09-20-2009, Saat: 09:40 AM
Atatürk; 1930, 1932 ve 1933 yıllarında Galatasaray Lisesi'ni ziyaret etmiştir. Bunlardan ilkinin haberi Cumhuriyet Gazetesi'nde manşetten şöyle verilmişti:
'Reisicumhur dün Harp Akademi'sini, Mülkiye'yi, Harbiye'yi ve Galatasaray'ı ziyaret etti.'
İlk ziyaret sırasında lisenin müdürü olan Fethi İsfendiyaroğlu o günün 'perde arkasını' yıllar sonra bana şöyle anlatmıştı:
‘... Müdür odasındayız. Reisicumhur, ‘lütfen masamı şereflendirmeleri' önerimi ‘Hayır müdür bey! Herkes kendi yerinde oturmalı ve oturduğu yeri de haketmelidir!...' sözleriyle reddettiğinden ben de yanlarında ve ayakta durmayı yeğlemiştim. Okul ve öğrenimle ilgili sorularını yanıtlıyorum. Kahveler içilirken, İçişleri Bakanı, yakın arkadaşı ve okulun eski öğrencilerinden Şükrü Kaya Bey, Gazi'nin kulağına eğilerek:
Harp Akademisi, Harbiye, Mülkiye anladım da niçin Galatasaray, Paşam, diye soruyor; yoksa siz de bizden misiniz?
- O da ne demek, çocuk?
- Yani Galatasaray'ı mı tutuyorsunuz?
- Ben kulüp tutmam, çocuk... Çünkü hepsi benimdir. Hem; sivil veya asker toplumun tamamına hizmet veya kumanda edenler bir kulübü tutsalar bile -görev sırasında- bunu açıklamazlarsa isabet ederler. Aksi halde, otoriteleri sarsılır ve tartışılır. Tefrika (ayrımcılık, nifak) yaratmış olurlar. O nedenle dikkatli olmalarını tavsiye ederim.
KAYNAK:
Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği
Orhan Karaveli
2005 (İstanbul)
PERGAMON YAYINLARI
ISBN: 9759682656
Atatürk'ü fenerbahçeli yapma çabası, son yıllarda başlayan bir beyin yıkama çalışmasının en bariz örneğidir. Buna göre tarihsel gerçekler üzerinde manipülasyon yapılarak, sahte kurgular oluşturulmaktadır.
Bu sahte kurguların arkasında kulübe popülerlik kazandırma, taraftar sayısını arttırma ve mevcut taraftarları eziklikten kurtarma gibi amaçlar vardır.
Bu amaçla kendi yayınlarında -Kulüp Tarihi Kitapları, Kulüp Dergisi, Resmi Web Sitesi- bu yalanları kamuoyuna sunmaktalar. Bu yeni tarihin; bu acı kısımları atılmış, yerine yapay tatlandırıcı eklenmiş, sarı lacivert tarihin hazmedilmesi de cahil ve bilinçsiz bünyelerde gayet hızlı olmaktadır.
Yeni tarihte; Fenerbahçe'nin kurulma amacına, o günkü futbolcularına, rahmetli başkanlarına, işgal kuvvetleri ile maçlarına ekstra misyonlar yüklerken, her fenerbahçeli bir kahraman yapılırken, Ulu Önder'in Fenerbahçeli olmaması da düşünülemezdi tabi.
Bu yeni tarih, sessiz bir şekilde mevcut tarihin içine katıldıktan sonra, ikinci adıma geçilmiştir. Besledikleri gazeteciler ve televizyonculara bu yeni tarih ile ilgili yazılar ve programlar hazırlatarak konuyu gündeme getirmek ve orada tutmak!
İşin komik tarafı da, işte bu yapılan yayınlarda kaynak olarak gösterilenlerin istisnasız hepsinin aynı olması, hepsinin kulübün çıkarttığı yayınlara dayanması.
Yani bir grup resmi tarihi değiştirirken, diğer grup da değiştirilen kısmı kendine kaynak olarak göstererek beyin yıkamaya çalışıyor .
Sadece bununla kalsa gene iyi, şu iki habere bir bakalım:
HÜRRİYET - 31.10.2006
Atatürk'ün balmumu heykeli F.Bahçe müzesinde
Anıtkabir ve İngiltere'deki Madame Tussauds müzesinde sergilenen Atatürk'ün balmumu heykelinin orijinal örneği artık Fenerbahçe Müzesi'nde sergilenecek.
SABAH - 22.12.2006
"F.Bahçe'den Ata'nın eşyasına 90 bin dolar
F.Bahçe yönetimi, Atatürk'ün silahı, bastonu, yüzüğü ve kol düğmelerini 'meçhul bir kişi'den 90 bin dolara aldı. Eşyalar kulüp müzesinde sergilenecek."
