08-30-2009, Saat: 12:13 AM
Gece oluyor ben bulduğuma sığınıyorum.. Gözlerimden ağıtlar hece hece avuçlarıma düşüyor.. Gece devrim marşlarıyla geçiyor oysa hep Çav Bella'yı söylerdin sen bana.. Koynuna alıp yatırmıyor hiç bir gece beni Ey Proleter bakışlı yar...
Sonunda se(n)ssizliğin çığlıklarını dışarıdan gelen martı sesleri bastırıyor.. Derin bir nefes alıyorum, gülüşün geçiyor gözlerimin önünden... Tüm kalbim yağmalanıyor faşist paramiliterler tarafından.. Gece bitiyor birazdan sabah ezanı okunacak.. Uyan Ey Partizan bakışlı yar uyan güneş sensiz doğacak..
Sabaha karşı gözlerimi kapıyorum sana; Filistin'deyim kanlı bir sensizlik sonrası can çekişen aşkıma intifada marşları karışıyor barikatlarıma.. Israil'deyim ağlama duvarında sana ağlıyorum.. En fazla Kürdistan'dayım Zertüşt'e senin için yalvarıyorum.. Sevmek neymiş anla Ey Zilan bakışlı yar..
Bak bir güvercin vuruluyor Şişli sokaklarında adına vatan millet sakarya dedikleri aciz bir amaç uğruna, ve Sarı Gelin türküsü söylüyor tüm yeryüzü HRANT DİNK aınısına Ey Gelin bakışlı yar....
Kızıltepe'de okul bahçeleri tank panzer durağı olmuş ve UÄžUR'ların sevdasını ROZERİN'ler WELAT'lar omuzlamış HERNEPEŞ marşıyla yol alıyorlar Güneşe doğru Ey Aydınlık gülüşlü yar...
Gün boyu boşluktayım, boş satırlara kalem atıyorum.. Tüm satır başları tutulmuş kaçamıyorum.. Sensizliğin ucunda karalanıyorum. Bak yine yüzüne teslim oluyorum.. gözlerine tutuklanıp gülüşüne kelepçeleniyorum.. Galiba ömür boyu sensizliğe çarptırılıyorum...
Felç geçirmiş hisler barındırıyorum hücremde; Hiç bir tepkim etkisine ayak uyduramıyor..
Susuşlarımdan hiç kimse birşey anlamıyor.. sırtımı yasladığım duvar senin rolünü üstleniyor.. Karşı pencerede güneş batıyor sözde hava kararıyor aslında hayatım kararıyor ve dünyam buna ayak uyduruyor, Hiç birşey anlamadan gece oluyor ve ben rüzgarla birlikte aynı cümleyi tekrarlıyorum; Unutma varlığın varlığıma tutsaklıktı, yokluğun yok oluşuma işrettir Ey Meçhul bakışlı yar...
Sussam olmuyor, konuşsam öldürülüyorum.. Kabil ellerime,Habil yürek arıyorum.. Hangi yol Habil'e çıkar sevgilim?..
Çıkmaz sokağındayım bu kentin.. Yollarım uçurumlara varıyor. Bütün levhalar ışıksız.. Bu yolun sonu ölüm; kanadı kırık kuş, hadi tut ellerimden vuslata düşelim..
Bitimi olmalı acının.. Tıkandım.. Sonu olmalı bu yazının.. işte ordayım; ölüm kusan bir yazının son paragrafında.. Sonuna kadar sabredip, son paragrafa gözleri değen ''Sen''; hadi, hiç bilmediğin bir yerdeki bu yabancının acılarına bir dua yamala...
Sonunda se(n)ssizliğin çığlıklarını dışarıdan gelen martı sesleri bastırıyor.. Derin bir nefes alıyorum, gülüşün geçiyor gözlerimin önünden... Tüm kalbim yağmalanıyor faşist paramiliterler tarafından.. Gece bitiyor birazdan sabah ezanı okunacak.. Uyan Ey Partizan bakışlı yar uyan güneş sensiz doğacak..
Sabaha karşı gözlerimi kapıyorum sana; Filistin'deyim kanlı bir sensizlik sonrası can çekişen aşkıma intifada marşları karışıyor barikatlarıma.. Israil'deyim ağlama duvarında sana ağlıyorum.. En fazla Kürdistan'dayım Zertüşt'e senin için yalvarıyorum.. Sevmek neymiş anla Ey Zilan bakışlı yar..
Bak bir güvercin vuruluyor Şişli sokaklarında adına vatan millet sakarya dedikleri aciz bir amaç uğruna, ve Sarı Gelin türküsü söylüyor tüm yeryüzü HRANT DİNK aınısına Ey Gelin bakışlı yar....
Kızıltepe'de okul bahçeleri tank panzer durağı olmuş ve UÄžUR'ların sevdasını ROZERİN'ler WELAT'lar omuzlamış HERNEPEŞ marşıyla yol alıyorlar Güneşe doğru Ey Aydınlık gülüşlü yar...
Gün boyu boşluktayım, boş satırlara kalem atıyorum.. Tüm satır başları tutulmuş kaçamıyorum.. Sensizliğin ucunda karalanıyorum. Bak yine yüzüne teslim oluyorum.. gözlerine tutuklanıp gülüşüne kelepçeleniyorum.. Galiba ömür boyu sensizliğe çarptırılıyorum...
Felç geçirmiş hisler barındırıyorum hücremde; Hiç bir tepkim etkisine ayak uyduramıyor..
Susuşlarımdan hiç kimse birşey anlamıyor.. sırtımı yasladığım duvar senin rolünü üstleniyor.. Karşı pencerede güneş batıyor sözde hava kararıyor aslında hayatım kararıyor ve dünyam buna ayak uyduruyor, Hiç birşey anlamadan gece oluyor ve ben rüzgarla birlikte aynı cümleyi tekrarlıyorum; Unutma varlığın varlığıma tutsaklıktı, yokluğun yok oluşuma işrettir Ey Meçhul bakışlı yar...
Sussam olmuyor, konuşsam öldürülüyorum.. Kabil ellerime,Habil yürek arıyorum.. Hangi yol Habil'e çıkar sevgilim?..
Çıkmaz sokağındayım bu kentin.. Yollarım uçurumlara varıyor. Bütün levhalar ışıksız.. Bu yolun sonu ölüm; kanadı kırık kuş, hadi tut ellerimden vuslata düşelim..
Bitimi olmalı acının.. Tıkandım.. Sonu olmalı bu yazının.. işte ordayım; ölüm kusan bir yazının son paragrafında.. Sonuna kadar sabredip, son paragrafa gözleri değen ''Sen''; hadi, hiç bilmediğin bir yerdeki bu yabancının acılarına bir dua yamala...