:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

ÖÄžLE SICAÄžI

Ben hep ikindi vaktiydim senin için
Sıcaktan bunaldığında çıkıp geldiğin
Dargın umutlarını seslendirebildiğin
Bir solukluk yaşam kaynağı
Bir ağaç gölgesiydim serinlettiğin
Hüzün denizlerinin acıklı sahibi
Umut yüklü senaryolarının umutsuz figüranı
Gökyüzünden tufan yemiş sıradan biri
Oysa ben hep yangının olmak istemiştim
Tam öğle sıcağında güneş vurduğunda yeryüzüne
Gözlerine bakıp öylece kalmayı hayal etmiştim...



TAM DAYAKLIK BİR AŞK

Senin şehrine yağmur yağsa
Benim gözlerim dolardı
İki yakası birden kirlenirdi hayatımın
Düşüp öylece kalırdım ortasında ıslak kaldırımlarının
Ne vakit kalkıp sana koşmayı dilesem
Oluklarımdan sana akmak istesem
Sen yalnızlığı aramıza bir set gibi çekerdin
Bütün korkularının sebebi bendim
Benden kaçardın
Sen kaçarken ben yokuşlarına çıkardım
Nöbet tutardım mutluluklarına
Soğuğunda üşürdüm yalnızlıklarının
Rabb' e dua ederdim senin için
Ama sen, sen bilmezdin

Senin ufkuna esmerlik vursa
Benim bütün renklerim koyulaşırdı
Görmesem de olurdu eskidiğini yüreğinin
Hissederdim
Kesmesin diye yolunu pusuda bekleyen acılar
Rabb'e dua ederdim
Şehir olurdum meskenlerine
Sana yanardım ılık ılık
Ama sen bilmezdin
Aslında bilmek istemezdin
Anlayacağın tam dayaklık bir aşktı benimki
Azarlandıkça çığ gibi büyüyen

Dağlarımı ayaza veren
Laftan anlamayan
Ele güne rezil eden
Baş belası bir aşk
Ve ben bu ağır melodinin elinde esir
Esaretinde yaşayan mağdurum
Yeter artık sevgili ne duruyorsun
Ya gel, acılarımı dindir
Ya da gel, sana yanan bu yüreği söndür..

Yeter artık sevgili ne duruyorsun
Ya gel, acılarımı dindir
Ya da gel, sana yanan bu yüreği söndür..

:tolga:

İki şiirde çok güzel...
teşekkürler bi tanemm...

güzel yazmış şair tatlım

Bende sizi seviyorum

manyakk

AÄžLARDIM BAZI GECELERİ

Ağlardım bazı geceleri
Sırf sana inat olsun diye
Sırf titreyen,hastaıklı ellerime inat
Öyle sessizce
Öyle kimsesizce
Kuytu bir duvarın dibinde
Sönük dudaklarım bir şeyler mırıldanırdı uzaklara
Sükunetini sana rehin vermiş bu evrende
Yağacak yağmur,kara
Sobamda yanan odun parçasına
Sessizliği bozan geliş gidişine aldırmadan
Ağlardım kimsesizliğime küfretmişliğime
Dökerdim yüreğimdeki boşluğu kor ateşlere
Yalancı bir güzellik kaplardı gökyüzünü
Vururdu uykusuzluğun namlusundan alnımı
Uyusam kabum olurdu yetim çocuk misali ümitlerim
Uyusam tenhada basıverirdi yalnızlık beni
Uyumasam sönük bir fenerdim ummanlarında
Uyumasam hıçkırıklarım sırlarımı fısıldardı rüzgara

Ağlardım bazı geceleri
Sırf terk edilmenin boyunduruğundaki mertliğime
Umursamazlığına inat olsun diye
Anlatmamış,anlayamamış sevgiliye
Ve vebali üstümde kalmış rüzgarın okşadığı saçlarına
Bir de sözüme söz deyip tutamadığım günlere inat olsun diye