1960'dan beri Atatürk'e ait eşyalar Anıtkabir'de Atatürk müzesinde sergilenmektedir. Sorulması gereken sorular şunlardır:
1- Atatürk'ün balmumu heykeli kim tarafından hangi amaçla yaptırılmıştır, fiyatı nedir? Bu heykelin fb müzesinde işi nedir?
2- Neden aynı işi görecek klasik bir Atatürk büstü yerine, balmumu heykel kullanılmıştır? Atatürk'ün heykeli, şov malzemesi midir? Balmumu heykele sarı lacivert kravat, hatta doğrudan fenerbahçe forması da giydirdiniz mi, giydirmeyi düşünüyor musunuz?
3- Atatürk'ün eşyaları neden bu 'meçhul kişi' tarafından Anıtkabir'deki müzeye hediye edilmemiştir de, fenerbahçeye parayla teklif edilmiştir?
4- Bu satış nasıl yapılmıştır, kimler katılmıştır ve fiyat 90 bin dolar gibi yüksek bir rakama nasıl ulaşmıştır?
5- Eğer ki Atatürk'e olan sevgi ve saygınız nedeniyle eşyaları aldıysanız, neden bunları Anıtkabir'e bağışlamadınız? Hangi amaçla kendi müzenize koyacaksınız?
6- BUGÜNE KADAR BU TARZ HARCAMALARDA BULUNMAYAN FB YÖNETİMİ NEDEN ANİDEN ATATÜRKÜN EŞYALARINA İLGİ GÖSTERMEYE BAŞLADI?
Durum çok açıktır. Taktik aynıdır. Bu 90 bin dolar ödenerek alınanlar ve birkaç tane daha sağdan soldan toplama eşya, fenerbahçe müzesinde oluşturulacak Atatürk Bölümü'nde, 5-10 yıl sonra, sanki 100 yıldır orada saklanıyormuş gibi ziyaretçilere sunulacaktır.
Ve kuvvetle muhtemel o dönemin satılmış kalemleri, Atatürk'ün fenerbahçesinden övgüyle sözeden yazılar yazarken, işte bu eşyalara atıfta bulunacaklardır.
Ama bu ülkede kafası çalışan insanlar da vardır. Bu ülkede özgür, satılmamış basın da vardır. Doğruyla yanlışı ayırt edebilen, ATATÜRK GENÇLİÄžİ de vardır.
Güneş balçıkla sıvanmaz!!!
'Reisicumhur dün Harp Akademi'sini, Mülkiye'yi, Harbiye'yi ve Galatasaray'ı ziyaret etti.'
İlk ziyaret sırasında lisenin müdürü olan Fethi İsfendiyaroğlu o günün 'perde arkasını' yıllar sonra bana şöyle anlatmıştı:
‘... Müdür odasındayız. Reisicumhur, ‘lütfen masamı şereflendirmeleri' önerimi ‘Hayır müdür bey! Herkes kendi yerinde oturmalı ve oturduğu yeri de haketmelidir!...' sözleriyle reddettiğinden ben de yanlarında ve ayakta durmayı yeğlemiştim. Okul ve öğrenimle ilgili sorularını yanıtlıyorum. Kahveler içilirken, İçişleri Bakanı, yakın arkadaşı ve okulun eski öğrencilerinden Şükrü Kaya Bey, Gazi'nin kulağına eğilerek:
Harp Akademisi, Harbiye, Mülkiye anladım da niçin Galatasaray, Paşam, diye soruyor; yoksa siz de bizden misiniz?
- O da ne demek, çocuk?
- Yani Galatasaray'ı mı tutuyorsunuz?
- Ben kulüp tutmam, çocuk... Çünkü hepsi benimdir. Hem; sivil veya asker toplumun tamamına hizmet veya kumanda edenler bir kulübü tutsalar bile -görev sırasında- bunu açıklamazlarsa isabet ederler. Aksi halde, otoriteleri sarsılır ve tartışılır. Tefrika (ayrımcılık, nifak) yaratmış olurlar. O nedenle dikkatli olmalarını tavsiye ederim.
KAYNAK:
Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği
Orhan Karaveli
2005 (İstanbul)
PERGAMON YAYINLARI
ISBN: 9759682656
Atatürk'ü fenerbahçeli yapma çabası, son yıllarda başlayan bir beyin yıkama çalışmasının en bariz örneğidir. Buna göre tarihsel gerçekler üzerinde manipülasyon yapılarak, sahte kurgular oluşturulmaktadır.
Bu sahte kurguların arkasında kulübe popülerlik kazandırma, taraftar sayısını arttırma ve mevcut taraftarları eziklikten kurtarma gibi amaçlar vardır.
