11-07-2008, Saat: 10:00 PM
ATEŞLİDİR AŞKIM
Sormuş gece geceye: Aşkın nerede, sevgilin nerede diye...
İkinci gece şöyle bir bakmış gökyüzüne,
Binlerce yıldız gülümsemekte kendisine...
Ve demiş ki birinci geceye:
Şu gökyüzünde gördüklerinin hiç biri benim aşkım değil.
Işıkları var ama ısıtmıyor
Gösterişleri var ama aydınlatmıyor
Süzülüşleri var ancak;
Sadece AŞKIMI görmeyenlerin canını yakıyor.
Hiç biri benim aşkım değil...
Benim aşkım ısıtır beni bazen şiirle, bazen şarkıyla,
Benim aşkım aydınlatır beni,
İçindeki duyguları vurgulaya vurgulaya.
Hiç biri benim aşkım değil...
........ Eğer bir aşk varsa
Hani kalbinizin ucundaysa,
Size dokunup ta içinizi ürpertiyorsa, vurgun veriyorsa
Hani dilinize batıyorsa söylenemeden,
Hani uzakta da olsa kokusu sizi çekiyorsa...
Asla yoktur mesafelerin hiç bir önemi...
Bilirsiniz işte gönül gönülle konuşur,
Hiç kimsenin anlayamayacağı dilden.
Bilirsiniz işte, sizde bilirsiniz, sende bilirsin.
Her aşkın kendine ait bir dili,
Bir sözlüğü, bir penceresi vardır göz göz...
Yer çekimine kapılmış gibi bedenler ister sevdiğini.
Konuşamazsın, telaffuz etmekte zorlanırsın.
Dilin kemiği batar sanki üst damağa.
Gözlerini görmek istersin, gözlerini.
Gözler çeker seni. Boncuk Boncuk o bakışlar...
Bir sevda kırmızısı edasıyla ısıtır içimi.
Dudaklarına dokunmak istersin. Dudakların özler.
Bilirsin ateşli bir öpüşmeyle,
Bütün yüreğinin yağlarının eriyip de kollarına yıkılacağını.
Bilirsin, bilirsin işte, herkes bilir... Sende bilirsin.
Ellerini tutmak istersin, ellerin özler ellerini...
Ellerin isyan eder gökyüzüne tebessüm edercesine...
Yakmak istersin kendi ellerini, parmaklarını tutuşturmak...
Hatta dokunamadığı için kökten budamak istersin.
Bende işte böyleyim tıpkı senin gibi.
Kalabalıkta yalnızlık vurur seni.
Bir düşe, bir sevdaya tutunmak istersin,
Sevdiğinin mısralı kollarında.
Şiir gibi bir dans istersin... Dans gibide bir şiir.
Bir kumsalda düşlersin kendini.
O kumsalda bir BEN, birde SEN.
Bir miladı yaşarsın yeniden.
Zamanlar akmaz belki de akarda umursanmaz...
Deniz ve kadın birbirlerine çok benzer.
İkisi de hırçın, ikisi de nazlı, ikisi de güzel,
İkisi de narin, ikisi de dokunulmak ister.
Deniz ve kadın birbirlerine çok benzer;
İkisi de içinde;
Dalgalarında sırılsıklam aşık bir erkek ister...
Bütün erkeklerse yıldızlara ve güneşe benzer
ve bütün kadınlar;
Bir güneş ister ısınabileceği, aydınlanabileceği...
Şimdi bir kumsalda düşlüyorsun kendini,
Güneşinin ısıttığı, birazcık acıttığı,
Tenini ısırdığı ve hafiften hafiften yaktığı...
Bende bir güneşim AŞKIM seni yakarken,
Isıtırken ve dokunurken her yerine...
Aşk asla bir fantezi değildir. (Aşkın içinde fantezi vardır.)
Aşk asla romantik değildir. (Aşkın içinde romantizm vardır.)
Aşk mutluluktur, yaşayan bilir ve bende çok iyi biliyorum!!!
Aşkta beklenti yoktur... Hiç bir şey beklemezsin ve istemezsin.
Aşkta biraz naz vardır sevgiliye duyurulmak istenen,
Aşkta kıskanma vardır, mutlaka vardır.
Yaptıklarını kıskanırsın sevgilinin.
Kıskanmak aşkı süsleyen bir şey.
Özlersin ve sesini duymak istersin gecenin bir yarısı...
Aşkın yağmurları düşünce başınızdan,
Düşlediğiniz kadın ve erkek şıp diye yanınıza gelir.
