04-08-2009, Saat: 11:46 AM
Sana, saflığın, güzelliğin ve aşkın ifadesi olduğu için "Türkü Gözlüm" diyorum.
"Beni bensiz bırakan Sen ile Beni sensiz bırakan Sen" çelişkisinin kördüğüm olup boğazıma geçerek, bir şafak vakti beni darağacında sallandırdığını görünce pişman olmayasın diye ilk ve son defa sana, ilk ve son olarak yazıyorum. BİLESİN!!
Bir günlük hasretinin dahi, yüreğimde yıllarca süren çilelere denk fırtınalar koparmasına karşı, zamanın ve mekanın hissiz vurdumduymazlığına düşülen aykırı notlardır yazdıklarım.
Hasretinle ve özleminle daha bir güzelleştiğinin ve daha çok sevildiğinin belgesidir aslında, zamana ve mekana düşülen aykırı notlar.
"Sensizken Seninle Olmak ile Seninleyken Sensiz Kalmanın" paradoksunda yüreğimin tâ dibinden yükselen sessiz çığlıkların kağıda izdüşümüdür yazdıklarım. Ama olsun varsın "Sessizliğin tenhasında, Sensizliğe takılıyken gözlerim. Sevdan ve Sen daha bir güzelsin. BİLESİN!!
Türkü Gözlüm sakın sevdamı, siyah-beyaz arabesk Türk filmi sevdalarıyla ve sözlerimi arabesk şairlerin sevgililerine kin kusan şiirleriyle kıyaslama. Eğer beni ve sevdamı anlamak için illa bir misal arıyorsan, Leyla ile Mecnun var. Gerisi yalan. BİLESİN!!
Mevsimlik ahlaksızlıkların aşk ile etiketlendiği internet kafelerdeki "chat" li aşkların bulunduğu bir ortamda figüran olmamam birileri tarafından monotonluk yada yüreğimin çağdışılığı ile sıfatlandırıIsa da, sana ve aşkına talip olan benim tek ve en sağlam bonservisim budur. . Ben sana binlerce yıllık geçmişimdeki yiğitlerin, bir çeşme başında bir pencere kenarında bir çift kara gözün kaçamak bakışı yada platonik bir tebessümle yüreklerinin yanıp kavrulmasının mirasçısı olarak sesleniyorum. BİLESİN!!
İşte tüm bu duygularla bir gece vakti senin için yakılmış TÜRKÜLER'i dinlerken, sen niyetine bir KIRMIZI GÜLE bakarken ve bir "bozlak" hüznünce uzayan dumanlar ciğerime dolarken, bir hikaye düşer aklıma, BÜLBÜL ve KIRMIZI GÜLE dair;
"Daha zamanın çok fazla eskimediği günlerde, sarayın genç bahçıvanı, padişahın kızına sevdalanır. Sevdası bir kor halini alınca, hatırlı kişiler padişahtan kızı istemeye giderler. Padişah anlayışlı adamdır.
-Neden olmasın der.
-Senden tek isteğim kızımı alabilmek için dünyanın en iyi bahçıvanı olduğunu ispat etmen. Bunun için de bana 30 gün içinde bir dal KIRMIZI GÜL getirmeni istiyorum.
Herkes birbirinin gözüne bakar, çünkü dünya üzerinde gülün sarısı, siyahı, beyazı vardır da kırmızı yoktur o zamanlar.
Bahçıvan bildiği bütün kitaplara bakar, yazmazlar. Tohumları karıştırır kırmızı olmazlar, bilginlere sorar, bilemezler tüccarlara sorar, bulamazlar. Kısaca kimse bulamaz bahçıvanın derdine derman. Zaten ne zaman dertliye derman olmuştur ki derdi olmayan.
Son akşam uzanır yatağına ve ağlar saatlerce, gece yarısı bir Bülbül konar cama ve şöyle der;
-Derdini biliyorum. Ben sabaha kadar ararım, bulursam bahçeye bırakırım.
