08-22-2009, Saat: 03:05 PM
Bazen acı dinmez bazen de yağmur
Sevgilim gülümse her şey unutulur
Suskunuz bu akşam üstü
Hasrete yanmışız neylersin
Bir gün bu mahzun sevdadan geriye
Kalırsa sadece o hüzün kalır..
Sen de anladın ki yapa-yalnızız...
Buluşmamız yasak
Görüşmemiz uzak...
Devrilmiş kadehler gibi dönüyor başımız
Neylersin..
Ah güzelim
İncinmiş bir sesi vardır yağmurun;
Yanaklarına vurduğunda hissedersin.
Ve bir veda sözcüğü saçlarına
Titreyen bir öpücükle dokunduğunda;
Bu anı dondurmaya yetmez nefesin.
Bir film sahnesi gibi
Akar gider ayrılık
Neylersin...
Biz zaten hiçbir romanda
Kendi hayatımıza rastlamadık.
Bütün şarkılar bizi yanlış anlatmıştı.
Ve bütün bulmacalar yarım bırakılmıştı.
Tenha sokaklarda üşüyüp durdu sırtımız.
Oysa tuttuğumuz balıkları bile
Yeniden denize bağışlamıştık.
Biz hayata dair
Hiçbir yanlış yapmamıştık...
Neylersin...
Biz bu sonucu haketmedik
Hayır etmedik...
Ömrümüz bu talana lâyık değildi.
Bazen acı vurdu bazen de yağmur
Hiç gülmedi yüzümüz
Hiç büyümedi gülümüz...
Bizi yalnızca akşamlar kucakladı
Biliyorsun
Sabaha çıkmayan bir yoldu yürüdüğümüz...
Bir gün bu öykünün sonuna gelince
Ansızın desem ki: hoşça kal canım!
Unutursun
Mecburen unutursun...
Yıldızlar söner bu aşk da biter!
Bazı gün hatırlayınca sessizce ağlarız.
Neylersin...
Ah bebeğim ah..
Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının
Dudaklarına sızınca farkedersin.
İçindeki vurgun aşklar mezarlığında
Ayrılık ölümden üste yazılınca
Gideni durdurmaya yetişmez sesin...
Bir inme gibi dolaşır bedeninde pişmanlıklar
Neylersin...
Biz zaten hiçbir sinemaya
Tam vaktinde yetişemedik.
Bütün vapurlar bizden önce kalkmıştı.
Ve bütün biletler biz gelmeden satılmıştı.
Boşuna telaşlarda yorduk günlerimizi.
Oysa Nuh'un Gemisi'nde bile
Bize yer kalmamıştı.
Ve hiçbir mutluluğa adımız kaydolmamıştı.
Neylersin...
Biz bu aşkı sürdüremezdik
İnan sürdüremezdik...
Kalbimiz bu heyecana müsait değildi.
Bize hep acılar kaldı bize hep yağmur...
Unutmasan bile artık
Unutur gibi yapacaksın.
Ve buruşturup-buruşturup attığım kağıtlarda
Hiç bitiremediğim
Bir şiir olarak kalacaksın...
Alıntı!..
yusuf hayaloğlu
Sevgilim gülümse her şey unutulur
Suskunuz bu akşam üstü
Hasrete yanmışız neylersin
Bir gün bu mahzun sevdadan geriye
Kalırsa sadece o hüzün kalır..
Sen de anladın ki yapa-yalnızız...
Buluşmamız yasak
Görüşmemiz uzak...
Devrilmiş kadehler gibi dönüyor başımız
Neylersin..
Ah güzelim
İncinmiş bir sesi vardır yağmurun;
Yanaklarına vurduğunda hissedersin.
Ve bir veda sözcüğü saçlarına
Titreyen bir öpücükle dokunduğunda;
Bu anı dondurmaya yetmez nefesin.
Bir film sahnesi gibi
Akar gider ayrılık
Neylersin...
Biz zaten hiçbir romanda
Kendi hayatımıza rastlamadık.
Bütün şarkılar bizi yanlış anlatmıştı.
Ve bütün bulmacalar yarım bırakılmıştı.
Tenha sokaklarda üşüyüp durdu sırtımız.
Oysa tuttuğumuz balıkları bile
Yeniden denize bağışlamıştık.
Biz hayata dair
Hiçbir yanlış yapmamıştık...
Neylersin...
Biz bu sonucu haketmedik
Hayır etmedik...
Ömrümüz bu talana lâyık değildi.
Bazen acı vurdu bazen de yağmur
Hiç gülmedi yüzümüz
Hiç büyümedi gülümüz...
Bizi yalnızca akşamlar kucakladı
Biliyorsun
Sabaha çıkmayan bir yoldu yürüdüğümüz...
Bir gün bu öykünün sonuna gelince
Ansızın desem ki: hoşça kal canım!
Unutursun
Mecburen unutursun...
Yıldızlar söner bu aşk da biter!
Bazı gün hatırlayınca sessizce ağlarız.
Neylersin...
Ah bebeğim ah..
Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının
Dudaklarına sızınca farkedersin.
İçindeki vurgun aşklar mezarlığında
Ayrılık ölümden üste yazılınca
Gideni durdurmaya yetişmez sesin...
Bir inme gibi dolaşır bedeninde pişmanlıklar
Neylersin...
Biz zaten hiçbir sinemaya
Tam vaktinde yetişemedik.
Bütün vapurlar bizden önce kalkmıştı.
Ve bütün biletler biz gelmeden satılmıştı.
Boşuna telaşlarda yorduk günlerimizi.
Oysa Nuh'un Gemisi'nde bile
Bize yer kalmamıştı.
Ve hiçbir mutluluğa adımız kaydolmamıştı.
Neylersin...
Biz bu aşkı sürdüremezdik
İnan sürdüremezdik...
Kalbimiz bu heyecana müsait değildi.
Bize hep acılar kaldı bize hep yağmur...
Unutmasan bile artık
Unutur gibi yapacaksın.
Ve buruşturup-buruşturup attığım kağıtlarda
Hiç bitiremediğim
Bir şiir olarak kalacaksın...
Alıntı!..
yusuf hayaloğlu