:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Atatürk Irkçı mıydı?
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2
Atatürk Irkçımıydı?

Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK / ATATÜRK ırkçımıydı?


Hocaoğlu Selahattin Ertürk'ün ''Irkçı - Turancı Atatürk'' makalesi şöyle başlıyor:
''Son yıllarda, bilhassa 1944'ten bu tarafa Mustafa Kemal'i tutar veya Onun izinden gider görünecek; gerçek Türk Milliyetçiliği olan Türkçülüğe ''Irkçılık - Turancılık'' isnadıyla saldırmak moda haline gelmiştir. Hâlbuki aynı zihniyetle hareket edilince, ''Irkçı - Turancı'' töhmeti altında kalacak şahıslardan biri de Mustafa Kemaldir. Bu iddianın müddeileri, aşağıdaki suallerimizi vicdanlarının sesini dinleyerek ve tarihi zemine dayanarak, cevaplandıran okuyucularımızın bizzat kendileri olacaktır.
Irkçılık, içtimai hadiselerin sebeplerini antropolojik temele dayandırmak bakımından ele alındığı takdirde; ''MUHTAÇ OLDUÄžUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.'' diyen Mustafa Kemalin çapraşık sosyal meseleleri halledecek ilkeyi, kanda aramak suretiyle ırkçılığını ilan ettiği açık değil midir? Mustafa Kemal'in, bu sözü manasını anlamadan sarf ettiğini hiç kimse iddia edemeyeceğine göre, sualimize cevap vermeğe imkân var mıdır?
IRKÇILIK, YABANCI IRKTAN GELENLERİN ÖNEMLİ MEVKİLERE GEÇİRİLMEMESİ BAKIMINDAN ELE ALINDIÄžI TAKDİRDE; ''ARANIZA ALACAÄžINIZ ARKADAŞLARIN MÜMKÜNSE KANINI TAHLİL EDİN'' FETVASINI VEREN VE ''TÜRK IRKINDAN OLMAYAN ASKERİ MEKTEPLERE GİREMEZ'' HÜKMÜNÜ YILLARCA TATBİK EDENLERİN İPLERİNİ ELİNDE TUTAN MUSTAFA KEMAL'İN IRKÇILIÄžINI GÖRMEMEK İÇİN KÖR, ANLAMAMAK İÇİN APTAL OLMAK GEREKMEZMİ?
...Türkçülere ''Irkçı'' diye bağırılmasından kısa bir zaman evvel, ''Şefin (İnönü) direktifiyle Hatay'da A. Dilaçar tarafından verilen ve C.H.P. konferanslar serisinin 19. kitabında basılan konferansta (Kitap 1940 ta basılmıştır. İlk konferansa bakıla.) —mealen- ''TÜRKÇÜLÜK IRKÇI OLMADIÄžI İÇİN NOKSANDIR. KEMALİZM ONA IRKÇILIÄžI İLAVE ETMİŞTİR.'' DENİLMESİ NEYİ TASDİK VE NEYİ İNKÂR EDER?
Mustafa Kemal'in açıkça ırkçı mahiyet taşıyan sözlerinden ikisi daha:
1 -''BU VESİLEYLE MUHTEREM MİLLETİME ŞUNU TAVSİYE ETMEK İSTERİM Kİ, BAŞINA GEÇİRECEÄžİ İNSANLARIN KANINDAKİ CEVHER-İ ASLİYİ TAYİN ETMEKTEN BİR AN YOKSUN OLMASIN.''
2 -''KANINI TAŞIYANDAN BAŞKASINA İNANMA!'' (Eski Adliye Bakan ve Profesör Mahmut Esat Bozkurt'un ''Atatürk İhtilali'' kitabından menkul.)

Belgelerle Türk Milliyetçi Hareketi'nin Lideri: BAŞBUÄž ATATÜRK

'' 30 Ağustos Zaferi'ni Cumhuriyetin Çelik Ordusu'na Örnek Olarak Yaratan
ULU BAŞBUÄžA
Ordu adına kutlar ve candan saygılar sunarım.

Türk Silahlı Kuvvetleri
Genel Kurmay Başkanı
Mareşal Fevzi ÇAKMAK''

(Ulus Gazetesi. 31 Ağustos 1935, s.5)

MUHTAÇ OLDUÄžUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR! NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!

***
Alem-i Sır



''Her TÜRK canını bir TÜRK uğruna verir!
O can kendi canından daha değerlidir!''

