08-22-2009, Saat: 09:16 PM
Zaman, ayaklarımızın altında can çekişen otlar gibi yok oldu gitti
Günler geçti Aylar bitti Mevsimler bizi terk ettiDüşaltı kaldığımı fark ettimBu zaman denen uçuruma düştüğüm günlerde gözlerim yavaş yavaş kararıyorduDüş kırıntılarını sabah kahvaltılarına katık ettiğim vakitlerdiRuh kıranlarımda bitmişti
Hatırlamıyordum gerisini
Hani gözümü diktiğim yazılarda "git artık" ısrarına bir anlam veremiyordum Bir süre sonra kendimi bir darağacında asılı olarak buluyordum Ben buradaysam orda ki asılı olan beden kimindi? Ölmemiştim Katil ben miydim?
Gözlerinin içine bakınca dayanılmaz acıyı gördüm
Bir daha da bakamadım
Ah suratında eylül bitiren çocuk "Sen kimsin?"
Sonra zaman denen mefhum pamuk ipliği gibi çözülmeye başladı
Dursun orada dedim, dursun orada!
Kendime sakladım Geçmişe yapışmış bir halde dursun orada
Çünkü hatırlamıyorum
Ama hatırladıkça b o ğ u L u y o r u m!
Zaman eridi O adamın dediği gibi: "İlk ay yalnızlıktıKimseyi istemedimİkinci ay kavruk Ki hasretle karışık sıcak girdi günlere Üçüncü ay uzun Bitmeyecek sandım" Dönseydi hesap sormazdım, kendime sorduğum çıkar yollu çıkmaz hesapları Sonra gelmedi Gözlerimden silebiliyordum kendimiYaninefes alabiliyordum Bi cigara ile daraltabiliyordum göğüs kafesimi
Dudaklarından habersiz şarkılar söyledim
İçinde "ne olur gitme"li ağlama nöbetlerinden geçtim
Bilirsin hani dışarısı güzdü Çocuktu Gidecek başka yeri olmadığı için Cadde'deydi O çocuğu ilk gördüğümde çok içerlemiştimSonra duydum ki okula gitmek için soğuk bir durakta bekliyormuş Isınmak için darağaçları büyütüp kendini astığı duraklarda!
Ah benim lekesiz zihnim
Bu acıyı doya doya yaşa
İki kişilik hesap yap şimdi
Ve beni kirpiğinden düş!
Söyle!
Ölüm hangimizin yüzüne daha çok yakışır şimdi?!
Günler geçti Aylar bitti Mevsimler bizi terk ettiDüşaltı kaldığımı fark ettimBu zaman denen uçuruma düştüğüm günlerde gözlerim yavaş yavaş kararıyorduDüş kırıntılarını sabah kahvaltılarına katık ettiğim vakitlerdiRuh kıranlarımda bitmişti
Hatırlamıyordum gerisini
Hani gözümü diktiğim yazılarda "git artık" ısrarına bir anlam veremiyordum Bir süre sonra kendimi bir darağacında asılı olarak buluyordum Ben buradaysam orda ki asılı olan beden kimindi? Ölmemiştim Katil ben miydim?
Gözlerinin içine bakınca dayanılmaz acıyı gördüm
Bir daha da bakamadım
Ah suratında eylül bitiren çocuk "Sen kimsin?"
Sonra zaman denen mefhum pamuk ipliği gibi çözülmeye başladı
Dursun orada dedim, dursun orada!
Kendime sakladım Geçmişe yapışmış bir halde dursun orada
Çünkü hatırlamıyorum
Ama hatırladıkça b o ğ u L u y o r u m!
Zaman eridi O adamın dediği gibi: "İlk ay yalnızlıktıKimseyi istemedimİkinci ay kavruk Ki hasretle karışık sıcak girdi günlere Üçüncü ay uzun Bitmeyecek sandım" Dönseydi hesap sormazdım, kendime sorduğum çıkar yollu çıkmaz hesapları Sonra gelmedi Gözlerimden silebiliyordum kendimiYaninefes alabiliyordum Bi cigara ile daraltabiliyordum göğüs kafesimi
Dudaklarından habersiz şarkılar söyledim
İçinde "ne olur gitme"li ağlama nöbetlerinden geçtim
Bilirsin hani dışarısı güzdü Çocuktu Gidecek başka yeri olmadığı için Cadde'deydi O çocuğu ilk gördüğümde çok içerlemiştimSonra duydum ki okula gitmek için soğuk bir durakta bekliyormuş Isınmak için darağaçları büyütüp kendini astığı duraklarda!
Ah benim lekesiz zihnim
Bu acıyı doya doya yaşa
İki kişilik hesap yap şimdi
Ve beni kirpiğinden düş!
Söyle!
Ölüm hangimizin yüzüne daha çok yakışır şimdi?!