11-30-2009, Saat: 12:52 AM
GÜNAYDINIM’ sın...
Fecri aydınlatan sözlerimsin sen...Karanlığın odalarına süzme ışıktır gözlerin..Ceplerinde hüzün taşıyan adamın avuçlarında sakladığı mavi bilyelerin içinde yaşayan can...Sen perdelerime düşen günaydınımsınSen yarım yamalak sözlerimin tamamlandığı yersin...Durma oralarda, gecemi gündüze çeviren kadın...Günebakan çiçekleri gibi yüzünü bana çevirSoluğunu rüzgar, suskunluğunu bahar yaptım kendime...Gözlerinin sağnaklarındayım bulut bulut düşüyorum Yeşil Cennetin kuruyan topraklara...Kalem oluyorsun yüreğimde demlenen..Ela gözlerim gibi kahve gözlerinle ısık dağıtıyorsun şehrime...Alnıma vuran ışıksın...Cünkü sen günaydınım, sen benim yaşamımsın sabahıma kanatlanan...
AYDINLIÄžIM’sın...
Cemaline sinen nurlu gözlerine esir düşüm ben..Esrik bir rüyayım karanlıktan aydınlığına saçılan..Tut sevgili...Mihrabına al beni..Gökyüzüne kanatlandır beni..Kutsa beni yüreğinleKutsal mabedinde yaşamama izin ver...Duam olsun nefesin...Nefesim olsun gözlerinKatılaşmış karanlığımı erit yüzünde soluklanan güneşle..İlmekle beni ışığınaKollarına al cocuksu sevinçlerımiÖrt üzerimi ışığınlaSaçlarımın köklerinde doğsun gözlerinAlnı pak sevdalara kazılsın adınTıpkı karanlıklarıma bırakılan aydınlık gibiSen hep burada kalGecemin sabaha gebe kalan aydınlığı olKuşluk vaktim olsun sözlerinPerdelerim seninle gülümsesinŞehrim seninle ısınsınSen geleceğe yürüdüğüm yollara mevzilenmiş çiçeklerin gökyüzüne bakan yanısınSen pencerelerime süzülmüş apaydınlığımsın...
YOLLARIM’sın...
Umutsuzlukta kaybettiğim yılların geleceğe giden zamanısın sen..Tozlu yollarımsın sana uzanan..Adımlarımsın bastığım her izinde adını sayıklayan...Rüzgar koynumda sana geliyorum..Dudaklarımda senin en sevdiğin şarkı..Bir de bohçamda sevgi azığım..Kilitledim geçmişimi karanlığa...Ben sana koşuyorum..Hem de yalınayak...Bilirim ki yollardaki dikenlerin çıplak ayaklarımın kanamasından korkarsın sen..Dudaklarınla öpme sakın yollarıma serilmiş dikenleri..Bırak kanasın ayaklarım...Yollarımsın bâd- ı saba ile yıkanmış..Bulut bulut gölgelerinde ilerlediğim varlığının bayram arifesindeyim.. Sana kavuşmak, bir bayram sabahı... Toprak yağmuru sağarken dudaklarıyla sen benim vuslatımsın hasretin omuzlarına vurulmuş...Sen benim yollarımsın adınla onurlandırılmış.Gözlerini mavi ufuklara çevir..Toz bulutuyla sana gelmekteyim..Ellerimde mavi bilyelerim nefes nefese sana koşuyorum..Bekle beni..Daraldı zamanYaz yağmuru kadar mesafem kaldı sana..Geliyorum...Kaybolan yılların cilasız zamanlarından senin için yollara koyuldum...Zamansızlığın patikalarını geçmişken bir dağ kaldı aramızda...Üzüm bağlarından geliyorum sana..Az kaldı sevgili..Yollarımsın, adımlarıma ömür diye sunulmuş...
SABRIM’ sın..
Acıya minnet eden bir cocuğun ellerine tutuşturulmuş ekmek gibi bereketli yüzün..Su gibi aziz, hayat kadar elzem ve nefes kadar sonsuz bir cansın sen...Akşam kuytularında yalnızlığın ayak dibinde düşmüş benliğimin gözlerinde tekrar hayatı kazanmasıydı..Takâtim, dayanağım, sabrımsın sen..Soğuk ve yapay cocuklarla bastırılmamış cocuksu düşlerimin yeniden sabırla örülüşüydü yüzündeki tebessümler..Ezberimsin evvelim , ezelim ve ebedimsin...Sebebim, nefesim ve ahirim..Sen, çaresizliğin ayak uçunda demlenen yüreğime armağan edilen sonsuzluk hediyesi..Sen, göğsümde taşıdığım eşsiz paye...Sen benim acıya dayanma gücüm, sen benim yüreğime işlenmiş sabrımsın..
