09-06-2009, Saat: 11:45 AM
Seninle ben... Öylesine... Bir yıkık kentin sevdalı çocuklarıyız... Yaralı hayatlarıyla birbirlerine sarılan...
Gözlerinden avuçlarıma dökülen sessizlik... Kimsesizlik... Giz... Küskünlük... Bu şimdi neyin nesi... Avuçlarımda donuyor gözlerin... Suskunluğum gecenin demine, gece sensiz ölüme söz geçirmekte... Uzak bir ülkenin şimdi yolsuz yolcusu yüreğim... Sadece üşüyorum... Boğazım düğüm düğüm... '' Yalnızlık '' en iyi şekilde düşüyor kelimelere, yazı kabul görüyor üç noktayı gecenin mateminde... Şu an bedenime yapışan ağrı(n) öyle büyük ki sevgili; ilaçlar faydasız, sızlanmalar boş kalıyor karşında... Gece mavisi bir yerde bekliyorum şimdi... Uyanamazsam bu yokluğun üşüyen, buz tutan donarak bir kaybolmuşluğa karışırsam bil ki esirinim... Ama uyanırsam içimdeki sızın geçmeyecek biliyorum... Zamansız rüya diliminin içinde; büyük bir saate bakmaktayım ellerim kelepçeli. Akreple yelkovan istifa edeli çok olmamış belli. Esaretliğimin başladığı zaman diliminde kaybolmuş dakikalar ve ben inadına beklemelerdeyim; bu zamansızlık içinde seni... Uyanmakla uyanmamak arasında sıkışmış yüreğim; titrek bir kuşun ürkek kalbi gibi atmaktayken, mideme giren bir krampla esaretliğim son buluyor zamansızlıkta...
Ve...
Gözlerimi açtığım anda saplanıyor ağrı(n)...
Duvar kenarındayım; sol ayağım kasıklarıma kadar çekilmiş bir uykuda... Sen sevmezsin kimsesizliğimi... Hadi gülümse geceme hiç olmadığım kadar kimsesizim... Doldur ceplerine yokluğu... Dilimi dikenli tellere sardım, konuşsam senden önce ben kanayacağım... O yüzden bu hüzünbaz tebessümüm uysalca...
'' AŞK '' sın sen... Ne olduğu belirsiz karmakarışıklık içinde grimsi bir tutku ya da kırmızı korun yüreğe düşmesi... Sevdiğimin gözleri küsmüş, ''İstanbul'' ağlıyor... Şimdi'nin sessizliği içimden gözlerine doğru ilerlerken, bir martı çığlığı cevabımın yolunu kesip ellerini dudaklarıma taşıyor... Suskunlukların da yazgısı bozulur yârim... Onların da sonu yazılır...
Bir cümlen geldi aklıma;
''Bir şehrin yürek lisanında tozlanmış bir masal anlat bana, gözlerinde başlat melodisini, rengi senin, kaybolmuşluğu bana dair olan'' demiştin.
Masalları hiç bilemedim koca adam... Ya masal olsun dilindeki sonsuza; ya da sen MASALIM OL sonuma kadar...
Alıntı
Gözlerinden avuçlarıma dökülen sessizlik... Kimsesizlik... Giz... Küskünlük... Bu şimdi neyin nesi... Avuçlarımda donuyor gözlerin... Suskunluğum gecenin demine, gece sensiz ölüme söz geçirmekte... Uzak bir ülkenin şimdi yolsuz yolcusu yüreğim... Sadece üşüyorum... Boğazım düğüm düğüm... '' Yalnızlık '' en iyi şekilde düşüyor kelimelere, yazı kabul görüyor üç noktayı gecenin mateminde... Şu an bedenime yapışan ağrı(n) öyle büyük ki sevgili; ilaçlar faydasız, sızlanmalar boş kalıyor karşında... Gece mavisi bir yerde bekliyorum şimdi... Uyanamazsam bu yokluğun üşüyen, buz tutan donarak bir kaybolmuşluğa karışırsam bil ki esirinim... Ama uyanırsam içimdeki sızın geçmeyecek biliyorum... Zamansız rüya diliminin içinde; büyük bir saate bakmaktayım ellerim kelepçeli. Akreple yelkovan istifa edeli çok olmamış belli. Esaretliğimin başladığı zaman diliminde kaybolmuş dakikalar ve ben inadına beklemelerdeyim; bu zamansızlık içinde seni... Uyanmakla uyanmamak arasında sıkışmış yüreğim; titrek bir kuşun ürkek kalbi gibi atmaktayken, mideme giren bir krampla esaretliğim son buluyor zamansızlıkta...
Ve...
Gözlerimi açtığım anda saplanıyor ağrı(n)...
Duvar kenarındayım; sol ayağım kasıklarıma kadar çekilmiş bir uykuda... Sen sevmezsin kimsesizliğimi... Hadi gülümse geceme hiç olmadığım kadar kimsesizim... Doldur ceplerine yokluğu... Dilimi dikenli tellere sardım, konuşsam senden önce ben kanayacağım... O yüzden bu hüzünbaz tebessümüm uysalca...
'' AŞK '' sın sen... Ne olduğu belirsiz karmakarışıklık içinde grimsi bir tutku ya da kırmızı korun yüreğe düşmesi... Sevdiğimin gözleri küsmüş, ''İstanbul'' ağlıyor... Şimdi'nin sessizliği içimden gözlerine doğru ilerlerken, bir martı çığlığı cevabımın yolunu kesip ellerini dudaklarıma taşıyor... Suskunlukların da yazgısı bozulur yârim... Onların da sonu yazılır...
Bir cümlen geldi aklıma;
''Bir şehrin yürek lisanında tozlanmış bir masal anlat bana, gözlerinde başlat melodisini, rengi senin, kaybolmuşluğu bana dair olan'' demiştin.
Masalları hiç bilemedim koca adam... Ya masal olsun dilindeki sonsuza; ya da sen MASALIM OL sonuma kadar...
Alıntı