:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Bitirmeliyim Ecel Şefkatiyle . . .
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6
1122239065ea3.jpg

Hain zamanların puslu sularında,
vedaların kendini bilmez susuşlarında,
sen ki bana düşman
sen ki bana hasret
sen ki sensizsin artık...
Derin anlamları tükenişine gömdüm,
basit cümleleri boş sayfalara,
üzerini çizmekte yetmiyor satırlarca,
siyahların hükmü geçiyor şimdi
sana koşmaya can atan tüm üç noktalarda...




Yanlış teşhis edilmiş bir kimlikle yolların çıkmazında,
apansız sarmışım hayata,
küsmüşüm, küfretmişim..
Resimlerde yaşayan gündüzleri,
hayatın üzerime yüklediği kafiyeyi neyleyim..
Ses yok,
ben yok,
dün yok!
İlacı yok ki bu yoklukların hükmü olsun!

Durup durup takvimlerin aldatıcı sülietleri,
zamanın kan revan çıkmazı,
kaldığım yerden ne kadar uzakta sence?
Gelmeni dilemediğim her duada
hala yoksun ki...
Türküler söylenir yine,
sana kalmışlıkta senli ve sensiz..
Yakmışlığımda büyüdün sen,
serpilmeden küçüldün..
Gül olmak için harcadığın çaba,
gonca kalmışlığına da yetmedi..
Gayrı dayanılmaz bu iç çekişler kederle,
sevmediğim hesaplarım var şimdi kaderle..
ne olursa olsun sen yine de gelme!
1eb281.jpg
O gelmeden kaldırmayın cenazemi
Bırakın sogusun cesedim
Ben ki onu canımdan cok sevdim
Belki o da sendi kim bilir
Bırakın örtmeyi yüzümü
Kalsın öyle
Hic olmasa bir defa görsün
Gömsün beni, son kez görsün yüzümü
Pismanlık duymadan, üzülmeden
Soguk elimi eline alsın
Sakın ha... Susturun aglamasın
Onun gözyasları beni ikinci defa öldürür
Ve o kendi elleriyle örtsün yüzümü
Yüzümü örten beyaz duvak degil, kefen olsun
Sakın ha üzülmesin
Kendi elleriyle koysun beni mezara
Son kez kulagıma, beni sevdigini fısıldasın
Yoo, hayır vazgectim, çagırmayın
Öldügümü duymasın!..

cenazemci1vy9.jpg
442152463cd31f214d7oe9.jpg
[b]Benim kaderim bu,
[/b]
öylece karşına oturup seyrediyorum
yüzünden geçen zamanları...

Küçük bir çocuk olan yüzün
annesinin kalbinin kapılarında kalmış...
Kırgın düşlerinde sakladığın...
İlk gençlik oluyor sonra yüzün
öyle eksik, öyle yarım kalmış büyümelerden durgun...

Sevdayla ışıyan,
çaresiz aşkların şiirlerinde mısra mısra yaşlanan yüzün...

Benim kaderim bu
öylece karşına oturup
seyrediyorum zamanın içinden geçen yüzlerini...

Bana sevdalı bir yüzün vardı eskiden
o şimdi yalnız içimde saklı...
dinlemedin…
susmaya alışkındı oysa, sana çoğalttıklarım…
keder içinde, hazin sabırlar doğururken özlem/in
bir dokunsan anlardın, canım nasıl da kırgın ...


[SIZE=5]

Yüreğime garip bir hüzün çöktü bugün.
İçim düğüm düğüm,
Yok ki düğümleri çözecek gücüm..
Sen yoksun diye belki bu güçsüzlüğüm
Özledim diye belki bu hüzün..
[/SIZE]
Git artık !...
Sustuklarını bana harcama…
Dilimdeki pasaklı küfürleri kaldıramasın.
Yüreğine gelmeye vesaitim yok.Ve kalmaya yerim…
Git artık !. Yollarını bana harcama…
brakbenirr6.jpg