Bahçıvan gece güne devrolana dek bekler son bir umutla, padişahın yanma gitmeden çıkar bahçeye, gördükleri karşısında şaşkınlık bile yasayamadan gece neler olduğunu sorar Kırmızı laleye. Kırmızı lale gördüklerini anlatır; Seher vakti Bülbül geldi, en güzel makamda, en güzel ses ile şakıdı ve beyaz güle; En sivri dikenini yüreğime hatır dedi. Beyaz gül denileni yapınca BÜLBÜL öldü GÜL kızardı. "
Sen de bakışlarınla yüreğimi darmadağın ettin. Güzelliğin yüreğimin darmadağın olmasındandır. BİLESİN!!!
İşte bu sebeple sana GÜLÜM diyorum. Ve pek çok yiğidin sevdiği pek çok güzelin, yiğitlerin sözleri yerine sarhoş ağızlardan dökülen ayyaş kelimelere hayran olarak; yiğit yüreklere sultan olmak dururken, laçkalaşmış et parçalarına mülteci olmak istediklerini görünce seni daha çok seviyorum.
Türkü Gözlüm tüm bunlara rağmen, hissi ve mantıki zafiyete düşmüş kitleler sana benim bir suçlu olduğumu söylerlerse Sebebi; Körler ülkesinde bakmanın yasak olduğunu, çok geç öğrendiğimdendir. BİLESİN!!!
Ve bağışla beni, sınırsız duyguları, sınırlı zamanlarda, sınırlı mekanlara sığdırmanın sınırsız zorluğunda sadece bunları yazabiliyorum. Gerisini, ANLAYASIN!!
Fuzuli'nin "Aşk imiş her ne var alemde
İlim bir kıyl ü kal imiş meğer beytinden
"Zannetme ki ölmek zor
ölmek kolay kolay da
Kan gibi aklımdasın" a kadar.
Tüm zamanlar boyunca senin için yazılmış en güzel şiirleri ve sözleri bilirim.
Ama ben; Seni ve güzelliğini, kelimelere cümlelere ve şiirlere sığdırmaya çalışan tüm şairler adına senden özür dileyerek ve,
Bir seni, hep seni, tek seni sevdiğimi
Bir sana, hep sana, tek sana seslenerek
ŞİİR DİYE YÜREÄžİMİ SUNUYORUM YÜREÄžİNE
BİLESİN!!!
"Beni bensiz bırakan Sen ile Beni sensiz bırakan Sen" çelişkisinin kördüğüm olup boğazıma geçerek, bir şafak vakti beni darağacında sallandırdığını görünce pişman olmayasın diye ilk ve son defa sana, ilk ve son olarak yazıyorum. BİLESİN!!
Bir günlük hasretinin dahi, yüreğimde yıllarca süren çilelere denk fırtınalar koparmasına karşı, zamanın ve mekanın hissiz vurdumduymazlığına düşülen aykırı notlardır yazdıklarım.
Hasretinle ve özleminle daha bir güzelleştiğinin ve daha çok sevildiğinin belgesidir aslında, zamana ve mekana düşülen aykırı notlar.
"Sensizken Seninle Olmak ile Seninleyken Sensiz Kalmanın" paradoksunda yüreğimin tâ dibinden yükselen sessiz çığlıkların kağıda izdüşümüdür yazdıklarım. Ama olsun varsın "Sessizliğin tenhasında, Sensizliğe takılıyken gözlerim. Sevdan ve Sen daha bir güzelsin. BİLESİN!!
Türkü Gözlüm sakın sevdamı, siyah-beyaz arabesk Türk filmi sevdalarıyla ve sözlerimi arabesk şairlerin sevgililerine kin kusan şiirleriyle kıyaslama. Eğer beni ve sevdamı anlamak için illa bir misal arıyorsan, Leyla ile Mecnun var. Gerisi yalan. BİLESİN!!
Mevsimlik ahlaksızlıkların aşk ile etiketlendiği internet kafelerdeki "chat" li aşkların bulunduğu bir ortamda figüran olmamam birileri tarafından monotonluk yada yüreğimin çağdışılığı ile sıfatlandırıIsa da, sana ve aşkına talip olan benim tek ve en sağlam bonservisim budur. . Ben sana binlerce yıllık geçmişimdeki yiğitlerin, bir çeşme başında bir pencere kenarında bir çift kara gözün kaçamak bakışı yada platonik bir tebessümle yüreklerinin yanıp kavrulmasının mirasçısı olarak sesleniyorum. BİLESİN!!
