09-22-2008, Saat: 08:33 AM
Sana olan sevgim, bensiz akıp giden hayatına bir yabancı gibi uzaktan bakmak oldu çoktandır.
Çocuksu bir saflıkla o çocuk ellerinin yüzünden akan yaşlarını sildiğini,
aramızda kıvrılıp yatan uzaklığa rağmen hissedebiliyorum.
Uykularımda ağlıyorum…
Senin için bir şey yapamayışıma , seni bu dünyada yapayalnız kimsesiz bırakışıma ağlıyorum:
Düşüncene ve kendine nasıl derinden inanıyorsan bu hayata ve onun insanlarına öyle inanıyorsun.
Bu hayatta duygularının karşılığı yok diyerek seni sevginden uyandıramam…
Seni sevmek, seni bir mülkiyet gibi sahiplenmemekti
aksine seni dersimin masmavi gökyüzünde özgür bırakmaktı;
koparmamaktı kanatlarını…
Ruhumun tek sahibi olan "sen"i her şeyinle kabul etmeye kanaya kanaya razı olmaktı.
Çocuksu bir saflıkla, tek vazgeçemeyeceğinin ben olduğuma kendimi inandırarak, hayatına boyun eğmekti…
Kabul et artık;
kimi sevsen,
kimden duygularına cevap istediysen ölümünü istemedi mi senden?
Kabul et bunları…
Ben onlardan hiç olmadım.
Ben gözümü senden hiç ayırmadım.
Çünkü sen benim saf çocukluğumdun.
Sen benim o yaralı, o kimsesiz gençliğimdin.
Hayatı bitirdiğim yerde sen yeniden başlıyorsun.
Dokunurken içimi acıtan başında benim kanım var…
Bundan emin ol, seni değil, en çok kendimi yalnız bırakıyorum bu rutubetli evde…
Senin o affedemediğin kalbinde yatıyor benim tek ve gerçek sevgim.
Tek umudum senin bu savunmasız halin.
Senin bu kimsesizliğin…
Uyumsuzluğun…
Tek çıkışım, senin bu deli, bu çıplak sevdan…
Seni tanıyorum,
sen kimseyi kırmamak için kendi hayatını yaşamaya neredeyse zaman bulamayan bir yeryüzü meleğiydin
fakat nasıl olurda hayatını, kalbini ve ömrünün en savruk yıllarını paylaştığın bana nasıl bu kadar acımasız oldun…
Hüzünlerime yenik düştüğüm bir yerde,
beni bu yalnızlıklarla örülü dünyada anladığını,
adeta bir mucize gibi hatırlayıp içimdeki karmaşayı dindirmeye çalışıyorum.
Biliyorum ki o benim bütün sürüklenişlerimi yüreğin titreyerek görüyorsun.
Biliyorum ki bu dünyanın onca dehşetine ve insanların onca güvenilmezliğine rağmen benim bir şeyler için çırpındığımı sadece sen hissediyorsun…
Uzaklarda bir yerde esirgeyen ve bağışlayan gözlerle,
o kalbindeki sonsuz merhametinle çoğu zaman için burkularak beni düşündüğünü biliyorum…
BENİ KAYBETMEKTEN KORKMA
UNUTMA BENİ HERKESTEN DAHA ÇOK TANIDIÄžINI…
Hep gülümse…
Çocuksu bir saflıkla o çocuk ellerinin yüzünden akan yaşlarını sildiğini,
aramızda kıvrılıp yatan uzaklığa rağmen hissedebiliyorum.
Uykularımda ağlıyorum…
Senin için bir şey yapamayışıma , seni bu dünyada yapayalnız kimsesiz bırakışıma ağlıyorum:
Düşüncene ve kendine nasıl derinden inanıyorsan bu hayata ve onun insanlarına öyle inanıyorsun.
Bu hayatta duygularının karşılığı yok diyerek seni sevginden uyandıramam…
Seni sevmek, seni bir mülkiyet gibi sahiplenmemekti
aksine seni dersimin masmavi gökyüzünde özgür bırakmaktı;
koparmamaktı kanatlarını…
Ruhumun tek sahibi olan "sen"i her şeyinle kabul etmeye kanaya kanaya razı olmaktı.
Çocuksu bir saflıkla, tek vazgeçemeyeceğinin ben olduğuma kendimi inandırarak, hayatına boyun eğmekti…
Kabul et artık;
kimi sevsen,
kimden duygularına cevap istediysen ölümünü istemedi mi senden?
Kabul et bunları…
Ben onlardan hiç olmadım.
Ben gözümü senden hiç ayırmadım.
Çünkü sen benim saf çocukluğumdun.
Sen benim o yaralı, o kimsesiz gençliğimdin.
Hayatı bitirdiğim yerde sen yeniden başlıyorsun.
Dokunurken içimi acıtan başında benim kanım var…
Bundan emin ol, seni değil, en çok kendimi yalnız bırakıyorum bu rutubetli evde…
Senin o affedemediğin kalbinde yatıyor benim tek ve gerçek sevgim.
Tek umudum senin bu savunmasız halin.
Senin bu kimsesizliğin…
Uyumsuzluğun…
Tek çıkışım, senin bu deli, bu çıplak sevdan…
Seni tanıyorum,
sen kimseyi kırmamak için kendi hayatını yaşamaya neredeyse zaman bulamayan bir yeryüzü meleğiydin
fakat nasıl olurda hayatını, kalbini ve ömrünün en savruk yıllarını paylaştığın bana nasıl bu kadar acımasız oldun…
Hüzünlerime yenik düştüğüm bir yerde,
beni bu yalnızlıklarla örülü dünyada anladığını,
adeta bir mucize gibi hatırlayıp içimdeki karmaşayı dindirmeye çalışıyorum.
Biliyorum ki o benim bütün sürüklenişlerimi yüreğin titreyerek görüyorsun.
Biliyorum ki bu dünyanın onca dehşetine ve insanların onca güvenilmezliğine rağmen benim bir şeyler için çırpındığımı sadece sen hissediyorsun…
Uzaklarda bir yerde esirgeyen ve bağışlayan gözlerle,
o kalbindeki sonsuz merhametinle çoğu zaman için burkularak beni düşündüğünü biliyorum…
BENİ KAYBETMEKTEN KORKMA
UNUTMA BENİ HERKESTEN DAHA ÇOK TANIDIÄžINI…
Hep gülümse…