11-03-2009, Saat: 02:31 PM
Sessiz bir merhaba ısmarladım
sana içimde bu gün,
eski eski günlerin hatırına..
Gündüz niyetine öptüm boynunun
ben kokan yanlarını..
Kimsesiz çocukların,
mağrur duruşu gibi kaldın bende..
Kiremitle yazmıştım oysa yüreğime adını..
Sen yoksun diye sek sek bile oynamıyordum taa ne zamandır..
Yüreğim çıtır pıtır gibi isyanları yaşarken,
sen sonsuz saklambaç peşindeydin..
Yine aciz olan bendim bu doktorculukta değil mi?
İztoplar gibi renkli olamadı sevdamız..
Gol atan ilk defa kaleye geçmiyordu belki de..
Sapanla öyle bir vurdun ki kalbimden,
içimdeki çocuk bile ağladı bana...
ne mutlu değil mi..
Ki benim güzel umutlarım olacaktı, sana dair..
Bir sen olacaktın ki hayatımda,
kimsesizliklerim bile
sıcak bir ev bulmuş gibi sevinecekti..
Anlamsızlıklarım çözüm bulacaktı..
Önüme bakamaz oldum sayende,
ya da kimseye...
Kapanmışım, kapatmışım yüzümü,
hüzne, sevdaya..
Kahpeliğin bile moda olduğu yerde,
nasıl bir diğer yarı bulunur, unutmuşum...
Sahte yüzlerin garip kokuları
benim tenim olamazdı asla..
Nerdesin şimdi,
o kadar zamanın üstüne, kimlesin?
Sarıldığın ya da yüzüne baktığın adam,
gözlerini dolduruyor mu yine?
Soğuk diye sarıldığında,
canı gibi sarabiliyor mu seni?
"Üşüdüm aşkım" dediğinde,
senin için hasta olmayı göze alıyor mu?
Akşamları güneşin batışını
beraber izliyor musun yine, yerime...
Öyle boşum ki olmadığında,
en kanayanından, en acizinden...
Gelme demeye bile gücüm yok artık,
sadece bende kalanlarsın bundan sonra..
Ben sendekileri sormuyorum bile,
biliyorum onlar güvendedir başka kollarda,
bensiz yollarda, ismim olmayan hayatlarda...
Artık yokuz..
Ne kadar uzaktı bu kelime değil mi bize?
Yenilmeye dayanamayan bir yürek
ve bende kalan acı..
Umarım herşeye rağmen mutlu olursun...
Tavrı devrik de olsa hislerimin,
oluşum mübalağa, yaşayışımsa itinadır...
(züğürt tesellisi değil bendeki, insaf sadece insaf...)
Dedim ya;
şimdi, o eski günlerin hatırına,
beni bekleyen kahırlar biriktiriyorum..
Sana ve olmayışlarımıza,
bir kocaman öpücük bırakıyorum..
Dudaklarının değil,
hislerinin bile değemeyeceği kadar yükseklere...
Belki gerçekte değil ama
rüyanda görmen ümidiyle...
sana içimde bu gün,
eski eski günlerin hatırına..
Gündüz niyetine öptüm boynunun
ben kokan yanlarını..
Kimsesiz çocukların,
mağrur duruşu gibi kaldın bende..
Kiremitle yazmıştım oysa yüreğime adını..
Sen yoksun diye sek sek bile oynamıyordum taa ne zamandır..
Yüreğim çıtır pıtır gibi isyanları yaşarken,
sen sonsuz saklambaç peşindeydin..
Yine aciz olan bendim bu doktorculukta değil mi?
İztoplar gibi renkli olamadı sevdamız..
Gol atan ilk defa kaleye geçmiyordu belki de..
Sapanla öyle bir vurdun ki kalbimden,
içimdeki çocuk bile ağladı bana...
ne mutlu değil mi..
Ki benim güzel umutlarım olacaktı, sana dair..
Bir sen olacaktın ki hayatımda,
kimsesizliklerim bile
sıcak bir ev bulmuş gibi sevinecekti..
Anlamsızlıklarım çözüm bulacaktı..
Önüme bakamaz oldum sayende,
ya da kimseye...
Kapanmışım, kapatmışım yüzümü,
hüzne, sevdaya..
Kahpeliğin bile moda olduğu yerde,
nasıl bir diğer yarı bulunur, unutmuşum...
Sahte yüzlerin garip kokuları
benim tenim olamazdı asla..
Nerdesin şimdi,
o kadar zamanın üstüne, kimlesin?
Sarıldığın ya da yüzüne baktığın adam,
gözlerini dolduruyor mu yine?
Soğuk diye sarıldığında,
canı gibi sarabiliyor mu seni?
"Üşüdüm aşkım" dediğinde,
senin için hasta olmayı göze alıyor mu?
Akşamları güneşin batışını
beraber izliyor musun yine, yerime...
Öyle boşum ki olmadığında,
en kanayanından, en acizinden...
Gelme demeye bile gücüm yok artık,
sadece bende kalanlarsın bundan sonra..
Ben sendekileri sormuyorum bile,
biliyorum onlar güvendedir başka kollarda,
bensiz yollarda, ismim olmayan hayatlarda...
Artık yokuz..
Ne kadar uzaktı bu kelime değil mi bize?
Yenilmeye dayanamayan bir yürek
ve bende kalan acı..
Umarım herşeye rağmen mutlu olursun...
Tavrı devrik de olsa hislerimin,
oluşum mübalağa, yaşayışımsa itinadır...
(züğürt tesellisi değil bendeki, insaf sadece insaf...)
Dedim ya;
şimdi, o eski günlerin hatırına,
beni bekleyen kahırlar biriktiriyorum..
Sana ve olmayışlarımıza,
bir kocaman öpücük bırakıyorum..
Dudaklarının değil,
hislerinin bile değemeyeceği kadar yükseklere...
Belki gerçekte değil ama
rüyanda görmen ümidiyle...