01-20-2009, Saat: 11:30 PM
Lise 2 öğrencisiyim. Bir kız var. Ay yüzlü, sırma saçlı, badem dudaklı, çatalkara, çingene.. Okula geç geldi bu. geldiği gibi bizim sınıfa yerleştirildi. Tarih öğretmenim buna 'kendine bir yer bul otur' dedi sınıfa salını salını girdiği vakit. Bu böyle mağrur bakışlar ile sınıfı süzüyor, oturacak yer beğenmeye çalışıyor kendine. Ayağında Converse, sırtında Nike var.. Gömlek cebinden de o dönemin en büyük banknotu olan 5 ytl sarkıyor.. İlk etapta dikkatimi çeken şey o 5 milyon oldu. Sınıfı süzdü, süzdü, süzdü.. Hoca bunu uyarmak zorunda kaldı. 'kızım geçip otursana artık.' o an silkindi ve kendine geldi. 10 dakikadır sınıfı süzüyordu amaçsız.. Ders bitecekti az kalsın. yavaşça yürüdü, yürüdü, yürüdü.. 5 dakika boyunca g.t(çok afedersiniz) kadar sınıfta 1 metre yürüyebildi. Yavaşça yürüyor bir de m.nyak. sonra aniden hızlandı ve hızla benim yanıma çöktü. o kadar hızlı çöktü ki, hapşurdum. rüzgarından nezle olmuştum zaar. 'miriba, ben derya' dedi.. '0.5 ucun var mı?' dedim. güldü. Kahkahalarla güldü. Hoca sert bir bakış attı 'gülünecek bir şey varsa söyleyin hep beraber gülelim' dedi. Tüm romantizmi öldürmüştü ruhsuz adam.
Zaman hızla akıyordu. Sıra arkadaşım olmaktan çok mutluydu, ama ben onun sıra arkadaşım olmasından mutlu değildim. Hoşlanmıştım ondan, inanabiliyor musun? Kendime karşı iç savaş veriyordum geceler boyu. Sira arkadasina asik olan adam olmak fikri çok üzüyordu beni. ensest addediyordum kendi naif dünyamda bu olayı. Ben ondan hoşlandıkça o daha güzel oluyordu. Rahat tavırları ile ruhumu okşuyor, bakışlarımı cezbediyor, avuç içlerimi terletiyordu. Artık açılmak zamanı gelmişti. Yapacaktım bu işi.
- derya
- efendim?
- çıkışta napıyosun?
- bilmem, eve giderim herhalde. sen?
- ben de..
Bir türlü o ilk muhabbeti kuramıyordum. Bir türlü ona değerini hissettiremiyordum.. Sürekli sonuçsuz çabalar ile üzerine gidiyor, elim boş, gözümde yaş geri dönüyordum. Bir gün hiç unutmam, sabahın 8 inde uyanıp bir şişe kanyak içip gitmişim okula.. Hesapta alkol cesaret veriyor, cesareti alıp nikahı basacam kıza. Kapıda müdür kokladı.. suratıma bir tokat aşkedip evime yolladı beni.. O tokadı derya da görmüştü. Gülmüştü.32 diş sırıtmıştı. 32 tane diş... Hepsini gördüm... Azı dişi ile köpek dişi arasına sıkışmış yeşilliği saymazsak güzel bir görüntüydü. Bir utançla eve koştum. Ertesi gün her şey çok farklıydı..
- derya
- efendim?
- çıkışta napıyosun?
- bilmem, eve giderim herhalde. ama hiç de canım istemiyor, bir yere gidip kahve içesim var. sen?
İptaldim ben o ara.. Kız bariz asılıyordu. beni kahve içmeye götür mesajı veriyordu içten içe. Verdiğim cevabı hala pişmanlıkla hatırlarım.
Tanrım ne yapmıştım ben! Neden açamıyordum bu muhabbeti. Neden kalıyordum boynu bükük.
Böyle böyle koca sene bitti. 'çıkışta napıyosun' dan ileri götüremedim muhabbeti. İlk girişimler hep başarısızdı. Benim denyoluğum değildi bu bana kalırsa.İlk adımı o atsa ne olurdu, incileri mi dökülürdü?
Sonra ertesi yıl tekrar okula başladık. Onu geçen yıl oturduğumuz sırada tek başına otururken buldum ilk gün sınıfa girdiğimde. Eskisi gibi midem yerinde ters dönmedi, kalbimin ritmi hızlanmadı. Sevdiğimi unutmuştum kızı ya. Düşünsene koca sene debelen, 3 ayda sevdiğini unut.
