01-28-2009, Saat: 08:35 PM
Sabahleyin sessizce çek kapıyı, beni uyandırmadan git.
Git ki içim burkulmasın, İçimde bir vicdan azabı doğmasın, neden gitme demedim, neden durduramadım diye..
Sabahleyin son kez yüzüme bakmadan çık bu odadan, Bakma ki üzülme, üzülme ki ağlama...Pişman olma gittiğine...
Biliyorum mecbursun Biz'i silmeye..
Sabahleyin eve göz gezdirmeden çek git kapıyı.Utanmadan git, Başın dik, göğsün ak çık bu kapıdan, hatıraları düşünme;
şöminenin önünde sızmamızı, korku filmi izlerken korkup sarılmamızı, ya da aşk filmi izlerken mendilleri alıp ağlamamızı...Kavga edince eşyaları birbirimize fırlatmamızı, 2 dakika sonra göz göze gelip gülüşüp barışmamızı..Düşünmeden, aklına getirmeden git bu evden..
Sabah uyanınca göremeyince beni gözleri diye düşünmeden git.
çok birşeyin yok zaten bir bavul yeter sana, benim siyah bavulumu al , öyle git.
Kalvaltıyı düşünme bu sefer, yumurtamız kalmamıştı, önemli değil, sen almayıver bir kerede, ben gidip alırım..
Köpeği yürüyüşe çıkarmam gerek diye uflayıp puflama, son kez sarılıp elveda de köpeğe, eğer isterse son kez gezdir, bundan sonra alışır elbet benimle yürümeye..
İşte böyle..Arkanda ne varsa, güzel- kötü düşünme öyle git..
Bir damla gözyaşı dökmene kıyamam bilirsin..
Ben seni sevdim, bunu kalbine yaz da git..
Hatıralar silinmez, silemezsin bilirsin..
Peki ya sen!..Sen ne oLacaksn diye düşünme..Dediğim gibi arkana bakmadan çık bu kapıdan..Bir işi de tam yap be adam..!!!Bir işi de eline yüzüne bulaştırmadan yap, sessizce yap..Kırıp dökme eşyaları..Üzülmeden tüm kalbini vererek yap..Gitmeye hazır değilsin biliyorum, kalabilirsin istersen bir kaç gün daha..Ama bilmezmiyim o gururunu..Bilmezmiyim tanımazmıyım ben seni, ruhunu..Gideceksin elbet, Bu sözcüğü söylemek istemiyordum ama biliyorum terkedeceksin beni!!!..Gözü yaşlı bırakacaksın , Yalnızlığa mahkum edip, bu evin duvarlarını tekrar öreceksin .. Ama içinde senden iz kalmayacak bu sefer değil mi?..Biliyorum yine acı yine hüsran çektireceksin...Madem sonu böyle olacaktı, neden istedim ki tekrar gelmeni..Aptal mıydım, çünkü gerçekten sevdiğine, sevebileceğine inandım da geldim.Tüm çıplaklığın ile, tüm saflığın ile benimsin sandım..Sandım ama yanıldım..
Çok geç bunları konuşmak için, çok geç..Arkana bakmadan git..Gözyaşlarımla bırak beni..Ağzından tek bir kelime çıkmasın ne olur..Sus, yavaş yavaş git..Sonbaharda dökülen sarı yapraklar gibi izleyeyim gidişini, sonbahar gidiyor diye üzüleyim ama sonra aklıma gelsin..
4 mevsim den biri değil mi?, elbet gelecektir geri..
Sallanan sandalyeme oturup, elime bir kadeh şarabımı alıp, öyle izleyeyim gidişini....
Git ki içim burkulmasın, İçimde bir vicdan azabı doğmasın, neden gitme demedim, neden durduramadım diye..
Sabahleyin son kez yüzüme bakmadan çık bu odadan, Bakma ki üzülme, üzülme ki ağlama...Pişman olma gittiğine...
Biliyorum mecbursun Biz'i silmeye..
Sabahleyin eve göz gezdirmeden çek git kapıyı.Utanmadan git, Başın dik, göğsün ak çık bu kapıdan, hatıraları düşünme;
şöminenin önünde sızmamızı, korku filmi izlerken korkup sarılmamızı, ya da aşk filmi izlerken mendilleri alıp ağlamamızı...Kavga edince eşyaları birbirimize fırlatmamızı, 2 dakika sonra göz göze gelip gülüşüp barışmamızı..Düşünmeden, aklına getirmeden git bu evden..
Sabah uyanınca göremeyince beni gözleri diye düşünmeden git.
çok birşeyin yok zaten bir bavul yeter sana, benim siyah bavulumu al , öyle git.
Kalvaltıyı düşünme bu sefer, yumurtamız kalmamıştı, önemli değil, sen almayıver bir kerede, ben gidip alırım..
Köpeği yürüyüşe çıkarmam gerek diye uflayıp puflama, son kez sarılıp elveda de köpeğe, eğer isterse son kez gezdir, bundan sonra alışır elbet benimle yürümeye..
İşte böyle..Arkanda ne varsa, güzel- kötü düşünme öyle git..
Bir damla gözyaşı dökmene kıyamam bilirsin..
Ben seni sevdim, bunu kalbine yaz da git..
Hatıralar silinmez, silemezsin bilirsin..
Peki ya sen!..Sen ne oLacaksn diye düşünme..Dediğim gibi arkana bakmadan çık bu kapıdan..Bir işi de tam yap be adam..!!!Bir işi de eline yüzüne bulaştırmadan yap, sessizce yap..Kırıp dökme eşyaları..Üzülmeden tüm kalbini vererek yap..Gitmeye hazır değilsin biliyorum, kalabilirsin istersen bir kaç gün daha..Ama bilmezmiyim o gururunu..Bilmezmiyim tanımazmıyım ben seni, ruhunu..Gideceksin elbet, Bu sözcüğü söylemek istemiyordum ama biliyorum terkedeceksin beni!!!..Gözü yaşlı bırakacaksın , Yalnızlığa mahkum edip, bu evin duvarlarını tekrar öreceksin .. Ama içinde senden iz kalmayacak bu sefer değil mi?..Biliyorum yine acı yine hüsran çektireceksin...Madem sonu böyle olacaktı, neden istedim ki tekrar gelmeni..Aptal mıydım, çünkü gerçekten sevdiğine, sevebileceğine inandım da geldim.Tüm çıplaklığın ile, tüm saflığın ile benimsin sandım..Sandım ama yanıldım..
Çok geç bunları konuşmak için, çok geç..Arkana bakmadan git..Gözyaşlarımla bırak beni..Ağzından tek bir kelime çıkmasın ne olur..Sus, yavaş yavaş git..Sonbaharda dökülen sarı yapraklar gibi izleyeyim gidişini, sonbahar gidiyor diye üzüleyim ama sonra aklıma gelsin..
4 mevsim den biri değil mi?, elbet gelecektir geri..
Sallanan sandalyeme oturup, elime bir kadeh şarabımı alıp, öyle izleyeyim gidişini....