09-20-2008, Saat: 11:34 PM
вєη ѕєηѕιzℓιğι вιℓє ѕєν∂ιм
Yolculukların en büyüğüne çıktım sayende. Kendi içime çok büyük bir yolculuktu bu. Adım attığım her yerden senin enkazlarını temizlemeye çalıştım. Hepsini olmasa da bir kısmını temizledim sayılır. En azından biraz daha fazla umutla uyanıyorum sabahları. Artık çok fazla aklıma gelmiyor bıraktığın günün anısı. Menekşeler daha güzel görünüyor gözüme. İçimde bıraktığın sızıyla uyumayı, onunla uyanmaya alışır oldum. Artık göğüs kafesimde daha az sızıyla nefes alıp veriyorum. Eskisi kadar acıtmıyor yokluğun.Ben de isterdim sonsuzluğumun içinde seninle kaybolmayı, senin olmayı ama sen benim kadar çok istememişsin ki bunu. Ama artık bunu da kabullendim. Artık sabahları uyanmamayı dileyerek yattığım yataktan biraz daha huzurla kalkıyorum. Büyük savaşların kısa süreli ateşkeslerini yaşadığımı hissederek nefes alıyorum. Senin o kan revan içinde bırakan büyük savaşından çıktım ben. Ağır yaralarımı tek başıma iyileştirmeye çalışıyorum. Çünkü biliyorum o yaraları kimse senin şefkatin, sevgilim deyişin kadar çabuk iyi edemez. Sen benim en güzel ilacımsın. Ama beni en çok yaralayan ve beni yaralamasından en çok şikayetsiz olduğum insansın.
Hastalığına aşık bir insan olarak yaşıyorum ben. Sensizliğe alışıyorum belki ama sensizliği sen olmasan da bir hastalık gibi yaşamak istiyorum ben. Kimsenin beni iyileştirmesini istemiyorum. Sensizliğin içindeki [b]SEN [/b]kaybolma diye. İlacı olmasın sensizliğin. Yeter ki içinde[b] SEN [/b]ol. Yeter ki o sensizliğin içinde, yine hayallerimde[b] SEN [/b]ol. Gözyaşlarımı bile sever oldum içinde sen varsın diye. Sen beni bırakıp gittin ama ben sensizliği bile bırakamıyorum. Ben sensizliği bile sevdim sevgilim içinde sen varsın diye...