:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: dü$Lerimi qÖmdüm..
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
tutup, tutunamadık birbirimize. ben seni anlamadım, sen beni anlamadın... anlaşamadık. olumsuz da olsa, -biz-li yüklemler kuralabiliyor hala. hiç gerek yokken. ben... artık seni düşlemiyorum" bil istedim... acıtır bilmek bazen...

sevgili,
düşlerin ucu bucağı yoktu,
değil mi?

haklıymışsın...


pembe gökyüzünün altında, mavi panjurlu, fiyonklu, eflatun perdeli yazlık evimizde; ilk olarak umuttan barış yemiştik. ev, denize bakıyordu ve sen ucunda iğne olmayan oltanla, sadece balıkların karnını doyuruyordun. bu balıkçılık değil de, balıkçılık oyunuydu.

ne çok oyun oynardık...

pembe gökyüzünden, yağmurlar yağardı. aşktı yağan üzerimize, yağmurda koşardık, ıslandıkça daha çok aşık olurduk. daha çk aşık oldukça, daha çk yağmur yağardı. bu yağan yağmur değil de yağmurculuk oyunuydu.

ne çok ıslanırdık...

pembe gökyüzünde martılar havalanırdı. biz güvercin beklerdik oysa evrene sevgi postalam için. olsundu, martılar da anlatırdı. her martının ağzına bir kağıt sıkıştırırdık. kağıda sev kardeşim yazardık. bu bir iletişim değildi de, iletişim oyunuydu.

ne çok yazardık...



ve birden,
günlerden hüzün,
aylardan veda iken,
gökyüzü karaya abandı...
pembe gökyüzüne siyahla boyamadık sevgili.
bu ne benim düşüm, ne senin düşündüğündü...

üzerimize hüzün yağdı.
benim gözlerim morardı,
bedenim yüreğime dardı.

gitmeyi ne sen seçtin,
ne ben sevdim sevgili.


birden deniz dalgalandı... balıklar, oltayatakıldı.panjurlar yıkıldı. fiyonklar çözüldü. yemek yandı. nasıl, neyin acısı bu sevgili?

en acısı da ne biliyor musun sevgili, demeyi unuttuğum sana,

senli düşlerim artık, mezardaydı...
bilmem kaç sat geçti,
takvim ne yıldı...


düşlerimi gömdüm,
bilmem hak mıydı?