11-06-2009, Saat: 07:30 PM
Tüm dünyada hastaneye başvuran insanların en fazla yakındığı şikâyetlerin başında geliyor.Baş ağrısı, tüm dünyada hastaneye başvuran insanların en fazla yakındığı şikâyetlerin başında geliyor. Kadınların yüzde 5′i, erkeklerin ise yüzde 2,8′i her yıl ortalama 180 gün baş ağrısı çekiyor. Sanılanın aksine baş ağrılarının nedeni her zaman beyinden ya da baştaki diğer yapıların rahatsızlığından kaynaklanmıyor. 300′den fazla organik bozukluk baş ağrısına neden olabildiğini belirten uzmanlar, baş ağrısının boyundaki rahatsızlıklardan da kaynaklanabileceğini ifade ediyor. Boyun kaynaklı baş ağrısı tanımına göre boyunda yer alan çeşitli yapılardaki bozukluklar baş ağrısına neden olabiliyor.
Erciyes Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Külahlı, baş ağrısının en fazla şikayet edilen rahatsızlıkların başında geldiğini söyledi. Yapılan araştırmalarda erkeklerin yüzde 41, bayanların ise yüzde 50’sinin yaşamları boyunca bir kez de olsa şiddetli baş ağrısı çektiğini ifade eden Prof. Dr. Külahlı, baş ağrısı şikâyeti olan hastaların yüzde 90′ından fazlasının hiçbir uzmana başvurmadıklarını ifade etti. Yüzlerce çeşidi olan baş ağrılarını dört grupta değerlendirdiklerini belirten Külahlı, “Birincisi kendinden kaynaklı organik nedenlerdir. Başın herhangi bir yerinde açılan yara, darp ağrıya neden olur. İkinci grupta vücudun farklı bir bölgesinde oluşan rahatsızlık baş ağrısının nedeni olabilir. Üçüncü grupta ise fonksiyonel, vücudun herhangi bir bölümünde fiziksel olarak görünmeyen ancak işleyiş aksaklığı olan organın yapısal sorunu baş ağrısı nedenidir. Dördündü grup ise psikolojik nedenli baş ağrısıdır. Bu daha çok kadınlarda görülür. Stres, kaygı, uğraş yokluğu baş ağrısına neden olur. Dikkati çekmek isteyen kişiler, başının ağrıdığını söyleyebilir.” dedi.
Ağrıların kişinin huzurunu kaçırdığını, sosyal yaşamını ve bütçesini olumsuz etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Külahlı, “Her yıl milyonlarca insan baş ağrısı nedeniyle hekime başvurmakta, daha da fazlası doktora başvurmaksızın her köşe başında bulabileceğiniz ilaçlarla tedavi olmaya çalışmaktadır. Rastgele seçilen 740 kişide yaşam boyu baş ağrısı prevalansı bayanlarda yüzde 99, erkeklerde yüzde 93 olarak bulunmuştur. Yine 1 milyon kişi üzerinde yapılan bir çalışmada erkekler ve bayanlarda baş ağrısı en sık fiziksel şikayet olarak saptanmıştır. Başağrısı şikayeti olan hastaların yüzde 90′ından fazlası hiçbir uzmana başvurmuyor. Baş ağrılarının belirgin maluliyete yol açabilmekte, insanları işlerinden alıkoyabilmektedir. Yapılan bir araştırmada erkeklerin yüzde 41′i, bayanların yüzde 50’si tüm yaşamları boyunca en az bir kere işlerinden alıkoyacak şiddette başağrısı tanımlıyorlar.” diye konuştu.
Baş ağrısının ağrının basınç hissi, bıçak saplanır gibi, zonklar tarzda ve sızlanma gibi dört şekilde kendini gösterdiğini dile getiren Külahlı, boyunda ortaya çıkan işlevsel sorunların da baş ağrısına neden olduğunu anlattı. Boynun iki şekilde baş ağrısı oluşturduğunun altını çizen Külahlı, “İlkinde boyun damarlarında kasılma sonucu beyne kan az gider. Bunun sonucu olarak baş ağrısı gerçekleşir. İkincisi de boyun kısmında istenmeyen fıtık, spazm gibi rahatsızlıklar boynun komşusu olan başta ağrıya neden olur.” şeklinde konuştu.
“Her hasta kendisinin doktoru olmalıdır.” diyen Külahlı, baş ağrısının tedavi şekilleri hakkında şu bilgileri verdi: “Baş ağrısında öncelikle ağrının kaynağı teşhis edilmelidir. Bunun için röntgen filmi çekilmeli, teknik yöntemlerle tanı yapılmalıdır. Muhtemel sebepler ortaya konmadan ağrı ortadan kaldırılmamaya çalışılmalıdır. Sebepler ortaya konulmadan yapılan müdahaleler yeni problemler doğurur. Yani diş ağrıyorsa, göz ağrıyorsa öncelikle oradaki soruna eğilmek gerekir. Tedavi için öncelikle ilaç kullanımı önerilir. Migren, stres gibi nedenlerle kaynaklanan hastaların baş ağrısını durdurmak için sosyal hobilere yönelmeleri gerekir. Sosyal hobiler stres kaynaklı ağrıların en iyi ilacıdır.”
