11-12-2008, Saat: 09:18 PM
İslami kesimin Hüseyin Üzmez olayındaki duruşunu eleştiren Prof. Mehmet Bekaroğlu, medyanın reyting uğruna yaptığı yayınların da 'taciz'e katkıda bulunduğunu söyledi. Bekaroğlu, 'Benim bile psikolojim bozuldu' diye konuştu...
[SIZE=3]Eski Fazilet Partisi Milletvekili Prof. Mehmet Bekaroğlu, 'Çocuğa Cinsel İstismar' davasından yargılanan Hüseyin Üzmez ve hakkında yolsuzluk iddiaları bulunan RTÜK Başkanı Zahid Akman'a İslami kesimden ciddi bir tepki gelmemesini eleştirerek "İslami Kesim Bunları Nasıl Yıllardır Taşıdı?" diye konuşmuş ve dikkatleri üzerine çekmişti.
CNNTURK'te Ahmet Hakan'ın sunduğu 'Tarafsız Bölge' programının canlı yayınına telefonla katılan Bekaroğlu, Üzmez vakasıyla ilgili düşüncelerini ve İslami çevrelere getirdiği bu eleştirisinin nedenlerini anlattı:
Savunma psikolojisi içindeler
28 şubat sürecinde özellikle bu kesim bütünüyle içine kapandı. Dışarıdan gelen herşeye karşı müthiş bir savunma psikolojisi içine girdi. Zaten sorunlu olan özdenetimi ciddi bir şekilde yitirdi. Yeni şafak'taki sonradan gelen 'Utan Be adam' manşetinden herkes cesaret alarak birtakım eleştiriler getirmeye çalıştılar.
Bu bence cinsel sapmadır
Aslında bana göre bu olay bir cinsel sapma. Psikiyatride ceza ehliyetini ortadan kaldırmaz. Her gruptan, her düzeyden, her kesimden, her dinden olabilir. Ama böyle bir olayda bile insanların, 'Bizim mahalleye bir söz gelir' diye en azından susmaları kabul edilebilir bir şey değil. Çünkü burada sadece bir sapma olayıyla karşı karşıya değiliz.
Medya da tacize katkıda bulunuyor
Hüseyin Üzmez'in tahliyesinden sonra televizyon televizyon gezmesi ve bütün televizyonların, gazetelerin manşetini işgal etmesi ve ana haberlerde en önemli konu olarak görülmesiyle, mağdur kız, arkadaşları tarafından 'seninki çıktı diye sürekli şekilde itham ediliyor çocuk. Yani taciz bir kere olmamış. Sürekli şekilde devam ediyor. Burada gerçekten tek bir çocuk ve bir sapık ve onun kurbanı ile değiliz. Biz bunu öyle bir hale getirdik, reyting uğruna öyle bir şey haline getirdik ki bu çocuk ve bu şekilde olayları yaşayan insanlar, her gün bir şekilde hepimizin katkısıyla tacize uğruyorlar.
Susarsak koruruz sanıyorlar
Yeni Şafak'ı tebrik ediyorum, güzel bir şey. Ama insanlar kendi mahalleleriyle ilgili olduğunda insanlar en azından susuyorlar. Sadece Hüseyin Üzmez vakasını konuşuyoruz, toplumu çözen, çürüten bir sürü vakayla karşılaşıyoruz. Bu uç bir örnek ama hepsinde susuyoruz. Bunu vurgulamaya çalıştım.
Bu olay sanki dinimize, bizim inanç sistemimize ciddi bir zarar getiriyormuş ve susarsak onu koruyacağız gibi düşünülüyor.
Bir sürü benzer olaylarla karşı karşıyayız ama bir şekilde deşifre olmuyor. Fakat deşifre ederken medyanın reyting uğruna o şekilde takdim ediyoruz ki bir şekilde toplum olarak katılıyoruz. Olayın böyle bir tarafı da var.
Vakit'ten korkuyor musunuz?
