10-14-2008, Saat: 05:00 AM
Hiç dostu yoktur aslında insanın. Yalnızdır mücadelesini verdiği yaşam savaşında... Umursandığını ve umursadığını sanarsın yada olmak istersin düşüncelerinin olmak istediği yerde. Dediğim gibi, sadece sanarsın ama olamazsın... Çünkü; Hiç kimse varlığını koymaz bir başka nefese, aldatmacaların bolca öne sürüldüğü bir sinemadır yaşantımız... Düşündüklerimiz herzaman dublör olmamış mıydı ? Bu hayatımızın her anını bize yansıtmamış mıydı ? Kötü düşüncelerimiz olmadı mı ve ya iyi düşüncelerimiz... Çılgınlıklarımız... Bunlardan kaçtanesini kendimiz oynadık ki ? Asıl önemli olan faaliyetlerimiz değil miydi? ''Düşünüyorum öyleyse varım...'' sözüne katılırım ama aklımdan şu da geçer, düşündüklerimi yapmıyorsam varlığımın var olmasının sebebi ne ? Kaç kişi dostu için kafasına silahı dayayıp, kendine kıyabilir ki ? Kaç kişi dostu için hırsızlık yapıp ona bakabilir ki? Kaç kişi ömrünü bir dost için harcayabilir ki ? Ve soruyorum size, Kaç kişi dostu için ailesinden, eşinden, çocuğundan vazgeçebilir ki ? Dostluk da aşk gibi ayaklar altına alınmış, zavallılaştırılmış bir halde son nefesini veriyor hayatın acımasız insanlarına karşı. Herkesin bir dostu var, aslında herkes kendini kandırıyor... Herkesin bir aşkı var, aslında herkes yalan söylüyor. Dediğim gibi, sadece sanarsın ama olamazsın...