12-28-2008, Saat: 07:42 PM
[FONT="]Önce Gülümsemeler, Gözlerde olmayan, sadece dudakta şekillenen gülümsemeler… Sıradan, yapmacık ve gerçek dışı… Sonra eller uzandı birbirine ve; "Merhaba Hocam! Nasılsınız?" türünden selamlaşmalar. "Teşekkür ederim. İyiyim! Ya siz?" derken aslında başka başka yerlerde geziliyor, başka başka şeyler düşünülüyor. [/FONT]
[FONT="]Kimsenin umurunda değil bir diğerinin iyi ya da kötü oluşu. [/FONT]
[FONT="]Ne soruyu soran cevap bekliyor, ne de sorulan gerçek cevabı veriyor. [/FONT]
- [FONT="]Yüzlerde gülümsemeler, [/FONT]
- [FONT="]Dudaklarda gülümsemeler, [/FONT]
- [FONT="]Lakin gözlerde farklı anlamlar… [/FONT]
[FONT="]Geçenlerde bir akşam yemeği sonrasında evde çocuklarımla otururken (Bir yandan da tavşan kanı çayımı yudumlarken) 6 yaşındaki kızımla 10 yaşındaki oğlum yan yana oturmuşlar ve bana bakarak gülümsüyorlardı. [/FONT]
[FONT="]Kızım sordu: "Baba! Biz ne yapıyoruz sence şimdi?" [/FONT]
[FONT="]Soru çok kolay! [/FONT]
[FONT="]Biz ne yapıyoruz? [/FONT]
[FONT="]Karşımda duruyorlardı. Ne yaptıklarını görüyordum. Yan yana oturmuşlar ve bana bakarak gülüyorlardı. [/FONT]
[FONT="]"Gülüyorsunuz!" dedim… [/FONT]
[FONT="]Ama cevap sandığım kadar kolay değilmiş.[/FONT]
[FONT="]Biri 6, diğeri 10 yaşında olan iki çocuğun dünyasında boylarından büyük düşünceler ve anlamlar olabiliyormuş. [/FONT]
[FONT="]"Hayır, babaa!" dedi minik Ebru! "Biz gülmüyoruz." [/FONT]
[FONT="]Yardım istercesine eşime baktım. Gözlerimle ona "Aman yardım et bana! Ne demek istiyor bu çocuklar?" diye sordum. [/FONT]
[FONT="]O da gülüyordu. [/FONT]
[FONT="]Ama içten gülüyordu. Samimi gülüyordu. Omuzlarını yukarı kaldırdı ve "İşte oğlun, işte kızın. Basit bir soru sordular, cevabını sen ver!" diyordu sanki. [/FONT]
[FONT="]Mecburen çocuklara döndüm tekrar. [/FONT]
[FONT="]Eren ve Ebru cevaplarını bekliyorlardı. [/FONT]
[FONT="]"Tamam!" dedim. "Siz kazandınız! Ne yapıyorsunuz bakalım?" [/FONT]
[FONT="]"Hadis yapıyoruz baba!" dediler. [/FONT]
[FONT="]"Anlamadım!"…. [/FONT]
[FONT="]??? [/FONT]
[FONT="]"Babaaa! Biz bir hadis gerçekleştiryoruz." [/FONT]
[FONT="]??? [/FONT]
[FONT="]"Tebessüm sadakadır babaaa!" [/FONT]
[FONT="]Ebru, henüz okuma yazma bilmiyor, Eren ise 10 yaşında. [/FONT]
[FONT="]Hayatın ne olduğunu bilmiyorlar. İnsanlara söyleyeceklerini dosdoğru, yalansız dolansız söylüyorlar. Maske takmıyorlar ve en önemlisi güldü mü içten gülüyorlar. [/FONT]
[FONT="]Gülerken gözlerinin içi de gülümsemeye iştirak ediyor. Ve biliyorlar! Biliyorlar ki, samimi, yapay olmayan, içten gelen bir tebessüm sadakadır. Gözler ışıl ışıl, yanaklar kıpkırmızı. [/FONT]
[FONT="]… [/FONT]
[FONT="]Bir yaz günü, birbirine ellerini uzatıp tokalaşan insanların yüzlerindeki anlamı görünce aklıma gelmişti geçen akşam evde çocuklarımla yaşadığım bu olay. [/FONT]
[FONT="]Evet, şimdi büyük büyük (koca koca) adamlarla karşı karşıyaydım. [/FONT]
- [FONT="]Her biri otuzunu çoktan geçmiş olan insanlardı. [/FONT]
- [FONT="]Herkes birbirine bakıyor ve selamlaşıyordu. [/FONT]
- [FONT="]Gülümseyenler de vardı, sırıtanlar da, somurtanlar da! [/FONT]
- [FONT="]Bazılarının maskesi açıkça görünüyordu, bazılarının ki ise belli belirsiz. [/FONT]
- [FONT="]Bir kısmı da gerçekten samimiydi! İçtendi! [/FONT]
- [FONT="]Bu hissediliyordu. [/FONT]
- [FONT="]"Acaba!" dedim içimden. [/FONT]
- [FONT="]"Acaba, benim yüzüm ve gözlerim nasıl?" [/FONT]
- [FONT="]Karşımdaki insanlar bana bakınca ne görüyorlar? [/FONT]
- [FONT="]Gülümserken gözlerim de gülümsüyor mu? [/FONT]
- [FONT="]Tebessüm ederken birilerini mi kandırıyorum, yoksa sevap haneme "Sadaka verdi!" diye yazılıyor mu? [/FONT]
- [FONT="]caba! Acaba! Acaba! Mahmut Açıl [/FONT]