TANRI TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN!..AMİN!
_________________

Bir katliam olmadığı müddetçe ırkçılığın bir anlamı kalmaz. Peki katliamdan bahsetmişken, siyasi liderlerin eşiğinde büyük bir uçurumda olduğumuzu hepimiz görüyoruz. Pkk denen illet birlik var yanıbaşımızda... Acaba bu pkk kimden destek alıyor ve bu pkk kimlere yarar sağlıyor diye düşünmek gerekir. Bunun cevabını benim gibi sizlerde iyi biliyorsunuz. Peki bizi bu kadar zayıf düşüren nedir ? Tabiki birlik içinde olamamaktan kaynaklanıyor. Tüm dünya bize bağımlılıktan korkuyor. Birlik olmamızda engelleniyor. Mustafa KEMAL ATATÜRK'ün de dediği gibi ''KANINI TAŞIYANDAN BAŞKASINA İNANMA''... Bu cümleyi neden saptırıp bir ırkçılık politası izlemiş arkadaş anlamadım. Mustafa KEMAL, basit cümlelerin ve basit bir milletin lideri olmadı ki basit bir nasihat versin... Bu cümleden herkes ırkçılık çıkarabilir; fakat asıl anlamını bulmak için çok düşünmek gerekmez. Türkiye'nin dünya siyasetindeki yerine bakınız.

7 tane Türk ülke var ve biz birlik içinde değiliz. Size soruyorum Türk Birliği sağlansa neler olabilirdi? Bunun ırkçılıkla alakası yok, birlik ve beraberlikle alakası var... İnsanlar bazen başkalarına birşeyler öğretirken sadece kendi pencerelerinden baktıkları için ve kendi uydukları sisteme bizim de uymamızı istedikleri için fikir ve düşüncelerimizi değiştirmeye çalışıyor. Biz buna kanmayız; çünkü asiliz.

MUHTAÇ OLDUÄžUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR! NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!

Dünya tarhinde Türklerin dünya siyasetini nasıl değiştirdiğini, dünya karalarının 4/3'üne sahip olduklarını hepimiz biliyoruz. Müslümanlığı nasıl yaydıklarını ve İslam Halifelerini nasıl koruduklarını... Hatta Türk asillerimiz halifeler tarafından onurlu bir şekilde isimlendirilmişlerdir. Demem o ki, dünyaya hükümdar olabilecek kapasitemiz varken, Türklerin birlik içinde yaşaması mecburiyken, neden birlik olmak zor ? Çünkü önümüze koyulmuş engeller var ki bu engelleri koyanlarda bizden korkan devletler. Gerçekten hafife alınacak dünya siyasetimiz yok ve biz ''NE MUTLU TÜRKÜM !'' demekten gurur duyuyoruz.
Evet, ırkçılığı ters ve karmaşık bir anlam içeriğine çekip biz Türk (ne acayip ise en çok da bize yönelik) milletine; efendim ırktan bahsetmeyin tehlikeli ve anlamsız yararsız ve zararlıdır. Diyerek tanımlarlar hep. Sıvı veya katı her maddeyi anlam dışı ve yeterinden fazla kullanırsan her şey zararlıdır. Irkını bil ırkını tanı ve ırkına sahip çık..atalarımızdan bize hep nasihat ve sözdür. Ama sen kalkarda ırkçılığı; ters ve fazla kullanırsan; üstünlük ve benden başka insani ırk olamaz..diye, siyesi politika ve çıkarcılık uğruna birde gösteriş yaparsan..olmadı i,şte buna ırkçılık politikası denir. Bence!
Ben Türk'üm, Türk ırkından doğdum ve Türk olarak yaşayacağım. Ama benim Türk ırkımın hiç bir insani ırktan üstünlüğü ve olmazsa olmazı yoktur. Tüm insanlar yaratanı karşısında ve dünyevi mekânda eşittir ve eşit olarak yardımlaşma ve barış içerisinde yaşamalıdır. Derim, inanırım ve desteklerim!

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

HANGİ İSTİKLÂL VARDIR Kİ!

Efendiler! Avrupa'nın bütün ilerlemesine,
yükselmesine ve medenileşmesine karşılık
Türkiye tam tersine gerilemiş ve
düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur.
Artık vazifeyi düzeltmek için
mutlaka Avrupa'dan nasihat almak,
bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak,
bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi
bir takım zihniyetler belirdi.
Halbuki,
hangi istiklâl vardır ki,
ecnebilerin nasihatleriyle,
ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin?..
Târih böyle bir hâdiseyi
kaydetmemiştir!...

