04-15-2009, Saat: 09:14 PM
Unutma ! Sükutlarda Saklıdır En Derin Haykırışlar...
Söylenecek hiçbir şeyin yoksa susmaya ne dersin?
Söyleyecek sözü olanları dinlemeye anlamaya ne dersin?
Kitap sayfalarının arasında dolaşmaya...
Kâinatı okumaya...
Söyleyecek sözü olanları dinlemeye anlamaya ne dersin?
Kitap sayfalarının arasında dolaşmaya...
Kâinatı okumaya...
Suratını okşayan rüzgârı saçlarını ıslatan yağmur damlasını ayaklarındaki kum tanelerini hissetmeye...
Güneşin batışını hayata dair anlatacakları olan bir filmi yıldızları uzaklaşan bir gemiyi izlemeye...
Hastanedeki hastaları cezaevlerindeki mahkûmları kabristandaki mezar taşlarını görmeye...
Yollardaki bir taşı bir düşeni bir kendini kaybedeni kaldırmaya ne dersin?
Biraz düşünmeye geçmişe geleceğe gitmeye...
Sorular sormaya hayata kendine dünyaya dair...
Kafa yormaya hep ertelediğin konularda...
Güneşin batışını hayata dair anlatacakları olan bir filmi yıldızları uzaklaşan bir gemiyi izlemeye...
Hastanedeki hastaları cezaevlerindeki mahkûmları kabristandaki mezar taşlarını görmeye...
Yollardaki bir taşı bir düşeni bir kendini kaybedeni kaldırmaya ne dersin?
Biraz düşünmeye geçmişe geleceğe gitmeye...
Sorular sormaya hayata kendine dünyaya dair...
Kafa yormaya hep ertelediğin konularda...
Bir cevap bulmaya bir cevap veren bulmaya; içinden çıkamadığın problemlere dair...
Söyleyecek hiçbir şeyin yoksa söyleyecek bir şeyi olanlardan bir şeyler öğrenmeye ne dersin?
Bugüne kadar söylenmiş sözlerin üzerinde durmaya; kiminin altını kırmızı kiminin mavi kiminin siyah kalemle çizmeye; kiminin üstünü çizmeye kimine bir harf bir kelime bir ünlem eklemeye ne dersin?
Yeni bir şey söylemeyeceksen daha önce söylenmiş sözleri bu kadar yüksek sesle bu kadar kendi keşfinmiş gibi bağıra bağıra söylememeye ne dersin?
Kendini biraz hesaba çekmeye cevaplarının doğruluğunu kontrol etmeye hatalarını kabul etmeye...
Biraz bozmaya ezberlerini...
Biraz değiştirmeye kurduğun cümleleri...
Teslim bayrağını çekmeye...
Yeni şeyler öğrenmeye...
Yeni şeyler söylemek için susmaya...
Ama susarken de içine hiçbir ima katmadan sadece susmaya...
Bir şey biliyormuş gibi değil.
Kâle almıyormuş gibi değil.
Kendini ağırdan satıyormuş gibi de değil.
Gümüş olan söze tercih edilesi bir altın değerinde olduğundan hiç değil...
Daha yolun başındaymış daha öğrenecek çok şeyi varmış söyleyecek hiç ama hiçbir şeyi yokmuş gibi susmaya...
Bir "Konuşursam yer yerinden oynar havasında" değil.
"Fırtına öncesi sessizlik" gibi de değil.
Sesini akort ediyormuş gibi hiç değil.
Söyleyecek sözü olmayan herhangi bir insan gibi...
Söyleyecek hiçbir şeyin yoksa söyleyecek bir şeyi olanlardan bir şeyler öğrenmeye ne dersin?
Bugüne kadar söylenmiş sözlerin üzerinde durmaya; kiminin altını kırmızı kiminin mavi kiminin siyah kalemle çizmeye; kiminin üstünü çizmeye kimine bir harf bir kelime bir ünlem eklemeye ne dersin?
Yeni bir şey söylemeyeceksen daha önce söylenmiş sözleri bu kadar yüksek sesle bu kadar kendi keşfinmiş gibi bağıra bağıra söylememeye ne dersin?
Kendini biraz hesaba çekmeye cevaplarının doğruluğunu kontrol etmeye hatalarını kabul etmeye...
Biraz bozmaya ezberlerini...
Biraz değiştirmeye kurduğun cümleleri...
Teslim bayrağını çekmeye...
Yeni şeyler öğrenmeye...
Yeni şeyler söylemek için susmaya...
Ama susarken de içine hiçbir ima katmadan sadece susmaya...
Bir şey biliyormuş gibi değil.
Kâle almıyormuş gibi değil.
Kendini ağırdan satıyormuş gibi de değil.
Gümüş olan söze tercih edilesi bir altın değerinde olduğundan hiç değil...
Daha yolun başındaymış daha öğrenecek çok şeyi varmış söyleyecek hiç ama hiçbir şeyi yokmuş gibi susmaya...
Bir "Konuşursam yer yerinden oynar havasında" değil.
"Fırtına öncesi sessizlik" gibi de değil.
Sesini akort ediyormuş gibi hiç değil.
Söyleyecek sözü olmayan herhangi bir insan gibi...