememekten
pırıl pırıl havada balık tutamamaktan
içimden gelen şarkıyı bağıra çağıra söyleyememekten
korkuyorum
sahilde birbirini ıslatan iki çocuk görememekten
bir hastanın yanına gidip "umut var" diye fısıldayamamaktan
fırtınalı bir günde kayalıkların en ucuna gidip dalgalarla kendimi ıslatamamaktan
korkuyorum
akşam vakti eve dönememekten
yurdumun köylerinde susuz ev kalmasın diyememekten
sevdiklerimle telefonda saatlerce konuşamamaktan
korkuyorum
bir yanlışın doğruya döndüğünü görememekten
küfür edip rahatlayamamaktan
kendi tuttuğum balığı seninle birlikte yiyememekten
korkuyorum
bir vapurun dumanını uzaklardan görememekten
bahar yağmurunu pencereden seyredememekten
bir kelebeğin peşinde bahçelerde koşamamaktan bir çocuk gibi
korkuyorum
eski zamanları aklıma getirip gülümseyememekten
yağlı boya bir tabloya dokunabilmeyi isteyememekten
bir kahvede son paramla demli bir çay içememekten
korkuyorum
içim ezile ezile gözyaşı dökememekten
soğuk bir kış sabahı ellerimi cebime sokamamaktan
buram buram burnumda tüttürememekten seni
korkuyorum
gökyüzüne bakıp hayal kuramamaktan
masal kahramanlarını kıskanamamaktan
en sevdiğim çizgi filmi annemle izleyememekten
korkuyorum
şiir yazamamaktan trenlerde
aç bir insanı doyurmayı ölesiye isteyememekten
dostlarımla isteğim zaman oturup dertleşememekten
korkuyorum
bir depremin şiddetini hissedememekten
yanan ormanlarda yeni dikilen ağaçların filizlendiğini görememekten
işe geç kalamamaktan
korkuyorum
ekmek fırının önünde bekleşen yoksul çocuklara ekmek alamamaktan
üzgün ve ümitsiz biri için ağlayamamaktan
cızırtılı bir radyonun sesini kısamamaktan
...
korkuyorum
nefes alamamaktan
elveda diyemeden ölmekten
çok çabuk sonsuza karışmaktan
uzaklara bakıp mavilikte kaybolamamaktan
sahildeki taşlara basıp ayağımı acıtamamaktan
bir martının yanına yaklaşıp dokunabilmek için elimi uzatamamaktan
korkuyorum
sevdiğim şarkıyı dinleyememekten defalarca
bir şiir okuyup hüzünlenememekten
eski saman kağıt bir kitabın sayfalarını çevirememekten
korkuyorum
bir annenin iyileşmesi için dua edememekten
güzel kadınları meleğe benzetememekten
terliyken cam şişeden buz gibi su içememekten
korkuyorum
bir köydeki çocuğun eve dönüş yolundaki özlemlerini düşleyememekten
sobanın yanında ellerimi ısıtamamaktan
bir parça çikolatayı damağımda eritememekten
korkuyorum
sonbaharda delicesine hüzünlenememekten
rengarenk bir tarlanın sonsuzluğunu hayal edememekten
saçlarımı rüzgara bırakıp savuramamaktan
korkuyorum
bir daha "sen ve ben" diyememekten
yorulana dek yürüyememekten en uzağa
saçlarına dokunup istediğim gibi şekillendirememekten
korkuyorum
bir gitardan dökülen notaların herkes için ağladığını bilememekten
kızdığım insanları birgün affedememekten
pazardan dönen bir yaşlıya yardım edip mutlu olamamaktan
korkuyorum
bir sıcak çay daha içememekten elim yana yana
simitle beyaz peynir yiyememekten
aç ve ağlayan bir çocuk yanıma gelip de isterse onunla paylaşamamaktan
korkuyorum
yelkenlilerin süzülüşünü izleyememekten
pırıl pırıl havada balık tutamamaktan
içimden gelen şarkıyı bağıra çağıra söyleyememekten
korkuyorum
sahilde birbirini ıslatan iki çocuk görememekten
bir hastanın yanına gidip "umut var" diye fısıldayamamaktan
fırtınalı bir günde kayalıkların en ucuna gidip dalgalarla kendimi ıslatamamaktan
korkuyorum
akşam vakti eve dönememekten
yurdumun köylerinde susuz ev kalmasın diyememekten
sevdiklerimle telefonda saatlerce konuşamamaktan
korkuyorum
bir yanlışın doğruya döndüğünü görememekten
küfür edip rahatlayamamaktan
kendi tuttuğum balığı seninle birlikte yiyememekten
korkuyorum
bir vapurun dumanını uzaklardan görememekten
bahar yağmurunu pencereden seyredememekten
bir kelebeğin peşinde bahçelerde koşamamaktan bir çocuk gibi
korkuyorum
eski zamanları aklıma getirip gülümseyememekten
yağlı boya bir tabloya dokunabilmeyi isteyememekten
bir kahvede son paramla demli bir çay içememekten
korkuyorum
içim ezile ezile gözyaşı dökememekten
soğuk bir kış sabahı ellerimi cebime sokamamaktan
buram buram burnumda tüttürememekten seni
korkuyorum
gökyüzüne bakıp hayal kuramamaktan
masal kahramanlarını kıskanamamaktan
en sevdiğim çizgi filmi annemle izleyememekten
korkuyorum
şiir yazamamaktan trenlerde
aç bir insanı doyurmayı ölesiye isteyememekten
dostlarımla isteğim zaman oturup dertleşememekten
korkuyorum
bir depremin şiddetini hissedememekten
yanan ormanlarda yeni dikilen ağaçların filizlendiğini görememekten
işe geç kalamamaktan
korkuyorum
ekmek fırının önünde bekleşen yoksul çocuklara ekmek alamamaktan
üzgün ve ümitsiz biri için ağlayamamaktan
cızırtılı bir radyonun sesini kısamamaktan
...
korkuyorum
nefes alamamaktan
elveda diyemeden ölmekten
çok çabuk sonsuza karışmaktan