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

*** *** ***


Evet, büyük önder ve Başbuğ Atatürk’ün Türk Milletine sunduğu bu gerçek ve dikkat çekici nasihatleri inanan ve tarih, milletini, atasını kısaca kendini bilip seven her Türk için çok dikkat etmesi ve kendine gerçek nasihat bilip kalbinde ve beyninde yer etmesi gereken çok değerli ve kıymetli sözleridir. Allah yüce Türk Milletini hem korusun ve hem de ona yolundan gitmek ve şaşmamak duygu ve inancını daima bahşetmesi dileklerimle! Âmin diyelim hep birlikte!

Alem-i Sır
dan sunulur!

Sevgi, selâm ve saygılarımla!
Atatürk milliyetçiliği, faşist milliyetçilik, turancılık asla değildir, aksini düşünenlere Laikliği anımsatmak isterim.Her ırka ve inanca saygısı olan Atamızın milliyetçiliği yurtseverliktir.
Güzel bir konu, arkadaşıma saygılar ve teşekkürler..
Bende size bilmukabele teşekker ederim ve herkesin atasını, kendi ve ırkını önce sevmeli (aynen ailesini sevmek ve ona hizmet etmek gibi..) kimseden üstün ırk gibi görmeden ama onada zarar verilmesini önlemek maksadı ve hizmetiyle sevmeli. Allah herkesin kendi ırkını ve vatanını ona bağışlasın ve tüm ırk ve topluluklar barış ve özgürlük içinde yaşamalıdır. Sağolun ve sağlıcakla kalın!
ırkçıydı
bence
Evet, Irkçıydı; ırkını seven, ırkını hiç bir ırka karşı üstün görmeyen, insani ve vatansever duygulara sahip bir ırkçıydı. Önce kendi milletinin çıkarlarını gözeten ve karşı milletlere zarar vermek istemeyen, ayrıca onların da; vatanına, bayrağına ve milletine zarar vermelerini istemeyen ve hep milletini gözeten bir ırkçıydı. Bu zamandaki kafatasçı ve insani duygulara sahip olmayan ırkçılar, ondan örnek alsa; dünyada ne milletler arası nede ideolöjik savaşlar olmaz. Birde dini İslâmı; tam bir anlayış ve Allah'ın verdiği akıl çerçevesinde mantığıyla seven ve sayan bir Müslüman lider ve devlet adamıydı;ATATÜRK!
history Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Atatürk milliyetçiliği, faşist milliyetçilik, turancılık asla değildir, aksini düşünenlere Laikliği anımsatmak isterim.Her ırka ve inanca saygısı olan Atamızın milliyetçiliği yurtseverliktir.
Güzel bir konu, arkadaşıma saygılar ve teşekkürler..




Bazı söylediklerine katılmıyorum. Önce milliyetçiliği bilmemiz gerekir. Faşistlikle veya Turancılıkla direk karşılaşma yapmak yanlış olur. Bir de her ülkenin lideri yurtseverdir. Yurtseverlikle de alakası olmadığı kanısındayım.

Lütfen aşağıdaki Baran DURAL'a ait ''Atatürk'ün Liderlik Sırları'' adlı eserindeki bir makeleyi okuyunuz. Laiklile hiç bir alakası yok. Turancılık dersen, resmi olarak yok... Son paragraftaki kalın harflerle yazılmış bölüm benim ne demek istediğimi açıklıyor.


Atatürk'ün Türk gençliğine miras bıraktığı ilkelerin en anlamlılarından biri milliyetçiliktir, kuşkusuz. Milliyetçilik, Türk milletinin siyasal, sosyal ve kültürel bağlamda varoluş gerekçesini ortaya koyan ilkedir. İmparatorluk devrinde, çok milletli yapıyla bir zorunluluk olarak güdülen "Millet sistemi", Türklüğün etnik anlamda bile önemsenmesini imkansız kılmıştı. Ancak toprak kayıplarıyla beraber önce Hıristiyan sonra da Arap unsurlar, devlet sınırları dışında kalınca, devletin kendisini yeniden tanımlama, kodlama zorunluluğu baş gösterdi. Artık "unsurların birliği" veya İslam topluluklarının karışımı gibi kavramlar devletin yapısını ifade etmez hale gelmişti. Kısacası Osmanlı'nın asırlar boyunca büyük dikkatle sürdüre-geldiği tanımlamalar kifayetsiz kalınca Osmanlı'nın o günkü doğrusunu, genç Türkiye Cumhuriyeti'nde sürdürmeye kalkışmak inanılmaz bir yanlış olurdu. İşte milliyetçilik ilkesiyle, Türk yeniden kendini tanımlama, varlık gerekçesini bulma sorununu aşmayı bildi.