Hiç kimseyim ben,Adım yok, yüzümde
Sen bana ister hüzün ister güzüm de..
Ya da ne istersen de.
Kalbim yok, sevgimde..
Sen bana ister boşluk ister hoşluk de..
Ya da ne istersen de.
Ya da iyisimi sen..
Bırak beni olduğum yerde..
thumb_985129453.gif
sana atfediLen bedduaLarın ,
tesciLLi bir gerekçesi vardı kaLbimde ...
Lekeni tükürdüm ,,
ciğerimin en temiz köşesinden !
MadalyonunTersYuzu_vuslat.jpg
[SIZE=3]Vuslata Dair....
Vuslata dair imkânı olmayan sözcüklerin lehçesiyim. Mümkünatı yok eden şehirler geçiyor virgüllerimden. Noktaya varınca susmuyorum. Daha bir yazasım geliyor, nokta arasına sıkışan cümlelerimle hayattan kopmak için. Naçar kalıyorum içbükey bir harf karmaşasında. Benliğime kazıdığım üç harfin üç bininci gözyaşını döküyorum. Üç harfi bol sıfırdı rakamlarla çarpıyorum. Aşka verilecek eldelerim yok. Sınırları bana ait olmayan bir yüreğe hükümranlığım fayda etmez teselli bulmama.
Bir yaşamın musallaya bakan yüzündeyim. Tüm düşlerimi beraberimde getirdim. Hiç gitmeyecekmiş gibi bir geliş ve ardından hiç gelmeyecek gidiş yapıştı yakama. İki yakamı bir araya getiremeyecek kadar mecalsizim. Gelişlerle gidişleri kör düğümleyemeyecek kadar çaresiz… Tüm yazılmışlığımı silip yüreğimden, gitmelere teşebbüs ediyorum. Ama ölümden başka yol yok. Ölüm kapımı çalıncaya dek bekleyerek tüketmeliyim ömrümü.
Mecburum…
Kalıyorum…
Düşlerimin bataklığında hiç gelmemiş birine terki yakıştırıyorum. Korkma! Düşlerimde bile terkine terkimi gömmeyecek kadarım…
Saat geceyi vuruyor beynimi kemiren sesiyle. Yeni bir saate yine hoş geldin diyorum. Yar olduğunu bilmeyen yar’dan dem vuruyorum. Oysa bilinmezliğiyle ne çok kurulmuştu düşlerime. Ne çok terk etmişti kendinden bile habersiz. Ne çok elveda sözcüğü paralamıştı yersiz…
Düşlerim nerden düştüyse adı intihar olmuştu yaşamamın. Özneliğini yüklendiğim tüm yalnızlıklarımdan istifa dilekçemi sundum kendime. Ölüm fermanım sıkıştırıldı ellerime. Adına düşen katliam, adsızlığımı parçaladı en anlamlı yerinden. Bu kentten öğrendiğin bütün ihanetlerin, deneme yanılma yöntemlerinin ilk durağıydım ben. Denedin ve yanıldın sen de. Çünkü içim, satır arası ihanetinle bile gölgelemedi seni bende.
Haklıydın… Bitmeyecekti… Olmayacaktı bu düşe konulmuş bir noktam. Virgüllerle dolu bir düştün, beni çok büyüttün… Ama varlığınla hayat bulan ılgımlarımı anlamadın. Bilmedin, düşler yumağımın tek öznesi olduğunu. Ne çok bilmediğin vardı. Ne çok bilinmezdin… Dilimden dökülmeyen sözcükleri suskunluk modunda dinledin ve suskunluğumu infaz edip gitmeyi tercih ettin.
Sesin, gittiğinin resmi oluyordu. Gözlerime çarptığım kelimler kaldığını simgeliyordu. Gitmiş miydin? Ya da giderek kalmayı mı seçmiştin? Öyle ya gidenler daha bir kalıyordu. Gitmeyi beceremeyenler adam gibi kalıyordu, kaldığından habersiz. Sesin kelamına yabancıydı. Hangiydi yalan söyleyen?
Kendimi bile anlamazken seni anlamak ağır gelirdi cüsseme. Sen en anlamdan yoksun yanıydın hilkatimin. Şimdi, sana suskun sessizliğim. Gitmekle kalmak arasında attığın adımların sonu; terkin… Ama dedim ya terkine terkimi gömmeyecek kadarım… Kılıfına bürüdüğüm cümlelerin altında eziliyor yaralarım… Mutluluğu yansıtmak için ayırdığım tuvalime hüzünler sıçrıyor. İstinassız nefesler barındırıyorum yaşam sığınağında. Yaşadıklarım dünya sahnemde sergilediğim MeLoDrAm…
Sen düşlerimdeki büyük… Bense düşlerle büyüyen bir küçük…
Ağzı bozuk bir ibare değil kendimde bilediğim. Sığ bir umudun, umutsuzluğun elinden kurtulan kalıntıları…
Arkamda bıraktığım ömrümün duraklarını başa saramayacak kadar mecalsizim. Hadi bırak yakasız hayallerimin yakasında dolaşmayı. Daha iki yakamı bir araya getirebilecek kabiliyet yok bende. Suskunum. Konuşsam, ağıt dizilir yollarıma. Konuşsam, çığlığım yangına verir en acı yanımı. Asılsız bir ihbardan kanat çırparım güne. Günsüzlüğüm günümü silip süpürdü takvimlerden. Saatler hangi hazanı gösterir şimdi? Şimdi, hangi güz beni ele verir? Hangi şarkı melodileri ile susar beni?
Elleri ceplerinde olan hayatım, yaşama elverişlilikten çıktı artık. Akran değilim yaşadıklarımla. Hayatıma el koyuyorum. Ellerim kana boyuyor dünyamı. Gök kuşağının tüm renklerini çalıyorum. Yaslı bir denizin dalgın sularında kendi yüzümü asıyorum. Ölüm temizleyemeyecek harf kalabalığımı. Harflerim sana büyük gelecek. İlk kez göreceksin alfabemin hırçınlığını. Sana saklı bir ömürde yaşattığım her ölümün yüzüne karalar çalacaksın.
Derin sessizliğim ilk kez asi konuştu işte. Varsa gücün temizle alfabemi. Payına gitmek kalmak arası yolları yürümekten başka bir şey düşüyorsa gel de anla asiliğimin içine eklediğim nidayı. Terkine terkimi gömmeyecek kadarım ya hani. Sen de terkine bir tümce bağışla hadi.
HADİ VARSA GÜCÜN TEMİZLE ALFABEMİ…
[/SIZE]
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6