Prof. Mehmet Bekaroğlu, Ahmet Hakan'ın yönelttiği "Üzmez'in yazdığı Vakit gazetesinin tutumundan bir çekingenlik var mı? Çünkü bu gazete zaman zaman saldırgan yayınlar yapabiliyor. Bu suskunluk sadece, içimizden çıkmış birisi, onu koruyalım, inancımızı zedelemeyelim ötesinde özel bir durum da olmuş olabilirmi? Siz korkuyor musunuz Vakit'le muhatap olmaktan?" sorusuna da şöyle yanıt verdi.
Bu gazetenin ve herkesin tutumunda, diğerleri, düşmanlarımız, ötekiler, bir fırsat buldular ve bizim içimizden çıkan, yıllarca bu gazetede yazan önemli biryazarla ilgili böyle bir şey buldular. Bunun üzerinden bize geliyorlar, saldırıyorlar. Aslında bize, dinimize, mahallemize saldırıyorlar diye bir psikoloji içinde savunmaya giriyor. Bu son derece gereksiz bir şeydir. Bu gazete ya da buna benzer tavır içinde olanlar, bunu bir alışkanlık haline getirmiş.
Benim bile psikolojim bozuldu
Çocuk defalarca muayeneye gitti. Bu çocukla ilgili çevresinde yurtta herkes haberdar. Gerçekten bu çocuk her gün her gün taciz ediliyor. Bu çocuğun ruh sağlığı bozulmamıştır deniliyor. Nasıl bozulmamıştır? Benim bile ruhsal sağlığım bozuldu!
Bu çocuğun ruhsal sağlığı bozulmuyor mu? Bu haberlerin veriliş biçimi, teşhir edilmesi beni bir şekilde rahatsız ediyor. Çocuğumla ben bunu dinlerken rahatsız oluyorum da o çocuk rahatsız olmuyor mu?
Kameraya sırıtıyorlar
Herkesin bir şekilde ders alması lazım bu olaydan. Haber sunuluşundan, heyete, yargılayanlara kadar bu tip olaylardan ciddi bir şekilde ders alması gerekiyor. Çocukların ve bütün toplumun korunması lazım. İnsanı insan yapan değerler aşınıp gidiyor. Adam medyada televizyon televizyon geziyor, gayet normal bir şeymiş gibi eşi gidiyor alıyor ve kameraya karşı sırıtıyorlar. Bu çok ciddi bir şey. Bunları göstermek doğru değil bence.
Televizyon Gazetesi / Engin Medya[/SIZE]
[SIZE=3]Eski Fazilet Partisi Milletvekili Prof. Mehmet Bekaroğlu, 'Çocuğa Cinsel İstismar' davasından yargılanan Hüseyin Üzmez ve hakkında yolsuzluk iddiaları bulunan RTÜK Başkanı Zahid Akman'a İslami kesimden ciddi bir tepki gelmemesini eleştirerek "İslami Kesim Bunları Nasıl Yıllardır Taşıdı?" diye konuşmuş ve dikkatleri üzerine çekmişti.
CNNTURK'te Ahmet Hakan'ın sunduğu 'Tarafsız Bölge' programının canlı yayınına telefonla katılan Bekaroğlu, Üzmez vakasıyla ilgili düşüncelerini ve İslami çevrelere getirdiği bu eleştirisinin nedenlerini anlattı:
Savunma psikolojisi içindeler
28 şubat sürecinde özellikle bu kesim bütünüyle içine kapandı. Dışarıdan gelen herşeye karşı müthiş bir savunma psikolojisi içine girdi. Zaten sorunlu olan özdenetimi ciddi bir şekilde yitirdi. Yeni şafak'taki sonradan gelen 'Utan Be adam' manşetinden herkes cesaret alarak birtakım eleştiriler getirmeye çalıştılar.
Bu bence cinsel sapmadır
Aslında bana göre bu olay bir cinsel sapma. Psikiyatride ceza ehliyetini ortadan kaldırmaz. Her gruptan, her düzeyden, her kesimden, her dinden olabilir. Ama böyle bir olayda bile insanların, 'Bizim mahalleye bir söz gelir' diye en azından susmaları kabul edilebilir bir şey değil. Çünkü burada sadece bir sapma olayıyla karşı karşıya değiliz.
