sonra bir gün çıkageldi.. tanıdık bir bahara benziyordu, hani zamansız bir yağmuru hiç içinde tutmuyormuş gibi..
[INDENT]' 'aşk var mı diye sordum ceplerinde; "yok" dedi...
oysa diye devam ettim; "yanında artık başka bir tebessüm uyuyor..' '
[/INDENT]öyküleri çabuk yazıyor, bir anda okuyor ve aynı hızla unutuyoruz aslında..yarım elmayı bulmak, yarım yaşamakla özdeş oluyor bir zaman sonra, ilk yarısını yaşıyor ikinci yarısında çıkıyoruz aşkın bir yerinden..sabahın daha güneşe kavuşmadığı zamanlarda içilen sigarayı bir tutuyoruz, bir kaç yalnızlık mırıltısı melodik biryerlerden, kahvenin acı tadı, kedinin kucağında sızması, içinde her saniye başına açılan boşlukların bir kaç klavye tıkırtısıyla doldurulmaya çalışılması..
[INDENT]' 'oysa aşk var mı diye sordum; "yok ceplerimde" dedi..
sonra diye devam ettim; "vazgeçmeli mi yarım/lığımdan..' '
[/INDENT]Bırakıp gitsin istedim aslında hep; bir kez de penceremden girmesin rüzgarla, yemek kokularıma karışmasın, uykularıma bulaşmasın, cümlelerimin içinde dolaşmasın.. Ardına bakmasın bu sefer istedim..artçıları olmasın..[INDENT]' ' olmasın ' '[/INDENT]
Ben öptükçe büyüdün,
dudakların büyüdü önce; sonra kanatların..
[INDENT]' 'Yolları ilmekliyordum az önce ve hep gitmek için bir yerde bekleyen şehirleri özlüyordum bir de.. Parmağınla dokunduğun yerindeydim haritanın, sonra silindim eflatun bi geceyle uyumadan önce.. Dinlediğin şarkıları anımsamıyordum, ki belki de o kadar sarhoştum..' '[/INDENT]Ben öptükçe büyüdün,
ellerin büyüdü önce; sonra sarışların..
[INDENT]' 'Üşünmezdi ki o yaz sıcağında.. Bir kaç buz parçasını cam bardağın teninde tıkırdatarak ölmesini izlemek ve ardında bıraktığı soğuk bedenden haz almak.. Böyle özetlenebilirdi ekşi bir serinliğin dudakta bıraktığı o eski tat.. İç içe terleniyordu, saçlarını hafifçe havaya kaldırıp üflediğim zaman anlık da olsa iklim değişiveriyordu. Gecenin eskitilmemiş yarısında tenin üzerine tuzlu çiğ tanecikleri düşebiliyordu..' '[/INDENT]
Ben öptükçe büyüdün,
kelimelerin büyüdü önce; sonra anlattığın hikayeler..
[INDENT]' ' Her filmin ortasında sızabilirdim ve bunu da bilindik nedenlere emanet edebilirdim. İçten içe masalın kızıl hecelerini özlüyordum, sonra saman kağıttan bir katil yaratıyordum, cümleler bıçaklandıkça daha da kızıllaşıyordu geçmişim. Kaygılarım yerine anlatım bozuklukları üzerinde duruyordum..' '[/INDENT]Ben öptükçe büyüdün,
susuşların büyüdü önce; sonra saksılarında suladığın sessizlikler..
bir suskunlugum var..
yutkunurken atardamarları görünen acılar gibi; öylesine tutuk ve kararsız..
loş bir flamenko bu, kırmızısız; ayağı burkulmuş bi figür, tahta zeminin üzerinde topuklarıyla
ismini tekrarlayan..
[INDENT]' 'köşe başında göründü...tahta bacaklarından birisi mazgalın sinsi kapanına tutuldu...kalp çarpıntısı, geriye doğru sayılan dakikaların başlangıcıydı..durmadan fısıldayan köşegenlerine örümcek ağı masalları yazıyordum, kozasında kendini asan bıçkın ipek böceği susuşlarına aldırmıyordum.' '[/INDENT]bir suskunluğum var...
kemirirken etleri artık acımayan parmak uçlarım gibi, öylesine zahmetsiz
genç bir köşebaşı bu, henüz ara sokaklarında tek bir cinayet izine rastlanmamış çocukluk oyunlarından biri
ismini katlayıp küçük bir kavanozun içinde saklayan..
[INDENT]' 'bir bahanesi olmalı aslında.. asla dediği saatte gelmemeli.. boynuna bağlanmış herhangi bir acı olmamalı mesela kenarları iğne oyasıyla işlenmiş.. arasıra çözemediğim bir tebessümü olmalı dudak kenarlarında, öp diye fısıldarken bir yalanın iç açıları toplamı yine eşit olmalı..tek bir fren darbesiyle ön camdan dışarı çıkılabilmeli mesela, emniyet kemeri göğüs uçlarında parmaklarım gibi dolaşmamalı.. yol çizgilerini yada telefon direklerini gizlice saymalı içinden, uzun bir yol olmalı, direksiyon başında görülebilen rüyaları tanımalı..kimsin sen diye sorduğunda aradığı bir cevap olmamalı mesela, herhangi bir kimse/sizlik olduğumun farkında varmalı...' '[/INDENT]bir suskunluğum var...
bahaneleri törpülerken karşıma çıkan ufak tefek tozlar gibi, öylesine uçucu...
zarif bir nakarat bu, şarkısını söylerken tekrarına kapıldığım gecelerdeki gibi
bir ucu dudak kenarında bırakılmış
bir ucuysa hala tenimde..
Masalcı
' 'Bir tutarsızlıktı boynuma geçirdiğim,
Ben yanılgı içi boş bir düşünce,
Ben aydınlığın üzerine uzanmış bir karaltı,
Ben zoraki gülümşeyişlerin baş kahramanı,
Ben varlığın içinde bir yokluk,
Ve şimdi ben yorgun düşlerini sırtlamış bir masalcı. ' '
Gökyüzünün maviler tarafından bıçaklandığını düşün..
Karanlığın, rüzgarın koynuna girerken yıldızlara ihanetini..
Masal dinlerken bulutların uyuduğunu,
Birde yağmurun kendine ağladığını düşün..
' ' Bir veda , el sallarken kendine..
Gün ışığını, gözlerinden söküyordü güneş..
Kendini dinlerken bir şarkı..
Denizin kendini boğduğunu gördüm..' '
Mevsimler boy attı bugün..
Yaprakların intiharını gördüm..
Birde intiharın nefes alışını..
Bir rüyanın kendini anlattığını düşün,
Bir yolun kendine yürüdüğünü,
Ve bir yalanın kendine doğruluğunu..
' ' Şimdi bir saçmalığın şiirini oku..
Birde beni düşün..
Suyun kendini içtiğini...' '
Çok güzellerdi
yüreğine sağlık
Teşekkürler BöcüK
Başlığı gibi " Olmalısın " bu yazı ..Müthişti ..
Yüreğine mutluluklar Böcük'üm ..
Böcük Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Ben Öptükçe Büyüdün
Ne öpücükmüş danino etkili
..
Emeğine yüreğine sağlık . . .