Bu amaçla kendi yayınlarında -Kulüp Tarihi Kitapları, Kulüp Dergisi, Resmi Web Sitesi- bu yalanları kamuoyuna sunmaktalar. Bu yeni tarihin; bu acı kısımları atılmış, yerine yapay tatlandırıcı eklenmiş, sarı lacivert tarihin hazmedilmesi de cahil ve bilinçsiz bünyelerde gayet hızlı olmaktadır.
Yeni tarihte; Fenerbahçe'nin kurulma amacına, o günkü futbolcularına, rahmetli başkanlarına, işgal kuvvetleri ile maçlarına ekstra misyonlar yüklerken, her fenerbahçeli bir kahraman yapılırken, Ulu Önder'in Fenerbahçeli olmaması da düşünülemezdi tabi.
Bu yeni tarih, sessiz bir şekilde mevcut tarihin içine katıldıktan sonra, ikinci adıma geçilmiştir. Besledikleri gazeteciler ve televizyonculara bu yeni tarih ile ilgili yazılar ve programlar hazırlatarak konuyu gündeme getirmek ve orada tutmak!
İşin komik tarafı da, işte bu yapılan yayınlarda kaynak olarak gösterilenlerin istisnasız hepsinin aynı olması, hepsinin kulübün çıkarttığı yayınlara dayanması.
Yani bir grup resmi tarihi değiştirirken, diğer grup da değiştirilen kısmı kendine kaynak olarak göstererek beyin yıkamaya çalışıyor .
Sadece bununla kalsa gene iyi, şu iki habere bir bakalım:
HÜRRİYET - 31.10.2006
Atatürk'ün balmumu heykeli F.Bahçe müzesinde
Anıtkabir ve İngiltere'deki Madame Tussauds müzesinde sergilenen Atatürk'ün balmumu heykelinin orijinal örneği artık Fenerbahçe Müzesi'nde sergilenecek.
SABAH - 22.12.2006
"F.Bahçe'den Ata'nın eşyasına 90 bin dolar
F.Bahçe yönetimi, Atatürk'ün silahı, bastonu, yüzüğü ve kol düğmelerini 'meçhul bir kişi'den 90 bin dolara aldı. Eşyalar kulüp müzesinde sergilenecek."
1960'dan beri Atatürk'e ait eşyalar Anıtkabir'de Atatürk müzesinde sergilenmektedir. Sorulması gereken sorular şunlardır:
1- Atatürk'ün balmumu heykeli kim tarafından hangi amaçla yaptırılmıştır, fiyatı nedir? Bu heykelin fb müzesinde işi nedir?
2- Neden aynı işi görecek klasik bir Atatürk büstü yerine, balmumu heykel kullanılmıştır? Atatürk'ün heykeli, şov malzemesi midir? Balmumu heykele sarı lacivert kravat, hatta doğrudan fenerbahçe forması da giydirdiniz mi, giydirmeyi düşünüyor musunuz?
3- Atatürk'ün eşyaları neden bu 'meçhul kişi' tarafından Anıtkabir'deki müzeye hediye edilmemiştir de, fenerbahçeye parayla teklif edilmiştir?
4- Bu satış nasıl yapılmıştır, kimler katılmıştır ve fiyat 90 bin dolar gibi yüksek bir rakama nasıl ulaşmıştır?
5- Eğer ki Atatürk'e olan sevgi ve saygınız nedeniyle eşyaları aldıysanız, neden bunları Anıtkabir'e bağışlamadınız? Hangi amaçla kendi müzenize koyacaksınız?
6- BUGÜNE KADAR BU TARZ HARCAMALARDA BULUNMAYAN FB YÖNETİMİ NEDEN ANİDEN ATATÜRKÜN EŞYALARINA İLGİ GÖSTERMEYE BAŞLADI?
Durum çok açıktır. Taktik aynıdır. Bu 90 bin dolar ödenerek alınanlar ve birkaç tane daha sağdan soldan toplama eşya, fenerbahçe müzesinde oluşturulacak Atatürk Bölümü'nde, 5-10 yıl sonra, sanki 100 yıldır orada saklanıyormuş gibi ziyaretçilere sunulacaktır.
Ve kuvvetle muhtemel o dönemin satılmış kalemleri, Atatürk'ün fenerbahçesinden övgüyle sözeden yazılar yazarken, işte bu eşyalara atıfta bulunacaklardır.
Ama bu ülkede kafası çalışan insanlar da vardır. Bu ülkede özgür, satılmamış basın da vardır. Doğruyla yanlışı ayırt edebilen, ATATÜRK GENÇLİÄžİ de vardır.
Güneş balçıkla sıvanmaz!!!