Medya da tacize katkıda bulunuyor
Hüseyin Üzmez'in tahliyesinden sonra televizyon televizyon gezmesi ve bütün televizyonların, gazetelerin manşetini işgal etmesi ve ana haberlerde en önemli konu olarak görülmesiyle, mağdur kız, arkadaşları tarafından 'seninki çıktı diye sürekli şekilde itham ediliyor çocuk. Yani taciz bir kere olmamış. Sürekli şekilde devam ediyor. Burada gerçekten tek bir çocuk ve bir sapık ve onun kurbanı ile değiliz. Biz bunu öyle bir hale getirdik, reyting uğruna öyle bir şey haline getirdik ki bu çocuk ve bu şekilde olayları yaşayan insanlar, her gün bir şekilde hepimizin katkısıyla tacize uğruyorlar.
Susarsak koruruz sanıyorlar
Yeni Şafak'ı tebrik ediyorum, güzel bir şey. Ama insanlar kendi mahalleleriyle ilgili olduğunda insanlar en azından susuyorlar. Sadece Hüseyin Üzmez vakasını konuşuyoruz, toplumu çözen, çürüten bir sürü vakayla karşılaşıyoruz. Bu uç bir örnek ama hepsinde susuyoruz. Bunu vurgulamaya çalıştım.
Bu olay sanki dinimize, bizim inanç sistemimize ciddi bir zarar getiriyormuş ve susarsak onu koruyacağız gibi düşünülüyor.
Bir sürü benzer olaylarla karşı karşıyayız ama bir şekilde deşifre olmuyor. Fakat deşifre ederken medyanın reyting uğruna o şekilde takdim ediyoruz ki bir şekilde toplum olarak katılıyoruz. Olayın böyle bir tarafı da var.
Vakit'ten korkuyor musunuz?
Prof. Mehmet Bekaroğlu, Ahmet Hakan'ın yönelttiği "Üzmez'in yazdığı Vakit gazetesinin tutumundan bir çekingenlik var mı? Çünkü bu gazete zaman zaman saldırgan yayınlar yapabiliyor. Bu suskunluk sadece, içimizden çıkmış birisi, onu koruyalım, inancımızı zedelemeyelim ötesinde özel bir durum da olmuş olabilirmi? Siz korkuyor musunuz Vakit'le muhatap olmaktan?" sorusuna da şöyle yanıt verdi.
Bu gazetenin ve herkesin tutumunda, diğerleri, düşmanlarımız, ötekiler, bir fırsat buldular ve bizim içimizden çıkan, yıllarca bu gazetede yazan önemli biryazarla ilgili böyle bir şey buldular. Bunun üzerinden bize geliyorlar, saldırıyorlar. Aslında bize, dinimize, mahallemize saldırıyorlar diye bir psikoloji içinde savunmaya giriyor. Bu son derece gereksiz bir şeydir. Bu gazete ya da buna benzer tavır içinde olanlar, bunu bir alışkanlık haline getirmiş.
Benim bile psikolojim bozuldu
Çocuk defalarca muayeneye gitti. Bu çocukla ilgili çevresinde yurtta herkes haberdar. Gerçekten bu çocuk her gün her gün taciz ediliyor. Bu çocuğun ruh sağlığı bozulmamıştır deniliyor. Nasıl bozulmamıştır? Benim bile ruhsal sağlığım bozuldu!
Bu çocuğun ruhsal sağlığı bozulmuyor mu? Bu haberlerin veriliş biçimi, teşhir edilmesi beni bir şekilde rahatsız ediyor. Çocuğumla ben bunu dinlerken rahatsız oluyorum da o çocuk rahatsız olmuyor mu?
Kameraya sırıtıyorlar
Herkesin bir şekilde ders alması lazım bu olaydan. Haber sunuluşundan, heyete, yargılayanlara kadar bu tip olaylardan ciddi bir şekilde ders alması gerekiyor. Çocukların ve bütün toplumun korunması lazım. İnsanı insan yapan değerler aşınıp gidiyor. Adam medyada televizyon televizyon geziyor, gayet normal bir şeymiş gibi eşi gidiyor alıyor ve kameraya karşı sırıtıyorlar. Bu çok ciddi bir şey. Bunları göstermek doğru değil bence.
Televizyon Gazetesi / Engin Medya[/SIZE]