Hasılı, bugünün işlerini yarına bırakmayın dostlarım. eğer böyle masum duygularınız var ise, bunu açık açık söyleyin ki reddedilseniz bile içinizde ukde kalmasın bir şeyler. Kaybedeceğiniz bir şey yok. İlk muhabbetlerde özellikle kasın, espriler falan yapın.
Geçen yıl derya'yı sokakta gördüm. O yıl teklif etsem ne cevap vereceğini sordum sırf merak ettiğim için. 'sanırım evet derdim' dedi. Gülümsedim sadece. Siz de maymun gibi gülümsemek istemiyorsanız, edin o teklifi. Utanıp sıkılmayın.
İşte böyle..
Zaman hızla akıyordu. Sıra arkadaşım olmaktan çok mutluydu, ama ben onun sıra arkadaşım olmasından mutlu değildim. Hoşlanmıştım ondan, inanabiliyor musun? Kendime karşı iç savaş veriyordum geceler boyu. Sira arkadasina asik olan adam olmak fikri çok üzüyordu beni. ensest addediyordum kendi naif dünyamda bu olayı. Ben ondan hoşlandıkça o daha güzel oluyordu. Rahat tavırları ile ruhumu okşuyor, bakışlarımı cezbediyor, avuç içlerimi terletiyordu. Artık açılmak zamanı gelmişti. Yapacaktım bu işi.
- derya
- efendim?
- çıkışta napıyosun?
- bilmem, eve giderim herhalde. sen?
- ben de..
Bir türlü o ilk muhabbeti kuramıyordum. Bir türlü ona değerini hissettiremiyordum.. Sürekli sonuçsuz çabalar ile üzerine gidiyor, elim boş, gözümde yaş geri dönüyordum. Bir gün hiç unutmam, sabahın 8 inde uyanıp bir şişe kanyak içip gitmişim okula.. Hesapta alkol cesaret veriyor, cesareti alıp nikahı basacam kıza. Kapıda müdür kokladı.. suratıma bir tokat aşkedip evime yolladı beni.. O tokadı derya da görmüştü. Gülmüştü.32 diş sırıtmıştı. 32 tane diş... Hepsini gördüm... Azı dişi ile köpek dişi arasına sıkışmış yeşilliği saymazsak güzel bir görüntüydü. Bir utançla eve koştum. Ertesi gün her şey çok farklıydı..
- derya
- efendim?
- çıkışta napıyosun?
- bilmem, eve giderim herhalde. ama hiç de canım istemiyor, bir yere gidip kahve içesim var. sen?
İptaldim ben o ara.. Kız bariz asılıyordu. beni kahve içmeye götür mesajı veriyordu içten içe. Verdiğim cevabı hala pişmanlıkla hatırlarım.
- playstation'a gitcez. yiğite pis çakacam bugün. akçaabat sebatsporla yenecem onu..
- hımm, peki.
- hımm, peki.
Tanrım ne yapmıştım ben! Neden açamıyordum bu muhabbeti. Neden kalıyordum boynu bükük.
Böyle böyle koca sene bitti. 'çıkışta napıyosun' dan ileri götüremedim muhabbeti. İlk girişimler hep başarısızdı. Benim denyoluğum değildi bu bana kalırsa.İlk adımı o atsa ne olurdu, incileri mi dökülürdü?
Sonra ertesi yıl tekrar okula başladık. Onu geçen yıl oturduğumuz sırada tek başına otururken buldum ilk gün sınıfa girdiğimde. Eskisi gibi midem yerinde ters dönmedi, kalbimin ritmi hızlanmadı. Sevdiğimi unutmuştum kızı ya. Düşünsene koca sene debelen, 3 ayda sevdiğini unut.
Hasılı, bugünün işlerini yarına bırakmayın dostlarım. eğer böyle masum duygularınız var ise, bunu açık açık söyleyin ki reddedilseniz bile içinizde ukde kalmasın bir şeyler. Kaybedeceğiniz bir şey yok. İlk muhabbetlerde özellikle kasın, espriler falan yapın.
Geçen yıl derya'yı sokakta gördüm. O yıl teklif etsem ne cevap vereceğini sordum sırf merak ettiğim için. 'sanırım evet derdim' dedi. Gülümsedim sadece. Siz de maymun gibi gülümsemek istemiyorsanız, edin o teklifi. Utanıp sıkılmayın.
İşte böyle..