Bu gece düşler masasına yatırdım ikimizi de AŞKIM.
Bir mum gölge ediyordu gözlerini görmeme,
Onu da söndürdüm, ayışığı yeter ikimize.
Geceyi soyduk beraberce
Saçlarının arasında parmaklarım geziniyor,
Parmaklarım saçlarını ezberliyor adeta,
Her birinin uzunlukları tek tek belleğimde.
Kolların omuzlarımda geziniyor, keşfe değer mi sence?
Bir dans salıncağı kurulmuş ikimize bu gece.
Sen üstündesin bende seni sallıyorum gökyüzünde.
Saçların burnuma değiyor, kokusu genzimi deliyor.
Parmakların ellerimde eriyor. Kalbin kalbimde SEVGİLİM.
Kalbin teker teker bütün kırıklarını döküyor.
Yeryüzü saydam gibi, cam gibi.
Aşkımız romantikliğin kollarında...
Bizde aşkımızın kollarındayız ve sende benim kollarımda.
Ellerin dolanmış boynuma
Ateşli busem dudağının kenarına düşüyor ve
Kaplıyor dudaklarından yola çıkıp bütün bedenini.
Kendini kaybetmek ne derece olası sen biliyorsun işte,
Herkes biliyor. Bizim AŞKIMIZ çok deli.
Bir öpüşmeye aşk ile tutku beraber düşerse;
Kimse bilmez belki ben söyleyeyim.
Deprem olur yıkılır dudaklar.
Ateş bütün teni baştan ayağa sarar.
Ateşli bir öpüşme çiçek bile açtırır gözlerin kenarında...
Tut ki papatya, lale, dikenli bir gül.
Aşk tutkular deryasının kollarında romantizmle arkadaşsa,
Ve ateşli bir öpüşmenin kıvılcımları,
Şu bedenden o bedene düşüyorsa...
Kaçılmaz, tutulmaz, engel tanımaz.... Yakar, yıkar BEBEÄžİM.
Benim aşkım onbirbin santigrad derece...
Yanarsın seninde üstüne düşünce.
Öpüşmelerimde ateşler fışkırıyor,
Öpüşmelerimde için dışın kendinden çıkıyor,
Kaybolursun bir öpücüğümle..
Kaybolursun aşkın içinde.
Benim aşkım ateşli kalbin çok iyi bilir.
Benim aşkım ateşli bunu her yerim söylüyor.
İkinci gece şöyle bir bakmış gökyüzüne,
Binlerce yıldız gülümsemekte kendisine...
Ve demiş ki birinci geceye:
Şu gökyüzünde gördüklerinin hiç biri benim aşkım değil.
Işıkları var ama ısıtmıyor
Gösterişleri var ama aydınlatmıyor
Süzülüşleri var ancak;
Sadece AŞKIMI görmeyenlerin canını yakıyor.
Hiç biri benim aşkım değil...
Benim aşkım ısıtır beni bazen şiirle, bazen şarkıyla,
Benim aşkım aydınlatır beni,
İçindeki duyguları vurgulaya vurgulaya.
Hiç biri benim aşkım değil...
........ Eğer bir aşk varsa
Hani kalbinizin ucundaysa,
Size dokunup ta içinizi ürpertiyorsa, vurgun veriyorsa
Hani dilinize batıyorsa söylenemeden,
Hani uzakta da olsa kokusu sizi çekiyorsa...
Asla yoktur mesafelerin hiç bir önemi...
Bilirsiniz işte gönül gönülle konuşur,
Hiç kimsenin anlayamayacağı dilden.
Bilirsiniz işte, sizde bilirsiniz, sende bilirsin.
Her aşkın kendine ait bir dili,
Bir sözlüğü, bir penceresi vardır göz göz...
Yer çekimine kapılmış gibi bedenler ister sevdiğini.
Konuşamazsın, telaffuz etmekte zorlanırsın.
Dilin kemiği batar sanki üst damağa.
Gözlerini görmek istersin, gözlerini.
Gözler çeker seni. Boncuk Boncuk o bakışlar...
Bir sevda kırmızısı edasıyla ısıtır içimi.
Dudaklarına dokunmak istersin. Dudakların özler.
Bilirsin ateşli bir öpüşmeyle,
Bütün yüreğinin yağlarının eriyip de kollarına yıkılacağını.
Bilirsin, bilirsin işte, herkes bilir... Sende bilirsin.
Ellerini tutmak istersin, ellerin özler ellerini...
Ellerin isyan eder gökyüzüne tebessüm edercesine...
Yakmak istersin kendi ellerini, parmaklarını tutuşturmak...