Prof. Dr. Külahlı, baş ağrısının aniden ortaya çıkmışsa, şimdiye kadar yaşanan ağrılardan şiddetliyse, çift ya da bulanık görmeye neden oluyorsa, 50 yaşından sonra ortaya çıkmışsa, başa alınan bir darbe veya kaza sonrası ortaya çıkmışsa hastanın acil bir sağlık kuruluşuna yatırılması gerektiğini kaydetti.
Erciyes Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Külahlı, baş ağrısının en fazla şikayet edilen rahatsızlıkların başında geldiğini söyledi. Yapılan araştırmalarda erkeklerin yüzde 41, bayanların ise yüzde 50’sinin yaşamları boyunca bir kez de olsa şiddetli baş ağrısı çektiğini ifade eden Prof. Dr. Külahlı, baş ağrısı şikâyeti olan hastaların yüzde 90′ından fazlasının hiçbir uzmana başvurmadıklarını ifade etti. Yüzlerce çeşidi olan baş ağrılarını dört grupta değerlendirdiklerini belirten Külahlı, “Birincisi kendinden kaynaklı organik nedenlerdir. Başın herhangi bir yerinde açılan yara, darp ağrıya neden olur. İkinci grupta vücudun farklı bir bölgesinde oluşan rahatsızlık baş ağrısının nedeni olabilir. Üçüncü grupta ise fonksiyonel, vücudun herhangi bir bölümünde fiziksel olarak görünmeyen ancak işleyiş aksaklığı olan organın yapısal sorunu baş ağrısı nedenidir. Dördündü grup ise psikolojik nedenli baş ağrısıdır. Bu daha çok kadınlarda görülür. Stres, kaygı, uğraş yokluğu baş ağrısına neden olur. Dikkati çekmek isteyen kişiler, başının ağrıdığını söyleyebilir.” dedi.
Ağrıların kişinin huzurunu kaçırdığını, sosyal yaşamını ve bütçesini olumsuz etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Külahlı, “Her yıl milyonlarca insan baş ağrısı nedeniyle hekime başvurmakta, daha da fazlası doktora başvurmaksızın her köşe başında bulabileceğiniz ilaçlarla tedavi olmaya çalışmaktadır. Rastgele seçilen 740 kişide yaşam boyu baş ağrısı prevalansı bayanlarda yüzde 99, erkeklerde yüzde 93 olarak bulunmuştur. Yine 1 milyon kişi üzerinde yapılan bir çalışmada erkekler ve bayanlarda baş ağrısı en sık fiziksel şikayet olarak saptanmıştır. Başağrısı şikayeti olan hastaların yüzde 90′ından fazlası hiçbir uzmana başvurmuyor. Baş ağrılarının belirgin maluliyete yol açabilmekte, insanları işlerinden alıkoyabilmektedir. Yapılan bir araştırmada erkeklerin yüzde 41′i, bayanların yüzde 50’si tüm yaşamları boyunca en az bir kere işlerinden alıkoyacak şiddette başağrısı tanımlıyorlar.” diye konuştu.
Baş ağrısının ağrının basınç hissi, bıçak saplanır gibi, zonklar tarzda ve sızlanma gibi dört şekilde kendini gösterdiğini dile getiren Külahlı, boyunda ortaya çıkan işlevsel sorunların da baş ağrısına neden olduğunu anlattı. Boynun iki şekilde baş ağrısı oluşturduğunun altını çizen Külahlı, “İlkinde boyun damarlarında kasılma sonucu beyne kan az gider. Bunun sonucu olarak baş ağrısı gerçekleşir. İkincisi de boyun kısmında istenmeyen fıtık, spazm gibi rahatsızlıklar boynun komşusu olan başta ağrıya neden olur.” şeklinde konuştu.
“Her hasta kendisinin doktoru olmalıdır.” diyen Külahlı, baş ağrısının tedavi şekilleri hakkında şu bilgileri verdi: “Baş ağrısında öncelikle ağrının kaynağı teşhis edilmelidir. Bunun için röntgen filmi çekilmeli, teknik yöntemlerle tanı yapılmalıdır. Muhtemel sebepler ortaya konmadan ağrı ortadan kaldırılmamaya çalışılmalıdır. Sebepler ortaya konulmadan yapılan müdahaleler yeni problemler doğurur. Yani diş ağrıyorsa, göz ağrıyorsa öncelikle oradaki soruna eğilmek gerekir. Tedavi için öncelikle ilaç kullanımı önerilir. Migren, stres gibi nedenlerle kaynaklanan hastaların baş ağrısını durdurmak için sosyal hobilere yönelmeleri gerekir. Sosyal hobiler stres kaynaklı ağrıların en iyi ilacıdır.”
Prof. Dr. Külahlı, baş ağrısının aniden ortaya çıkmışsa, şimdiye kadar yaşanan ağrılardan şiddetliyse, çift ya da bulanık görmeye neden oluyorsa, 50 yaşından sonra ortaya çıkmışsa, başa alınan bir darbe veya kaza sonrası ortaya çıkmışsa hastanın acil bir sağlık kuruluşuna yatırılması gerektiğini kaydetti.