02-12-2009, Saat: 06:35 PM
> Ne münasebet
> Ablam evlenmeden önce saatlerce odamıza kapanır, sigara ve kahve
> ikilisi eşliğinde sırlarımızı dökerdik. Böyle anlardan birinde, kısık
> sesle "Müzik açalım mı? Babam yan odada, bizi dinliyor olabilir."
> dedim. Yan odadan gelen ve hala hatırladığımızda bizi kahkahalara
> boğan ses: "Ne dinleyecem sizi beee!"
>Yanlış telefon
> İşe giderken cep telefonumu evde unutmuşum, ama televizyon
> kumandasını almayı ihmal etmemişim.
> Çocuklar kimden?
> Annemle babam tartışıyor. Tartışma esnasında annemin kafası o kadar
> çok karışıyor ki, kendisini aldatmakla suçladığı babama "O çocuklar
> benden mi??" diyor! Zaten tartı şma o anda bitiyor, gülmekten tabii.
> Nur topu
> İşyerinde küpe takan erkek arkadaşımıza babasından yorum: "Bir
> zamanlar nur topu gibi oğlum vardı; nuru gitti, topu kaldı!"
> Düz mantık
> Eğer bir sokakta yürüyorsanız ve camında ''Bu ev kiralıktır'' yazılı
> bir evin yanından geçip birkaç adım sonra önüne geldiğiniz bir başka
> evin camında ''Bu da'' yazısını görürseniz bilin ki Trabzon'dasınız.
> Toplamda
> Geçen gece nöbetteyken acile 3 yaşında, para yutmuş bir hasta
> geliyor. Babasına ne kadar yuttuğunu soruyoruz; "1 YTL" diyor.
> Yapılan tetkikler sonucunda bir adet 50 Kuruş ve iki adet 25 Kuruş
> tespit ediyoruz. Baba bir şekilde haklı olduğu için sadece aramızda
> gülüşerek konuyu kapatıyoruz.
> Helallik
> Tatile giden, hayat dolu yaşlı teyzemiz güya helalleşiyor. "Hadi
> çocuğum, hakkınızı helal edin, hayat bu; siz ölürsünüz ben göremem,
> veya siz kör olursunuz beni göremezsiniz..."
> Köpük köpüK
> 8 yaşımdaki yeğenim "Dayı nasıl oluyor da renkli sabundan beyaz köpük
> çıkıyor?" diye sordu. "Dur bir düşüneyim." dedim, hala düşünüyorum...
> Araba sevdası
> Annem arabasını torpidosu için dantel örecek kadar çok seviyor.
> Geçenlerde arabayı çarpmış ve farı kırılmış. Babamın anlattığına göre
> trafik polisinin önünde "Yavrumun gözü çıktıı ııı!" diye ağladığı için
> polisler heyecanlanıp ambulans çağırmışlar.
> Hevesli
> Kardeşime araba kullanmayı öğretiyorum. Çok hevesli... Bana; "Abi çok
> kolay yaa, aynı bilgisayar oyunu gibi!" diyor. Cevabım; "Hııı... Ama
> tek canın var..."
> Emniyet kemeri
> Nişantaşı-Kadıköy dolmuşu için bekliyoruz. Bir taksi geliyor dolmuş
> yerine. Ön koltuğa oturan kadın her normal insan gibi emniyet
> kemerini takıyor. Ancak şoför amcamız emniyet kemerinin iyice ortaya
> çıkardığı dekolteye bakmaktan yola bakamadığı için bir müddet
> düşünüyor ve içini çekerek kadına sesleniyor. "Abla, çıkar emniyet
> k emerini, böylesi daha emniyetli hepimiz için."
> Kayıp aranıyor
> Çok sevdiğimiz dedemi kalp krizi sonucu kaybettik. Sevilen bir esnaf
> olması sebebiyle cenazesine oldukça büyük bir kalabalık katıldı. Biz
> taziyeleri kabul ederken uzun süredir görmediğim bir arkadaşım beni
> gördü ve geldi. "Bu kalabalık da ne böyle?" diye sorunca gayet normal
> bir şekilde "Dedemi kaybettik." dedim. Cevabı beni o an bile krize
> sokmaya yetti: ''Bu kadar insan hala bulamadınız mı?''
> Giyim kuşam
> Lacivert ceketi, gri pantolonu, kahverengi ayakkabısı ve siyah
> kemerini bir arada giyen babama annemin yorumu: "Toplama bilgisayar
> gibi olmuşsun!"
> Cadaloz kaynana
> İş arkadaşımın düğünündeyiz. Nikah kıyılıyor, imzalar atılıyor, gelin
> ve damadı tebrik etmek için ayağa kalkıldığında elektrikler
> kesiliyor. Biz hep beraber "Aaaa!" diye tepki gösterirken,
> arkadaşımın annesi oldukça yüksek sesle düşüncesini dile getiriyor.
> "Oğlumun daha ilk dakikadan hayatı karardı."
> Direksiyon eğitimi
> Sene 1993. Sevgilime (şu an karım olur kendileri) araba kullanmayı
> öğretiyorum. İzmir'in o zamanki halini bilenler bilir.
> Üçkuyular-Narlıder e yolu şimdiki gibi değil. Sakin... Stres olmasın,
> panik yapmasın diye çok karışmamaya çalışıyorum. Ayrıca çok sakin bir
> ses tonuyla konuşuyorum. Direğe 3 santim farkla geçiyor benim güzel
> sevgilim. "Direğe çok yakın geçtin hayatım." diyorum. Cevap "Hangi
> direğe?"
