09-19-2008, Saat: 09:33 PM
[b] Islanan Cenazelerim Var
Hüznün sağanağında ıslanan cenazelerim var benim, tam yüreğimin acıyan yanında.
Çok ağrıyorum.
Düştü yine bedenim, düştü yine gözlerin kanayan avuçlarımın izlerine ve beni sağır eden o
yangın beter sözlerine.
Fersah fersah uzaklaşıyorsun, hangi denizlerin tuzuyla kavuruyorsun beni.
Benim sevdam Erciyes kadardır, bir baksan Yeditepelidir.
Bir baksan Ankara mevsimidir. Benim sevdam çok sancılıdır, ege bilir bunu en iyi,
toroslardan söndürür yangınını.
Sığmaz cilt cilt sayfalara. Biçimsiz, anlamsız, coğrafyası talan,
darma duman şehirler gibidir kuzum.
Şimdi mahyalarda kavruluyorum.
Bir ezan okunuyor gece yarısı, melekler dolduruyor şehrimi,
susuzluğun ciğerimi kavurduğu bir anda.
Hiç bitmeyen cümlelerimin peşinden koşuşuyorlar.
Çok üşüyorum.
Bana yürek sızısı hediye etme.
Nereye gitsem, hangi sokaklarda savrulsam bükülmüş harfler çıkıyor karşıma.
Kırılganlığım dahada çatırtıyor ve başıma koca binalardan cam kırıklıkları yağıyor.
Morarmış tüm hücreleri cümlelerin. Sıkışmışım sevdam.
Olmadık bir anın keşkelerini senin omzuna yükleyemem ama yüreğim
yinede seni sayıklıyor.
Bak güz geldi toprak sen kokuyor.
Yağmur yağdırmasın mevlam, yine toprak sen kokar, korkuyorum.
Adım olursun, gökyüzüne düşlerin kurulur, sahneye sen çıkarsın. Off…
Bırakta bir hiç olarak kalayım, hiç…
Koynuma aldığın sen titriyor, en insancıl gölgeler sarsıyor bizi.
Şizofreni krizlerin sesleri geliyor dışarıdan, şimdi yağmurda başlar
ve bir bakmışım koynum bomboş, öfkeli serzenişlerim kapımın eşiğinden sızar dışarıya
ve şizofreni krizlere karışır.
Çıldırırmıyım yoksa, şehrimin duvarları yarim olurmu
En mahrem anların geliyor aklıma.
Sevişmelere ayıp diyor şehrim.
Soluklarıma soluğun siniyor, günahsın, guslüne müsaade etmiyor tabiat ama
ben seni silemiyorum ve düşüyorum her defasında rüyalarımda.
Kan revan içindeyim.
Devriyeler çıktı sokaklara, gece yürüyüşlerime yasaklar koydu.
Odama düşen ışığına gölgeler kondu.
Lekeni bıraktım göğsümde, gürmüyormusun.
Çırılçıplağım, gelde çıksın lekelerim.
Karanlıktayım ve sessizliğin kabuğunu atmaya çalışıyorum bedenimden
ve uzakta ölümlü savaşlar yaşanıyor.
Sen benim savaşım olma, ben yenildim şiddetli çarpışmalarda.
Islanan Cenazelerim Sen KALDIRMA...[/b]
Hüznün sağanağında ıslanan cenazelerim var benim, tam yüreğimin acıyan yanında.
Çok ağrıyorum.
Düştü yine bedenim, düştü yine gözlerin kanayan avuçlarımın izlerine ve beni sağır eden o
yangın beter sözlerine.
Fersah fersah uzaklaşıyorsun, hangi denizlerin tuzuyla kavuruyorsun beni.
Benim sevdam Erciyes kadardır, bir baksan Yeditepelidir.
Bir baksan Ankara mevsimidir. Benim sevdam çok sancılıdır, ege bilir bunu en iyi,
toroslardan söndürür yangınını.
Sığmaz cilt cilt sayfalara. Biçimsiz, anlamsız, coğrafyası talan,
darma duman şehirler gibidir kuzum.
Şimdi mahyalarda kavruluyorum.
Bir ezan okunuyor gece yarısı, melekler dolduruyor şehrimi,
susuzluğun ciğerimi kavurduğu bir anda.
Hiç bitmeyen cümlelerimin peşinden koşuşuyorlar.
Çok üşüyorum.
Bana yürek sızısı hediye etme.
Nereye gitsem, hangi sokaklarda savrulsam bükülmüş harfler çıkıyor karşıma.
Kırılganlığım dahada çatırtıyor ve başıma koca binalardan cam kırıklıkları yağıyor.
Morarmış tüm hücreleri cümlelerin. Sıkışmışım sevdam.
Olmadık bir anın keşkelerini senin omzuna yükleyemem ama yüreğim
yinede seni sayıklıyor.
Bak güz geldi toprak sen kokuyor.
Yağmur yağdırmasın mevlam, yine toprak sen kokar, korkuyorum.
Adım olursun, gökyüzüne düşlerin kurulur, sahneye sen çıkarsın. Off…
Bırakta bir hiç olarak kalayım, hiç…
Koynuma aldığın sen titriyor, en insancıl gölgeler sarsıyor bizi.
Şizofreni krizlerin sesleri geliyor dışarıdan, şimdi yağmurda başlar
ve bir bakmışım koynum bomboş, öfkeli serzenişlerim kapımın eşiğinden sızar dışarıya
ve şizofreni krizlere karışır.
Çıldırırmıyım yoksa, şehrimin duvarları yarim olurmu
En mahrem anların geliyor aklıma.
Sevişmelere ayıp diyor şehrim.
Soluklarıma soluğun siniyor, günahsın, guslüne müsaade etmiyor tabiat ama
ben seni silemiyorum ve düşüyorum her defasında rüyalarımda.
Kan revan içindeyim.
Devriyeler çıktı sokaklara, gece yürüyüşlerime yasaklar koydu.
Odama düşen ışığına gölgeler kondu.
Lekeni bıraktım göğsümde, gürmüyormusun.
Çırılçıplağım, gelde çıksın lekelerim.
Karanlıktayım ve sessizliğin kabuğunu atmaya çalışıyorum bedenimden
ve uzakta ölümlü savaşlar yaşanıyor.
Sen benim savaşım olma, ben yenildim şiddetli çarpışmalarda.
Islanan Cenazelerim Sen KALDIRMA...[/b]