01-01-2009, Saat: 01:53 PM
Bilyeler ve Bıçaklar...
Cenazesinde cıvıl cıvıl Roman şarkıları söylenmesini vasiyet eden bir ölümcül hasta gibi her yılbaşı

...her eskiyen yılın

...her açılan yeni sayfanın

...ve kitabın kaçıncı sayfasında olduğumuzu hiç umursamayarak...
...neşeli bir cenaze töreni gibi karşılıyoruz yeni yılı...
Oysa günden güne kabarıklaşan hatıra defterleri ele veriyor mazinin tortularını...
Eski albümlerdeki fotoğraflar geçip gidenleri

Sararan fotoğraflarla birlikte en sevdiğimiz paltonuzun eprimesi


Buharlarla sarmalanmış mahzun bir tren garı gibi yılbaşı... Her Aralık sonunda o gara gidip bekliyorsunuz... kimi zaman dönüşü olmayan bir yolcuyu uğurlamanın hüznü... kimi zaman hasretle beklenen bir dostu karşılamanın sevinciyle...
Kitabın kaçıncı sayfasını çevirdiğinize göre değişiyor haletiruhiyeniz... Ya sevinçle karşılıyorsunuz geleni.... ya gidenin ardından hüzünle el sallıyorsunuz.
* * *
Ben eskiden o garda beklerken giden trenlere aldırış etmezdim pek... Gözlerimi rayların ufukla birleştiği noktaya dikip

Çok bir şey de değil... bir avuç bilyeydi özendiğim...
İsterdim ki


Lakin bu yıl keskin bir bıçak düştü kısmetime

"sapı kardı

...kabzasında eski bir dost elinin ustaca işlediği mücevherler parlıyordu.
...çeliğinin soğuğunu sırtımda hissettim ilk gördüğümde... sırt kemiklerimin arasından göğsüme

Tanışıklığımızdan sinsiliğinden

Ama bilendim aynı zamanda... Ruhumda bitiveren bıçakların çeliğine sürttüm gövdesini... kıvılcım kıvılcım keskinleştim sürtündükçe...
ihanetler öyledir zaten... içini yakarken

İşte bir kez daha o buharlarla sarmalanmış mahzun istasyondayız cümbür cemaat... Kalkışa hazırlanan trenin son vagonundan eprimiş paltolar

Biz

Ve rayların

Her satırda yaşlanıp


İstasyona girince avuç avuç bilyeler dökülüyor vagonlardan...
Çekip gidenlere



Her sayfada zenginleşip



...bir başka Aralık sonunda yeniden buluşabilmek... ve gardan kalkacak son trene başı dik binebilmek umuduyla...
Can Dündar