11-12-2009, Saat: 02:36 PM
HOŞGELDİN YOK’LUÄžUNUN VAR’LIÄžINA . . .
Sen benim düşünce suçumsun..
Düş’ümce, suçumsun..
Kurşuna dizilmiş yanlarımı, gecenin günahkar sesine asarak Aşk’a beraat sunuyorum..
Dilsiz karanlıkların ucubeliğinde düşüyorum hayat hattından, vurgunluğun satır aralarına.. Derme-çatma bir hayatın gönüllü yeniğiyim.. Eylül bulaşığı saçlarımda ebabil kuşları..
Düş vardiyalarımda, ele avuca sığmaz kabuslar.. Susarken kentin gözleri elemli üşümüşlüklerde, ben lacivert kanıyorum yıldızların koynunda.. Sen bilmiyorsun..
Ben Aşk gözlü deli rüzgar.. Sensizlikten üşüyen ellerimi en kızıl acılara batırırken acımadan, nefes nefese yanıyorum.. Yalan yok, acımda yanıyor.. Kırgın ve kötürüm kahkahalar kadar açmazda umutlarım.. Yüzümün düştüğü yerde katlediyorum hüzüne denk düşen tekmil baharları.. Kendimden büyük sözcüklerle kanıyorum Sensizliğin alfabesinde.. Mor defterlere düşüyorum, kefenlere gizlediğim tebessüm kırıklarını.. Suretimde cellatlardan kalan yarım bir ölüm..
Ey Aşk ! ! ! Melekler beni çağırıyor.. Ağrılı sancılarla dokunup da kirpiklerine, ağlama.. Ölümümden ben sorumluyum!..
Sevdiğim! Başa sardım ömrümü, yeniden ölmek için.. Oysa ikinci elden düşme bir ağlayış değildi, içimin karanlık koridorlarında oyalanan yalnızlık.. Bilirim, Sen beni yaralarımdan tanırsın en çok.. Ve bilirsin ki Sevdiğim, hiçbir ayrılık ödeyemez bu Aşk’ın bedelini..
Bilirsin ki, dört duvar hayata sığmaz bu kent soylu Aşk . . .
Nefesi çatlayan sürgün bir akşamsa Sensizlik; bedeli ömür olan dört harflik susuştur Aşk..
Hüzün gözlüm ey! Hüznümden başla enkazımı taşlamaya.. İpe götür bu sicilli suretsizliği..
Kır zincirlerimi! Sana azatlığımı esirgeme benden.. Ama şimdi ölsem, beş para eder mi denenmemiş intiharlarım? İstanbul kadar ağlasam, kafi gelir mi suçüstü suskunluğuna? ?
Ey Aşk! ´´Sen bende cinnete en yakın cennet’’ . . .
Bütün dönüş biletlerini yaktım Aşk’ın.. Yüreğimin zifiriliğinde kayıpsa da rüyalar şimdi, Leyla’lığıma senden özge Mecnun çölü bulamam.. İsmim isminle bilinir.. Bense Sana ancak önsöz..
Sevdiğim!
Sabaha, kan kırmızı tan yerine ve Aşk’a andolsun ki; benim bildiğim tek ben, Sensin . .
Hoş geldin yokluğunun varlığına. . .
alıntı