Atatürk'ün karşılaştığı en ciddi sorun o güne dek ulus bilincinde yaşadığı gerçeğine varmasına engel olunan bir halka ulus olduğunu ispat etmekti. Mardin'in de belirttiği gibi hakkında yapılan onca eleştiriye rağmen Atatürk, milliyetçilik ve batılı anlamda bir ulus-devlet inşa etmek konusunda pek fazla eleştirilemez. Hatta elindeki topluluğu ulus haline dönüştürmesindeki bu başarı Atatürk'ün belki en önemli-kusursuz zaferidir. Atatürk bu bağlamda işe milletin ne olduğunu izah ederek başlar. Millet, milliyetçilik dünyanın her yerinde beraberinde millî karakterin özellikleri, hangi unsurların bir topluluğu millet yapmasına yeteceği sorunsalları getirmiştir. Bir cemiyete millet diyebilmek için, o cemiyetin; siyasi, dilsel, ırksal ve kökensel birlikteliği paylaşmasının yanı sıra tarihi ve ahlaki yakınlık ilişkisi içinde bulunması gerekmektedir. Vatan birliği elbette millet olabilme kriterlerinin en yaşamsalları arasındadır.
pix.gif
Türkiye'yi kuran milletin, Türk milleti olduğuna inanan Mustafa Kemal, kendisini daima biyolojik ırkçılığa dayalı sert-totaliter yaklaşımlardan uzakta tutmasını bilmiştir. Onun millet ve milliyetçilik tanımı, barışperver, ulusun yaşam ve kaderine yön çizebilme temel hakkını gözeten kültürel bir milliyetçilik tanımıdır ve başka pek çok konuda olduğu gibi Fransız yaklaşımından esin almaktadır. Hayatı boyunca bilimsel ve tarihi tecrübeleri ona milletin suni bir yapılanma olmadığını kanıtlamıştır. Bu açıdan organizmacıdır.
pix.gif
Atatürk'ün yanında bulunan onun hareketlerini izleyen düşünürlere göre yeni devletin milliyetçilik anlayışı çok farklıdır. Bu kesim Atatürk'ün vatan sevgisini kutsallıkla birleştiren, milliyetçiliği sadece tapınma addeden mistik
hayalci milliyetçilik anlayışının karşısındadır. Mistisizme, geçmişe tapınmakla sınırlı bir fetişizme karşı çıkan bu yeni anlayışı Karaosmanoğlu, "Türk Rönesansı" olarak adlandırmaktadır. Bu bağlamda bir yanlış anlaşılmanın düzeltilmesi gerekmektedir. Kimi sol Kemalist yazarlar, Türk milliyetçiliği akımını kötülemek ve farklı milliyetçilik tartışmaları açmak amacıyla Türk milliyetçiliği fikir sistemine saldırılarda bulunabilmektedirler. Oysa Türk milliyetçiliği üzerine teorik eserler veren düşünürlerin kitaplarında mistik, geçmişe tapınmakla yetinen milliyetçilik tanımlarının şiddetle yerildiği, gelişmeci, aklı üstün tutan milliyetçilik kuramlarının dile getirildiği görülecektir. Tartışmaya son vermek amacıyla her iki kesimin meseleyi nasıl değerlendirdiğine değinilebilir. Sol milliyetçilik ve Atatürk milliyetçiliğinin üzerinde odaklanan kalemler kendisini milliyetçi olarak tanımlayan siyasal akımın temsilcilerinin Türk milliyetçiliği
tezlerinden farklı bir Atatürk milliyetçiliği etrafında yoğunlaşmaktadırlar. Diğer kesimin önde gelen kalemleri ise Türk milliyetçiliği- Atatürk milliyetçiliği gibi farklı kavramlardan söz edilemeyeceğini, Atatürk'ün de gerek eserleri, gerekse de liderlik vasıflarıyla en önde gelen Türk milliyetçilerinden biri olduğunu belirtmektedirler.
pix.gif
Görünen o ki, Atatürk'ün milliyetçiliğe ait görüşleri hem ülkücü hem de akılcıdır. Akılcılığı, "Bugün dünya milletleri akraba olmuşlardır ve olmakla meşguldürler. Bir milletin varlık ve saadeti, diğerleriyle bağlantılı hale gelmiştir. İnsanlık kavramı yükselmiştir. Yüksek ideal yolcularının çoğalması gerekmektedir. Ancak bu ideal birbirine yaklaşma idealidir. Milletimi esir etmeyi düşünen bir millet bu arzusundan vazgeçinceye kadar düşmanımdır. Mazlum milletler zalimleri bir gün mahvedecektir. İnsanları mutlu edeceğim diye onları birbirine
