06-04-2009, Saat: 10:38 PM
Eskimiş bir fotoğrafsın gözkapaklarımda
çağlar öncesinden kalan lahitsin
içimde öldüğün gün can buldu berduş yanım
dibine vurduğum şişelerden boşalan esrik mısralarla
belaya ve acıya secde eden şeytana
keskin bir soğuklukta muştulandı ayrılık
ki ben ayrılıkta bile sensizlikten utanmaya ant içtim
ar geliyor yokluğundan düşen sesler
oysa buzullarını erittiğin usulsüz bir sevişmenin
doruğundan düşüyorum dudaklarına
senin adın bal kaymak
ben sahipsiz bir sokak çocuğu
aşk kınalanmış bir koyun
kime kurban kime sefil
ve boğazında iki düğüm
sonu gelmeyen kir dolu oyun
can çıkmadan önce
kendimi imzalıyorum sana
mührünü bas üzerime düşünmeden
çünkü düşüncenin öldüğü mekândır aşk
ıssız bir anafora bulanır mantık dediğin
gelgitler arasında is dolu türküler söyleriz de
gece bile işitmez bizi
ah o mantık dediğin geçersiz senet
aşk tüccarı kalbimde makbulüm müdür?
sen eskimiş bir fotoğrafsın avuçlarımda
ben nice senler biriktiren kalın bir albüm
ama sende duraksadım gece şahit
hangi gece diye sorma bilemem
belki kimsesizlerin o lanet gecesi
belki hazan akşamlarının artığı o garip saatlerdir
beni sana zıpkınlayan
dedim ki
eskimiş bir fotoğrafsın gözkapaklarımda
yalankere yalan söyledim mecburen
şiirlerim ruhumun vicdânıdır bilirsin
ne gurur dinler ne de acemi bir riya
her yerim
her şeyim
tepeden tırnağa
daima
sen mühürlü
kendimi imzalıyorum sana
şiirlerim kefilimdir…
içimde öldüğün gün can buldu berduş yanım
dibine vurduğum şişelerden boşalan esrik mısralarla
belaya ve acıya secde eden şeytana
keskin bir soğuklukta muştulandı ayrılık
ki ben ayrılıkta bile sensizlikten utanmaya ant içtim
ar geliyor yokluğundan düşen sesler
oysa buzullarını erittiğin usulsüz bir sevişmenin
doruğundan düşüyorum dudaklarına
senin adın bal kaymak
ben sahipsiz bir sokak çocuğu
aşk kınalanmış bir koyun
kime kurban kime sefil
ve boğazında iki düğüm
sonu gelmeyen kir dolu oyun
can çıkmadan önce
kendimi imzalıyorum sana
mührünü bas üzerime düşünmeden
çünkü düşüncenin öldüğü mekândır aşk
ıssız bir anafora bulanır mantık dediğin
gelgitler arasında is dolu türküler söyleriz de
gece bile işitmez bizi
ah o mantık dediğin geçersiz senet
aşk tüccarı kalbimde makbulüm müdür?
sen eskimiş bir fotoğrafsın avuçlarımda
ben nice senler biriktiren kalın bir albüm
ama sende duraksadım gece şahit
hangi gece diye sorma bilemem
belki kimsesizlerin o lanet gecesi
belki hazan akşamlarının artığı o garip saatlerdir
beni sana zıpkınlayan
dedim ki
eskimiş bir fotoğrafsın gözkapaklarımda
yalankere yalan söyledim mecburen
şiirlerim ruhumun vicdânıdır bilirsin
ne gurur dinler ne de acemi bir riya
her yerim
her şeyim
tepeden tırnağa
daima
sen mühürlü
kendimi imzalıyorum sana
şiirlerim kefilimdir…