En tuhafı bu acıyı tatmaktı..
En zor kısmı yanında olmak değil gitmeni izlemekti
Ve en tuhafı boşluğa düşer gibi
Ellerini bırakıp devam etmekti
Gümüş kanatlı meleklerde acı çekerler
Aynı benim gibi
Şimdi ya senin acın ya da ayrılığın acısı
En zoru birini seçmekti
Zaman bizi çok hassas kıldı
Ve geriye çok az şey bıraktı
Söyler misin benim hayatım hala çevrimdışı mı
Şunu anladım ki
Dünya bizim değil
Kendi etrafında dönüyormuş
Ve anladım ki
Kırık hayalleri sadece biz değil
Herkes yaşıyormuş
Şimdi sen yoksun yanımda
Anladım ne demekmiş ayrılık aşkta
En zor kısmı böyle ayrılmaktı
En tuhafı bu acıyı tatmaktı
Artık gölgem yanımdaki tek kişi
Ve kalmadı artık
Kalbimin hiç bir isteği
Şehrin uyuduğu saatlerde ağlamak deli deli
İşte bu bir uçurumdan atlamak gibi
En zor kısmı
Gümüş kanatlarımı çıkartıp
Ayrılığa yürürmekti
Ve en tuhafı acı çekmeyi
Seninle öğrenmekti
Artık sokakalar mı karşıma çıkaracak seni
Tek seçenek yolda karşılaşmayı dilemek mi
Galiba en zor kısmı bu olacak
Ayrılıktan çok içimdeki umut ağlatacak
Bilmiyorum bir daha yüzünü görmeden
Bu hayat nasıl tamamlanacak
Acaba bir umutla kalbim nasıl yaşayacak
Hiçbir şey bilmiyorum
Hiçbirşey hissedemiyorum
Karanlığa yürüyorum
VE merak ediyorum
Acaba unutuluyor muyum ?
evet
Galiba aşkın en zor kısmını yaşıyorum.
Ne renktir derseniz; kurşun grisi...
Yalnızlık ya da! Fark etmez...
.....................
Sanki bugün biraz daha yalnızım her zamankinden.
Adını bilmediğim kadınlara kaymış aklım,
Öylesine bakıyorum etrafa…
Tüm ışıkları kırmızı yanıyor hayatın.
Kaynıyor bulutlar.
Ve bir küçük yağmur damlası bile vurmuyor...
Kütlesiz de olamam ya!
Saçma!
Umarım hiçbir insan ölmemiştir yalnızlıktan!
Peki ya ben?
Yok, canım, saçmalıyorum...
Kimsesizliğin derin hezeyanı olsa gerek düşüncelerimi zorlayan!
Yoksa...
Tabi yaa...
Yalnızlık grisi bu, kurşun grisi...
Sahi; nasıl bir duygudur bilir misiniz bir tarafı hep
grisi yaşamak?
Geliyor sandıklarınızın düşüncesine bile dokunamadığınızın
Ve yine geliyor sandıklarınızın
Aslında bir başkasının uğurlananı olduğunun
çivilenmesi kalbinize?
Felç gibi!
Istırap dolu!
İsterseniz en iyi tarifini verebilirim size ıstırabın,
Şişeler dolusu içebilirim kederleriniz için!
İsteyin,
İstesinler,
Dur desin birinin sesi.
Edepsiz konuşsun isterse,
Kanatsın tüm yaralarımı
Ve isterse çekip gitsin bile ardından.
Ama önce ‘DUR’ desin!
Adımı anmak gelmiyor olmalı aklına hiçbir canlının,
Beter olmalı sesimi duymak yangınlardan.
Kimse aramıyor.
Hiç kimse bile!
Hamam böceklerim vardı önceleri, örümcekler...
Komik değil mi?
Ama özledim.
Bir de...
Bi kadın vardı eskilerde,
bi kadın var eskilerden...
hıh...
Saçmalıyorum yine...
Sanki tonlarcası geçmiş gibi hayatımdan...
Hep bi kadındı o,
Hep aynı kadın...
Her geceye ayrı bir işlenirdi sesi,
Ayrı bir tat katardı her kadehe...
Nimet gibi, nefes gibi, can gibi...
Öylece otururdu dizlerimin dibinde ve sanki ona hastı güzellik...
Hani o olmasa kavram kargaşası yaşanırdı
Siyah olurdu her şey, simsiyah, daha siyah,
Çok daha siyah!
Sessizdi,
Konuşmaz da değildi ama.
Şiir yazardı geceleri...
Ya bir gelen olurdu dizelerinde ya da bir giden.
Bir kaçış vardı sürekli.
Kaçıp gidecek diye düşünürdüm hep
Ve öyle olmasını isterdi o da!
Hiçbir canlının karşısındakine asla tam anlamıyla sahip olamayacağını söylerdi sık sık
Ve dünyanın ahmakların cenneti olduğunu...
Anlamazdım.
Ve sadece söylediklerini anlamadığım zaman asabi olurdu.
GİTTİ!!!
Öyle bir kadındı işte...
Bir başkası daha olmadı ondan sonra kahrımı çekmek isteyen
Ve bekli de sırf bu sebepten
Her daim ona âşık kaldım ben.
Unutamadım.
Unutmak istemedim belki de...
Kim bilir nerede ve kiminledir şimdilerde?
Kimleri âşık etmiştir benden sonra kendine,
Hangi renkleri bırakıp gitmiştir ardında!
Bana kalan kurşun grisi, yalnızlık ya da!
Ne derseniz; fark etmez...
Konuş konuş sevdiğim
Yüreğinin şarkısını söyle bana
Gece karanlık
Yıldızlar bulutların arkasında yitip gitmiş
Rüzgar iç çekiyor yaprakların arasında
Bırak çözeyim saçlarını
Kulaklarımı göğsüne bastırayım
Ve orada o tatlı yalnızlıkta
Gözlerimi kapatıp kalbinin hırıltılarını dinleyeyim
Yüzüne hiç bakmadan
Bende bakamam...
dayanamam gözlerine...
tut ellerimi....
Aşk böyle bitmemeli
Ne olur gitme ...
Böyle sensiz çaresiz bırakma beni...
BIRAKMA BENİ...
Söylediklerim bitince sessiz oturalım hiç kımıldamadan
Yalnız ağaçlar fısıldaşsın karanlıkta
Ve öylece bitsin gece
Birbirimizin gözlerine bakalım
Ayrı ayrı yollara gidelim
Konuş konuş sevdiğim
Yüreğinin şarkısını söyle bana
Kim bırakmış ki,kim bırakmış seni söyle.
Tut ellerimi gitme aşkım,gitme böyle...
ne olur gitme böyle sensiz çaresiz bırakma beni...
BIRAKMA BENİ...
Güller duruyor gecenin içinde
Sarı güller
Ne olur koparma beni
O kadar güzel duruyor ki orada
Ah gecem
Biz de birlikte güzeldik
Ve koparıp gülleri bıraktın ellerime
Beya MASAL paylaşımların çok güzel ellerine sağlık
Yüreğinden sevgi eksik olmasın.
Beyaz Masal paylaşımların için teşekkürler hepsi ayrı ayrı güzellikte emeğine sağlık
)
)