12-15-2008, Saat: 11:07 PM
TUTUKLAYIN
- Komiser bey, beni tutuklayın. Karıma beş el ateş ettim.
- Öldü mü?
- Hayır, hiçbiri isabet etmedi.
- Öyleyse neden tutuklanmayı istiyorsun?
- Karım beni arıyor da...
SÜPER BENZİN
İki deli, yolda giderken bir direksiyon bulunca çok sevindiler. O sevinçle "saatte 160'la" uzunca bir süre yol aldıktan sonra benzincinin önünde durdular. "Arabayı süren":
- Onbin liralık, dedi, süper olsun.
Benzinci ikisini de tepeden tırnağa süzdükten sonra:
- Gidin işinize be! diye bağırdı, sizin civatalarınız gevşek!
İkincisi, "araba kullanana" döndü:
- Gördün mü! Araba masraf kapısı açtı bile
GÜVENSİZLİK
Büyük bir kaya soygunundan sonra çalıntı otomobille yol alan üç soyguncu, kent dışında otomobilden inip tarlalar arasında geldikleri yöne doğru hızla ilerlediler. Uzun süren bu iz kaybettirme yürüyüşünden sonra ıssız bir yer bulup oturdular. İçlerinden biri:
- Haydi sayalım artık, dedi. Kaç milyon kaldırdığımızı merak ediyorum.
İkincisi elini şöyle bir salladı:
- Yorgunluktan öldük yahu! Şimdi o kadar parayı saymakla ne diye uğraşalım. Yarın gazetelerde okur, biz de öğreniriz kaç milyon kaldırdığımızı.
Üçüncüsü öfkeyle yerinden fırladı:
- Deli misin be! Yarın her gazete ayrı bir rakam verir, biz de birbirimize gireriz!
YAKA
Hemşire, doktora hastayı gösterdi:
- Kalbini dinlemek için ne zaman eğilsem, kalp atışları hızlanıyor. Ne yapsak?
- Önlüğünün yakasını iliklesen...
ÇOK ŞEY
Temel'le İdris meyhaneye girdiler. Rakılar geldi...
Yarım saat sonra İdris sordu:
- Söyle pakayum, bir bir daha ne eder?
- İçi, dedi Temel.
İdris bıçağını çekip Temel'e sapladı.
Karakolda komiser gürledi:
- Arkadaşını neden öldürdün?
İdris içini çekti:
- Çok şey pileydu!
DOÄžUM GÜNÜ
Çiçekçiye giren adamın kolunda sıyrıklar, sol gözünde bir morluk vardı.
- Bir düzine kırmızı gül istiyorum, dedi ve hemen ekledi. Karımın doğum günü için, tazesinden rica ediyorum.
Çiçekçi:
- Başüstüne, dedi. Hangi gün için?
Adam koluyla gözünü işaret etti:
- Dündü.
SOYUNMAK
Üç genç kız göl kıyısında arabadan indiler. Çevrede kimsecikler yoktu. Soyunmaya başladılar.
İlk soyunan, mayosunu giymeye gerek görmeden göle doğru ilerledi. Suya dalacakken, bir bekçi arkasından seslendi:
- Bayan, burada göle girmek yasak.
Kıpkırmızı olan genç kız, arabaya doğru giderken:
- Soyunmadan önce söyleseydin ya! diye bağırdı.
- Soyunmak yasak değil ki...
- Komiser bey, beni tutuklayın. Karıma beş el ateş ettim.
- Öldü mü?
- Hayır, hiçbiri isabet etmedi.
- Öyleyse neden tutuklanmayı istiyorsun?
- Karım beni arıyor da...
SÜPER BENZİN
İki deli, yolda giderken bir direksiyon bulunca çok sevindiler. O sevinçle "saatte 160'la" uzunca bir süre yol aldıktan sonra benzincinin önünde durdular. "Arabayı süren":
- Onbin liralık, dedi, süper olsun.
Benzinci ikisini de tepeden tırnağa süzdükten sonra:
- Gidin işinize be! diye bağırdı, sizin civatalarınız gevşek!
İkincisi, "araba kullanana" döndü:
- Gördün mü! Araba masraf kapısı açtı bile
GÜVENSİZLİK
Büyük bir kaya soygunundan sonra çalıntı otomobille yol alan üç soyguncu, kent dışında otomobilden inip tarlalar arasında geldikleri yöne doğru hızla ilerlediler. Uzun süren bu iz kaybettirme yürüyüşünden sonra ıssız bir yer bulup oturdular. İçlerinden biri:
- Haydi sayalım artık, dedi. Kaç milyon kaldırdığımızı merak ediyorum.
İkincisi elini şöyle bir salladı:
- Yorgunluktan öldük yahu! Şimdi o kadar parayı saymakla ne diye uğraşalım. Yarın gazetelerde okur, biz de öğreniriz kaç milyon kaldırdığımızı.
Üçüncüsü öfkeyle yerinden fırladı:
- Deli misin be! Yarın her gazete ayrı bir rakam verir, biz de birbirimize gireriz!
YAKA
Hemşire, doktora hastayı gösterdi:
- Kalbini dinlemek için ne zaman eğilsem, kalp atışları hızlanıyor. Ne yapsak?
- Önlüğünün yakasını iliklesen...
ÇOK ŞEY
Temel'le İdris meyhaneye girdiler. Rakılar geldi...
Yarım saat sonra İdris sordu:
- Söyle pakayum, bir bir daha ne eder?
- İçi, dedi Temel.
İdris bıçağını çekip Temel'e sapladı.
Karakolda komiser gürledi:
- Arkadaşını neden öldürdün?
İdris içini çekti:
- Çok şey pileydu!
DOÄžUM GÜNÜ
Çiçekçiye giren adamın kolunda sıyrıklar, sol gözünde bir morluk vardı.
- Bir düzine kırmızı gül istiyorum, dedi ve hemen ekledi. Karımın doğum günü için, tazesinden rica ediyorum.
Çiçekçi:
- Başüstüne, dedi. Hangi gün için?
Adam koluyla gözünü işaret etti:
- Dündü.
SOYUNMAK
Üç genç kız göl kıyısında arabadan indiler. Çevrede kimsecikler yoktu. Soyunmaya başladılar.
İlk soyunan, mayosunu giymeye gerek görmeden göle doğru ilerledi. Suya dalacakken, bir bekçi arkasından seslendi:
- Bayan, burada göle girmek yasak.
Kıpkırmızı olan genç kız, arabaya doğru giderken:
- Soyunmadan önce söyleseydin ya! diye bağırdı.
- Soyunmak yasak değil ki...