10-09-2008, Saat: 06:21 AM
[url="http://www.turkboard.com/album/ecard.php?pid=1287"]
[/url]
"hoyrattır bu akşamüstüler daima.
gün saltanatıyla gitti mi bir defa
yalnızlığımızla doldurup her yeri
bir renk çığlığı içinde bahçemizden,
bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan
lavanta çiçeği kokan kederleri;
hoyrattır bu akşamüstüler daima.
dalga dalga hücum edip pişmanlıklar
unutuşun o tunç kapısını zorlar
ve ruh, atılan oklarla delik deşik;
işte, doğduğun eski evdesin birden,
yolunu gözlüyor lamba ve merdiven,
susmuş ninnilerle gıcırdıyor bir beşik
ve cümle yitikler, mağluplar, mahzunlar...
söylenmemiş aşkın güzelliğiyledir
kağıtlarda yarım bırakılmış şiir;
insan, yağmur kokan bir sabaha karşı
hatırlar bir gün bir camı açtığını,
duran bir bulutu, bir kuş uçtuğunu
çöküp peynir ekmek yediği bir taşı...
bütün bunlar aşkın güzelliğiyledir.
aşklar uçup gitmiş olmalı bir yazla
halay çeken kızlar misali kolkola.
ya sizler! ey geçmiş zaman etekleri,
ihtiyar ağaçlı kuytu bahçelerden
ayışığı gibi sürüklenip giden;
geceye bırakıp yorgun erkekleri
salınan etekler fısıltıyla, nazla.
ebedi aşığın dönüşünü bekler
yalan yeminlerin şahidi çiçekler
artık olmayacak baharlar içinde
ey, ömrün en güzel Türküsü aldanış!
aldan, gelmiş olsa bile ümitsiz kış;
her garipsi ayak izi kar içinde
dönmeyen aşığın serptiği çiçekler.
ya sen! ey sen! esen dallar arasından
bir parıltı gibi görünüp kaybolan
ne istersin benden akşam saatinde?
bir gülüşü olsun görülmemiş kadın,
nasıl ölümsüzsün aynasında aşkın;
hatıraların bu uyanma vaktinde
sensin hep, sen, esen dallar arasından.
ey unutuş! kapat artık pencereni,
çoktan derinliğine çekmiş deniz beni;
çıkmaz artık sular altından o dünya.
bir duman yükselir gibidir kederden
macerası çoktan bitmiş o şeylerden.
amansız gecenle yayıl dört yanıma
ey unutuş; kurtar bu gamlardan beni."