11-24-2008, Saat: 12:23 AM
Adım Uzağa Giden
Başka coğrafyalarda etek sürümenin hazzını almış biriyim.
Gözüm hep uzaklarda..
Uzağın da uzağına gitmek var hep rüyalarımda.
Mavi tutunmak
Sarıya kaçmak
Kırmızıyla coşmak
Kuşlarla yoldaşım aslında
Rüzgarla karındaş
Canımı sana hırka yaptığımdan beri
Kendini yola vurmuş Kays'tım aslında..
**
Ama son birkaç gündür uzaklar acı verir oldu bana.
Gidemiyorum!
Seni bekliyorum..
Bi sofra kurdum bize
Aslında bi dünya kurdum ikimiz için
Bekliyorum..
Gelmeyeceğini biliyorum
Bekliyorum!
Belki de kendime gelmeyi bekliyorum
Sana gittiğimden beri
Unuttuğum kendime gelmeyi bekliyorum
**
Her nefes alışımda içim sızlıyor.
Olduğum yerde duramıyorum.
Yaşam hüzünlü bir peçe gibi indi yüzüme.
Örttüğü sadece yaşlı gözler.
Yoksun!
Öylece gittin.
Neden gittin bilemedim.
**
Senin yaşam haritan da planlara yer yok.
Benim bunu öğrenmem zaman alacak.
Çünkü benim her şeyim planlanmış durumda.
Soluğuma bile hükmetmeye çalışıyorum.
Ciğerlerime sürekli gökyüzü kaçırıyorum.
Senden sonra bunu beceremiyorum.
Yüreğime kaçtığından beri sen hep boğazıma bir şey takılıyor.
Seni çıkarıp alamıyorum.
Sensiz nefes alamıyorum.
Yalanmış aşk üretken olduğunda güzel masalları.
Senden ayrı düşünce ciğerlerim kavruluyor.
Bi damla susun sen.
Ölüyorum desem avuçlarından su içirir misin?
Gelir misin?
**
Gün hırkasını giyemedim bugün.
Zamana tutunamadım.
Beklemek ne kadar zormuş.
İlk kez uzağa gitmiş birinin dönmesi bekliyorum.
Hangisi daha zor diye düşündüm.
Giden birini beklemek mi yoksa uzaktan dönen birini beklemek mi?
Bir kelime oyunu değil bu.
Sadece dönüşlerde rastlanan o derin korku içimde.
Gel artık!
**
Güne daha bir erken başladım.
Siyah çaldım, beyaz için.
Ömrüme, siyahtan ekledim uzun beyazlar için.
Siyahla, beyaz birleşince tümlenmiş bir zaman mıdır gün?
Hangimiz gece, hangimiz gündüz bilemedim.
Son günlerde sevdiğim şarkının sözü takıldı aklıma
“Susma bir şey söyle biraz olsun yardım et.
Gelemiyorum üstesinden ben bu aşkın tek başına.
Susma sen sustun ya yalnızlık çöktü üstüme.
Anladım bu rüya anladım bu son veda..”
Sakın habersiz gitme bir daha.
Sakın veda etme!
**
İçim üşüyor.
Süte boğulmuş kahve ısıtmıyor bugün beni.
Sen gittiğinden beri güneş kolları kısa gelen bir hırkadır bana.
Ben kollarımı çekiştirdikçe sünmek yerine daha da kısalıyor bu hırka.
Gel artık!
Sarıl!
Sımsıkı sarıl!
Adımı fısılda kulağıma..
Bi daha gitmeyeceğim de.
Uzağa Giden bir daha sensiz bi yere gitmeyeceğim de.
Nereye gidersem gideyim seni götürüyorum, hissetmesen de yanımdasın deme.
Yaşamımda ilk kez somut bir şey istiyorum.
Dokunmak istiyorum.
Konuştuğumda yüzündeki çizgileri görmek istiyorum.
Güldüğünde o çocuksu sesin içine karışmak istiyorum.
Yol boyu el ele yürümek, kaleleri fet etmek istiyorum.
**
Yola yetim kalmış bir güneşle devam etmek istemiyorum.
Siyah ve beyazıyla tümlenmiş bir güne yelken açmak istiyorum.
Gel artık..
Sensiz yaşamak istemiyorum!
|| Uzağa Giden Kadın ||