- [FONT="]çııÖÖçşıÜüÖnce Gülümsemeler, Gözlerde olmayan, sadece dudakta şekillenen gülümsemeler… Sıradan, yapmacık ve gerçek dışı… Sonra eller uzandı birbirine ve; "Merhaba Hocam! Nasılsınız?" türünden selamlaşmalar. [/FONT]
- [FONT="]"Teşekkür ederim. İyiyim! Ya siz?" derken aslında başka başka yerlerde geziliyor, başka başka şeyler düşünülüyor. [/FONT]
- [FONT="]Kimsenin umurunda değil bir diğerinin iyi ya da kötü oluşu. [/FONT]
- [FONT="]Ne soruyu soran cevap bekliyor, ne de sorulan gerçek cevabı veriyor. [/FONT]
- [FONT="]Yüzlerde gülümsemeler, [/FONT]
- [FONT="]Dudaklarda gülümsemeler, [/FONT]
- [FONT="]Lakin gözlerde farklı anlamlar… [/FONT]
- [FONT="]Geçenlerde bir akşam yemeği sonrasında evde çocuklarımla otururken (Bir yandan da tavşan kanı çayımı yudumlarken) 6 yaşındaki kızımla 10 yaşındaki oğlum yan yana oturmuşlar ve bana bakarak gülümsüyorlardı. [/FONT]
- [FONT="]Kızım sordu: "Baba! Biz ne yapıyoruz sence şimdi?" [/FONT]
- [FONT="]Soru çok kolay! [/FONT]
- [FONT="]Biz ne yapıyoruz? [/FONT]
- [FONT="]Karşımda duruyorlardı. Ne yaptıklarını görüyordum. Yan yana oturmuşlar ve bana bakarak gülüyorlardı. [/FONT]
- [FONT="]"Gülüyorsunuz!" dedim… [/FONT]
- [FONT="]Ama cevap sandığım kadar kolay değilmiş. [/FONT]
- [FONT="]Biri 6, diğeri 10 yaşında olan iki çocuğun dünyasında boylarından büyük düşünceler ve anlamlar olabiliyormuş. [/FONT]
- [FONT="]"Hayır, babaa!" dedi minik Ebru! "Biz gülmüyoruz." [/FONT]
- [FONT="]Yardım istercesine eşime baktım. Gözlerimle ona "Aman yardım et bana! Ne demek istiyor bu çocuklar?" diye sordum. [/FONT]
- [FONT="]O da gülüyordu. [/FONT]
- [FONT="]Ama içten gülüyordu. Samimi gülüyordu. Omuzlarını yukarı kaldırdı ve "İşte oğlun, işte kızın. Basit bir soru sordular, cevabını sen ver!" diyordu sanki. [/FONT]
- [FONT="]Mecburen çocuklara döndüm tekrar. [/FONT]
- [FONT="]Eren ve Ebru cevaplarını bekliyorlardı. [/FONT]
- [FONT="]"Tamam!" dedim. "Siz kazandınız! Ne yapıyorsunuz bakalım?" [/FONT]
- [FONT="]"Hadis yapıyoruz baba!" dediler. [/FONT]
- [FONT="]"Anlamadım!"…. [/FONT]
- [FONT="]??? [/FONT]
- [FONT="]"Babaaa! Biz bir hadis gerçekleştiryoruz." [/FONT]
- [FONT="]??? [/FONT]
- [FONT="]"Tebessüm sadakadır babaaa!" [/FONT]
- [FONT="]Ebru, henüz okuma yazma bilmiyor, Eren ise 10 yaşında. [/FONT]
- [FONT="]Hayatın ne olduğunu bilmiyorlar. İnsanlara söyleyeceklerini dosdoğru, yalansız dolansız söylüyorlar. Maske takmıyorlar ve en önemlisi güldü mü içten gülüyorlar. [/FONT]
- [FONT="]Gülerken gözlerinin içi de gülümsemeye iştirak ediyor. Ve biliyorlar! Biliyorlar ki, samimi, yapay olmayan, içten gelen bir tebessüm sadakadır. Gözler ışıl ışıl, yanaklar kıpkırmızı. [/FONT]
- [FONT="]… [/FONT]
- [FONT="]Bir yaz günü, birbirine ellerini uzatıp tokalaşan insanların yüzlerindeki anlamı görünce aklıma gelmişti geçen akşam evde çocuklarımla yaşadığım bu olay. [/FONT]
- [FONT="]Evet, şimdi büyük büyük (koca koca) adamlarla karşı karşıyaydım. [/FONT]
- [FONT="]Her biri otuzunu çoktan geçmiş olan insanlardı. [/FONT]
- [FONT="]Herkes birbirine bakıyor ve selamlaşıyordu. [/FONT]
- [FONT="]Gülümseyenler de vardı, sırıtanlar da, somurtanlar da! [/FONT]
- [FONT="]Bazılarının maskesi açıkça görünüyordu, bazılarının ki ise belli belirsiz. [/FONT]
- [FONT="]Bir kısmı da gerçekten samimiydi! İçtendi! [/FONT]
- [FONT="]Bu hissediliyordu. [/FONT]
- [FONT="]"Acaba!" dedim içimden. [/FONT]
- [FONT="]"Acaba, benim yüzüm ve gözlerim nasıl?" [/FONT]
- [FONT="]Karşımdaki insanlar bana bakınca ne görüyorlar? [/FONT]
- [FONT="]Gülümserken gözlerim de gülümsüyor mu? [/FONT]
- [FONT="]Tebessüm ederken birilerini mi kandırıyorum, yoksa sevap haneme "Sadaka verdi!" diye yazılıyor mu? [/FONT]
- [FONT="]caba! Acaba! Acaba! [/FONT]