boğazlatmak, gayri insani bir sistemdir. Milletleri yükselten bir hassa vardır: İntikam hissi. Milletlerin kalbinde intikam hissi olmalı. Hayatına, ikbaline refahına düşman olanlar bulundukça onu affetmek elimizden gelmez. Düşmana merhamet aciz ve zaaftır. Bu, insanlık göstermek değil, insanlık hassasının yok olduğunu ilan etmektir" sözlerinde yatmaktadır. Ülkücülüğüyse, idealizmiyse; "İnsanlığa yönelmiş fikir hareketi er geç muvaffak olacaktır" anlayışında ve hedeflere varma azminde anlaşılmaktadır.
pix.gif
Dikkat edilirse Mustafa Kemal'in milliyetçilik anlayışında, liderlik vasıfları arasında mantıksız düşmanlıklara yer yoktur. Bir düşman ancak bize düşmanlık etmeye kararlı olduğu müddetçe düşmandır. Yoksa devlet adamlığında, kan davası peşinde koşmak yoktur. Her millet bir biriyle iyi yolda iletişim kurmaya çalışmalı ve en azılı eski düşman bile bu yolda samimiyetini gösterdiği takdirde artık
düşman sınıfında sayılmamalıdır. Bu prensip Mustafa Kemal'in dış ilişkilerinde nasıl basanlar, utkular kazandığını kendiliğinden gün yüzüne çıkarmaktadır. Atatürk milliyetçilik söyleminde tekelci veya dışa kapalı olmadığını her fırsatta yineliyor, milliyetçiliğin temel gayesinin milletler ailesinin en üst basamaklarında Türk ulusunun onuruna layık bir yer işgal etmek olduğunu savunuyordu. Neticede Türkiye ve Batı'nın gözünde milliyetçi önderlik kendisine iyi gözle yaklaşan her devlete aynı yaklaşımla karşılıkta bulunmaya hazırdı.
pix.gif
Atatürk Van'dan, Diyarbakır'dan Trakya'ya, Karadeniz'den Akdeniz'e kadar tüm vatandaşların millî cevherin ortak damarları olarak vasıflandırmaktaydı. Tarih potasında kaynaşmış, birbirine duygusal bağlarla bağlanmış insanlara "Türkiye halkları" diye seslenmek Atatürkçü düşünceyle bağdaşmaz. Kemalist önderliğin resmi savı ve samimi
düşünceleri Anadolu coğrafyasında tek bir millet yaşadığı gerçeğine odaklanmıştır. Aksi takdirde, egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa bırakılmasının da, pek çok kan dökerek bağımsızlık savaşı vermenin de ne değeri kalırdı ki? Sınıf çatışmasına karşı geliştirilen söylemlerde milliyetçilik anlayışının dayanışmacı niteliği göze çarpar. Türkiye'de Batılı anlamda sınıflar bulunmadığı, aynı fakirliğin ulusun tüm katmanlarınca eşit çekildiği için Atatürk, Türk milletinin birbirine dayanışarak, el ele ve bir bütün halinde gelişmesini öngörür.
pix.gif
Atatürk'ün milliyetçilik anlayışı, ulustan kopuk bir içeriğe sahip değildir. İçinde bizzat bir ülkeyi paylaşan tüm yurttaşları etkileyen vatan mefhumu, demokrasiye bağlılık, insan sevgisi ve insana verilen aşın önem yatmaktadır. Tek adam diktasına özde karşıdır, ulusun vatanı için elbirliğiyle, gelecek kaygusuyla çalışmasını ister. Başarı, ulusal birlikten, bütünleşmeden geçerdi. Kendi sözlerine dönecek olursak:
pix.gif
"Bir ulus için, bir yurt için, gerçek kurtuluş, esenli yaşayış ve tam başarı istiyorsak bunu hiçbir gün bir tek kişiden umup beklememeliyiz. Herhangi bir kişinin başarısı demek ulusun bir parçası demektir. Bir ulusun başarısı ise o ulusun bütün güçlerinin bir arada birikip birleşmesiyle gerçekleşebilir. Eğer ilerde de böyle kazançlara ve başarılara ulaşmak istiyorsak hep öyle davranalım, hep öyle yürüyelim. Çünkü o istenilenler ancak böylelikle elde edilecektir.
pix.gif
Bütün insanlığın varlığını kendi kişiliğinde gören adamlar mutsuzdurlar. Besbelli o adam birey niteliğiyle yok olacaktır. Herhangi bir kişinin, yaşadıkça sevinçli ve mutlu olabilmesi için gereken şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktı*. Sağduyulu bir adam, ancak bu yolla davranabilir. Hayatta tam zevk ve mutluluk ancak gelecek kuşakların şerefli varlığı,