İşte tüm bu duygularla bir gece vakti senin için yakılmış TÜRKÜLER'i dinlerken, sen niyetine bir KIRMIZI GÜLE bakarken ve bir "bozlak" hüznünce uzayan dumanlar ciğerime dolarken, bir hikaye düşer aklıma, BÜLBÜL ve KIRMIZI GÜLE dair;
"Daha zamanın çok fazla eskimediği günlerde, sarayın genç bahçıvanı, padişahın kızına sevdalanır. Sevdası bir kor halini alınca, hatırlı kişiler padişahtan kızı istemeye giderler. Padişah anlayışlı adamdır.
-Neden olmasın der.
-Senden tek isteğim kızımı alabilmek için dünyanın en iyi bahçıvanı olduğunu ispat etmen. Bunun için de bana 30 gün içinde bir dal KIRMIZI GÜL getirmeni istiyorum.
Herkes birbirinin gözüne bakar, çünkü dünya üzerinde gülün sarısı, siyahı, beyazı vardır da kırmızı yoktur o zamanlar.
Bahçıvan bildiği bütün kitaplara bakar, yazmazlar. Tohumları karıştırır kırmızı olmazlar, bilginlere sorar, bilemezler tüccarlara sorar, bulamazlar. Kısaca kimse bulamaz bahçıvanın derdine derman. Zaten ne zaman dertliye derman olmuştur ki derdi olmayan.
Son akşam uzanır yatağına ve ağlar saatlerce, gece yarısı bir Bülbül konar cama ve şöyle der;
-Derdini biliyorum. Ben sabaha kadar ararım, bulursam bahçeye bırakırım.
Bahçıvan gece güne devrolana dek bekler son bir umutla, padişahın yanma gitmeden çıkar bahçeye, gördükleri karşısında şaşkınlık bile yasayamadan gece neler olduğunu sorar Kırmızı laleye. Kırmızı lale gördüklerini anlatır; Seher vakti Bülbül geldi, en güzel makamda, en güzel ses ile şakıdı ve beyaz güle; En sivri dikenini yüreğime hatır dedi. Beyaz gül denileni yapınca BÜLBÜL öldü GÜL kızardı. "
Sen de bakışlarınla yüreğimi darmadağın ettin. Güzelliğin yüreğimin darmadağın olmasındandır. BİLESİN!!!
İşte bu sebeple sana GÜLÜM diyorum. Ve pek çok yiğidin sevdiği pek çok güzelin, yiğitlerin sözleri yerine sarhoş ağızlardan dökülen ayyaş kelimelere hayran olarak; yiğit yüreklere sultan olmak dururken, laçkalaşmış et parçalarına mülteci olmak istediklerini görünce seni daha çok seviyorum.
Türkü Gözlüm tüm bunlara rağmen, hissi ve mantıki zafiyete düşmüş kitleler sana benim bir suçlu olduğumu söylerlerse Sebebi; Körler ülkesinde bakmanın yasak olduğunu, çok geç öğrendiğimdendir. BİLESİN!!!
Ve bağışla beni, sınırsız duyguları, sınırlı zamanlarda, sınırlı mekanlara sığdırmanın sınırsız zorluğunda sadece bunları yazabiliyorum. Gerisini, ANLAYASIN!!
Fuzuli'nin "Aşk imiş her ne var alemde
İlim bir kıyl ü kal imiş meğer beytinden
"Zannetme ki ölmek zor
ölmek kolay kolay da
Kan gibi aklımdasın" a kadar.
Tüm zamanlar boyunca senin için yazılmış en güzel şiirleri ve sözleri bilirim.
Ama ben; Seni ve güzelliğini, kelimelere cümlelere ve şiirlere sığdırmaya çalışan tüm şairler adına senden özür dileyerek ve,
Bir seni, hep seni, tek seni sevdiğimi
Bir sana, hep sana, tek sana seslenerek
ŞİİR DİYE YÜREÄžİMİ SUNUYORUM YÜREÄžİNE
BİLESİN!!!