Hatta dokunamadığı için kökten budamak istersin.
Bende işte böyleyim tıpkı senin gibi.
Kalabalıkta yalnızlık vurur seni.
Bir düşe, bir sevdaya tutunmak istersin,
Sevdiğinin mısralı kollarında.
Şiir gibi bir dans istersin... Dans gibide bir şiir.
Bir kumsalda düşlersin kendini.
O kumsalda bir BEN, birde SEN.
Bir miladı yaşarsın yeniden.
Zamanlar akmaz belki de akarda umursanmaz...
Deniz ve kadın birbirlerine çok benzer.
İkisi de hırçın, ikisi de nazlı, ikisi de güzel,
İkisi de narin, ikisi de dokunulmak ister.
Deniz ve kadın birbirlerine çok benzer;
İkisi de içinde;
Dalgalarında sırılsıklam aşık bir erkek ister...
Bütün erkeklerse yıldızlara ve güneşe benzer
ve bütün kadınlar;
Bir güneş ister ısınabileceği, aydınlanabileceği...
Şimdi bir kumsalda düşlüyorsun kendini,
Güneşinin ısıttığı, birazcık acıttığı,
Tenini ısırdığı ve hafiften hafiften yaktığı...
Bende bir güneşim AŞKIM seni yakarken,
Isıtırken ve dokunurken her yerine...
Aşk asla bir fantezi değildir. (Aşkın içinde fantezi vardır.)
Aşk asla romantik değildir. (Aşkın içinde romantizm vardır.)
Aşk mutluluktur, yaşayan bilir ve bende çok iyi biliyorum!!!
Aşkta beklenti yoktur... Hiç bir şey beklemezsin ve istemezsin.
Aşkta biraz naz vardır sevgiliye duyurulmak istenen,
Aşkta kıskanma vardır, mutlaka vardır.
Yaptıklarını kıskanırsın sevgilinin.
Kıskanmak aşkı süsleyen bir şey.
Özlersin ve sesini duymak istersin gecenin bir yarısı...
Aşkın yağmurları düşünce başınızdan,
Düşlediğiniz kadın ve erkek şıp diye yanınıza gelir.
Bu gece düşler masasına yatırdım ikimizi de AŞKIM.
Bir mum gölge ediyordu gözlerini görmeme,
Onu da söndürdüm, ayışığı yeter ikimize.
Geceyi soyduk beraberce
Saçlarının arasında parmaklarım geziniyor,
Parmaklarım saçlarını ezberliyor adeta,
Her birinin uzunlukları tek tek belleğimde.
Kolların omuzlarımda geziniyor, keşfe değer mi sence?
Bir dans salıncağı kurulmuş ikimize bu gece.
Sen üstündesin bende seni sallıyorum gökyüzünde.
Saçların burnuma değiyor, kokusu genzimi deliyor.
Parmakların ellerimde eriyor. Kalbin kalbimde SEVGİLİM.
Kalbin teker teker bütün kırıklarını döküyor.
Yeryüzü saydam gibi, cam gibi.
Aşkımız romantikliğin kollarında...
Bizde aşkımızın kollarındayız ve sende benim kollarımda.
Ellerin dolanmış boynuma
Ateşli busem dudağının kenarına düşüyor ve
Kaplıyor dudaklarından yola çıkıp bütün bedenini.
Kendini kaybetmek ne derece olası sen biliyorsun işte,
Herkes biliyor. Bizim AŞKIMIZ çok deli.
Bir öpüşmeye aşk ile tutku beraber düşerse;
Kimse bilmez belki ben söyleyeyim.
Deprem olur yıkılır dudaklar.
Ateş bütün teni baştan ayağa sarar.
Ateşli bir öpüşme çiçek bile açtırır gözlerin kenarında...
Tut ki papatya, lale, dikenli bir gül.
Aşk tutkular deryasının kollarında romantizmle arkadaşsa,
Ve ateşli bir öpüşmenin kıvılcımları,
Şu bedenden o bedene düşüyorsa...
Kaçılmaz, tutulmaz, engel tanımaz.... Yakar, yıkar BEBEÄžİM.
Benim aşkım onbirbin santigrad derece...
Yanarsın seninde üstüne düşünce.
Öpüşmelerimde ateşler fışkırıyor,
Öpüşmelerimde için dışın kendinden çıkıyor,
Kaybolursun bir öpücüğümle..
Kaybolursun aşkın içinde.
Benim aşkım ateşli kalbin çok iyi bilir.
Benim aşkım ateşli bunu her yerim söylüyor.