mutluluğu için çalışmakta bulunabilir."
pix.gif
Bazı araştırmacılar, Atatürk'ün diğer memleketlerle "Yurtta barış, dünyada barış" prensibine dayanan ilişkiler kurma politikası ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında dillendirilen çeşitli hatalı yorumlar nedeniyle, Atatürkçülüğün bir Dış Türkler sorununa sahip olmadığını savlamaktadırlar. Oysa Atatürk'ün savunduğu milliyetçilik tezi Dış Türkler 'Sorununu da dışlamaz. Karal, bu hususu, "Türk milliyetçiliği, ulusal sınırlarımız dışında yaşayan Türklerle geçmişte aynı tarihe ve bu tarihin meydana getirdiği kültüre ortaklık nedeniyle, onlarla kültür yönünden ilgilidir. Memleketimizde büyük Batı memleketlerinin kültür heyetleri vardır. Bunlar kendi kültürlerini tanıtmaya ve yaymaya çalışmaktadırlar. Hal bu iken, memleketimiz dışında dilimizi konuşan, halk edebiyatımıza sahip çıkan Türklerle ilişkimiz yok desek bile, bir kültür ilişkisi vardır Ve var olmaya devam etmesi de dolaydır." sözleriyle açıklar.
Değerli arkadaşım Morcivert; Atatürk milliyetçiydi..Milliyetçiliğn sözlük anlamını çok iyi biliyorum, malesef her milliyetçi fraksiyon, milliyetçiliğin önüne bir takı koymuş veya ismini değiştirmiştir.Örnek; faşizm,turancılık gibi, Hitler ve musolini de milliyetçiydiler ,Hitler ARİ Alman ırkı özlemindeydi, sakat bir Alman vatandaşına dahi tahammülü yoktu, çünkü Alman birey kusursuz olmalıydı, bu faşizme örnek.Turancılık ise aynı soydan olan Türkler'in(ve aynı dinden)bir araya toplanmaları esasına dayanır.İşte bu nedele Atatürk milliyetçiliği farklıdır,vatansever milliyetçiliktir.Önce vatan, sonra vatan içinde yaşayan her birey, dili, dini ırkı ve rengi ne olursa olsun.Bu nedenle laiklik Atatürk milliyetçiliğinin mihenk taşıdır.
Baran Dural'ın açıklamaları yazarın ideolojisiyle süslenmiş, yani Başbuğ Atatürk demek gibi birşey.
Konu ırkçımıydı sorusuna kısaca yanıttı,önceki yazdıklarım.
Yazdıklarını okumak büyük bir zevkti, teşekkürler ve saygılar arkadaşım.
MUHTAÇ OLDUÄžUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR! NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!
arkadasim sen ^ne mutlu turk'um diyene^ dersen baskasi cikar ^ne mutlu cerkez'im diyene^ der ben cikarim
^ne mutlu gurcu'yum diyene^ derim..elbette dediklerinizin doru taraflarida yok deil ama irkcilik bi toplumun beynindeki urdur..eger savas deil barisla yasamak istiyosaniz oncelikle vatanperver olacaksin yani milliyetci olacaksin ama kimliginin deil once ulkenin milliyetcisi olacaksin..ne mutlu turkiye'liyim diyene diceksin once.!!

hepinize saygilar sevgiler...
Sayfalar: 1 2