> Ablam evlenmeden önce saatlerce odamıza kapanır, sigara ve kahve
> ikilisi eşliğinde sırlarımızı dökerdik. Böyle anlardan birinde, kısık
> sesle "Müzik açalım mı? Babam yan odada, bizi dinliyor olabilir."
> dedim. Yan odadan gelen ve hala hatırladığımızda bizi kahkahalara
> boğan ses: "Ne dinleyecem sizi beee!"
>Yanlış telefon
> İşe giderken cep telefonumu evde unutmuşum, ama televizyon
> kumandasını almayı ihmal etmemişim.
> Çocuklar kimden?
> Annemle babam tartışıyor. Tartışma esnasında annemin kafası o kadar
> çok karışıyor ki, kendisini aldatmakla suçladığı babama "O çocuklar
> benden mi??" diyor! Zaten tartı şma o anda bitiyor, gülmekten tabii.
> Nur topu
> İşyerinde küpe takan erkek arkadaşımıza babasından yorum: "Bir
> zamanlar nur topu gibi oğlum vardı; nuru gitti, topu kaldı!"
> Düz mantık
> Eğer bir sokakta yürüyorsanız ve camında ''Bu ev kiralıktır'' yazılı
> bir evin yanından geçip birkaç adım sonra önüne geldiğiniz bir başka
> evin camında ''Bu da'' yazısını görürseniz bilin ki Trabzon'dasınız.
> Toplamda
> Geçen gece nöbetteyken acile 3 yaşında, para yutmuş bir hasta
> geliyor. Babasına ne kadar yuttuğunu soruyoruz; "1 YTL" diyor.
> Yapılan tetkikler sonucunda bir adet 50 Kuruş ve iki adet 25 Kuruş
> tespit ediyoruz. Baba bir şekilde haklı olduğu için sadece aramızda
> gülüşerek konuyu kapatıyoruz.
> Helallik
> Tatile giden, hayat dolu yaşlı teyzemiz güya helalleşiyor. "Hadi
> çocuğum, hakkınızı helal edin, hayat bu; siz ölürsünüz ben göremem,
> veya siz kör olursunuz beni göremezsiniz..."
> Köpük köpüK
> 8 yaşımdaki yeğenim "Dayı nasıl oluyor da renkli sabundan beyaz köpük
> çıkıyor?" diye sordu. "Dur bir düşüneyim." dedim, hala düşünüyorum...
> Araba sevdası
> Annem arabasını torpidosu için dantel örecek kadar çok seviyor.
> Geçenlerde arabayı çarpmış ve farı kırılmış. Babamın anlattığına göre
> trafik polisinin önünde "Yavrumun gözü çıktıı ııı!" diye ağladığı için
> polisler heyecanlanıp ambulans çağırmışlar.
> Hevesli
> Kardeşime araba kullanmayı öğretiyorum. Çok hevesli... Bana; "Abi çok
> kolay yaa, aynı bilgisayar oyunu gibi!" diyor. Cevabım; "Hııı... Ama
> tek canın var..."
> Emniyet kemeri
> Nişantaşı-Kadıköy dolmuşu için bekliyoruz. Bir taksi geliyor dolmuş
> yerine. Ön koltuğa oturan kadın her normal insan gibi emniyet
> kemerini takıyor. Ancak şoför amcamız emniyet kemerinin iyice ortaya
> çıkardığı dekolteye bakmaktan yola bakamadığı için bir müddet
> düşünüyor ve içini çekerek kadına sesleniyor. "Abla, çıkar emniyet
> k emerini, böylesi daha emniyetli hepimiz için."
> Kayıp aranıyor
> Çok sevdiğimiz dedemi kalp krizi sonucu kaybettik. Sevilen bir esnaf
> olması sebebiyle cenazesine oldukça büyük bir kalabalık katıldı. Biz
> taziyeleri kabul ederken uzun süredir görmediğim bir arkadaşım beni
> gördü ve geldi. "Bu kalabalık da ne böyle?" diye sorunca gayet normal
> bir şekilde "Dedemi kaybettik." dedim. Cevabı beni o an bile krize
> sokmaya yetti: ''Bu kadar insan hala bulamadınız mı?''
> Giyim kuşam
> Lacivert ceketi, gri pantolonu, kahverengi ayakkabısı ve siyah
> kemerini bir arada giyen babama annemin yorumu: "Toplama bilgisayar
> gibi olmuşsun!"
> Cadaloz kaynana
> İş arkadaşımın düğünündeyiz. Nikah kıyılıyor, imzalar atılıyor, gelin
> ve damadı tebrik etmek için ayağa kalkıldığında elektrikler
> kesiliyor. Biz hep beraber "Aaaa!" diye tepki gösterirken,
> arkadaşımın annesi oldukça yüksek sesle düşüncesini dile getiriyor.
> "Oğlumun daha ilk dakikadan hayatı karardı."
> Direksiyon eğitimi
> Sene 1993. Sevgilime (şu an karım olur kendileri) araba kullanmayı
> öğretiyorum. İzmir'in o zamanki halini bilenler bilir.
> Üçkuyular-Narlıder e yolu şimdiki gibi değil. Sakin... Stres olmasın,
> panik yapmasın diye çok karışmamaya çalışıyorum. Ayrıca çok sakin bir
> ses tonuyla konuşuyorum. Direğe 3 santim farkla geçiyor benim güzel
> sevgilim. "Direğe çok yakın geçtin hayatım." diyorum. Cevap "Hangi
> direğe?"