HAYATIM’sın...
Şeceresi hüzün olan kadının buzdan kalbine düşen hayatsın..Canıma can diye süzülen canânsın. Kanadında mutluluk olan baharlarsın sen...Gonca güllerle süslenmiş sabahların gülümsediği cansın sen.. Kaybettiklerimin ardından tek kazandığımsın..Bedeli ödenmiş acılarımı dudaklarındaki nefesle gideren şifâsın sen...Bağrı yanmış ve susuzluktan yüreğimi kurumuş kıyılarıma dolan ve benliğimden aşıp yüreğimde çoğalan bitmez deryâsın sen..Yaralarıma kendi yarası gibi bakıp sökük yüreğimi Eyyubvâri sabırla mutluluk ekleyen, çöllerimdeki serabın tükendiğini bilip dudaklarındaki ab- ı hayat ile menzile giren Leylasın sen..Göğsümde her zaman övünç abidesi diye saklayacağım ömrü vefasın sen..Sen susuzluğuma düşen hayatsınBak çöllerim yeşeriyor..Dokun toprağa..Zamanın göğsünde elenmiş topraktan “ sen ” fışkırıyor bak..Dua dua filizleniyor kuru yapraklarİçinde büyüttüğüm kız çocuğunu vakitsiz gömen adamın kuru dudaklarına sunulmuş ab- ı hayatsın...Sen benim gözlerindeki kendimi gördüğüm hayatımsın...Soluklandığımsın, nefes aldığımsın...
Velhasıl; sen benim evvelim,
Ezberim, ezelim, ebedimsin...
Fecri aydınlatan sözlerimsin sen...Karanlığın odalarına süzme ışıktır gözlerin..Ceplerinde hüzün taşıyan adamın avuçlarında sakladığı mavi bilyelerin içinde yaşayan can...Sen perdelerime düşen günaydınımsınSen yarım yamalak sözlerimin tamamlandığı yersin...Durma oralarda, gecemi gündüze çeviren kadın...Günebakan çiçekleri gibi yüzünü bana çevirSoluğunu rüzgar, suskunluğunu bahar yaptım kendime...Gözlerinin sağnaklarındayım bulut bulut düşüyorum Yeşil Cennetin kuruyan topraklara...Kalem oluyorsun yüreğimde demlenen..Ela gözlerim gibi kahve gözlerinle ısık dağıtıyorsun şehrime...Alnıma vuran ışıksın...Cünkü sen günaydınım, sen benim yaşamımsın sabahıma kanatlanan...
AYDINLIÄžIM’sın...
Cemaline sinen nurlu gözlerine esir düşüm ben..Esrik bir rüyayım karanlıktan aydınlığına saçılan..Tut sevgili...Mihrabına al beni..Gökyüzüne kanatlandır beni..Kutsa beni yüreğinleKutsal mabedinde yaşamama izin ver...Duam olsun nefesin...Nefesim olsun gözlerinKatılaşmış karanlığımı erit yüzünde soluklanan güneşle..İlmekle beni ışığınaKollarına al cocuksu sevinçlerımiÖrt üzerimi ışığınlaSaçlarımın köklerinde doğsun gözlerinAlnı pak sevdalara kazılsın adınTıpkı karanlıklarıma bırakılan aydınlık gibiSen hep burada kalGecemin sabaha gebe kalan aydınlığı olKuşluk vaktim olsun sözlerinPerdelerim seninle gülümsesinŞehrim seninle ısınsınSen geleceğe yürüdüğüm yollara mevzilenmiş çiçeklerin gökyüzüne bakan yanısınSen pencerelerime süzülmüş apaydınlığımsın...
YOLLARIM’sın...
Umutsuzlukta kaybettiğim yılların geleceğe giden zamanısın sen..Tozlu yollarımsın sana uzanan..Adımlarımsın bastığım her izinde adını sayıklayan...Rüzgar koynumda sana geliyorum..Dudaklarımda senin en sevdiğin şarkı..Bir de bohçamda sevgi azığım..Kilitledim geçmişimi karanlığa...Ben sana koşuyorum..Hem de yalınayak...Bilirim ki yollardaki dikenlerin çıplak ayaklarımın kanamasından korkarsın sen..Dudaklarınla öpme sakın yollarıma serilmiş dikenleri..Bırak kanasın ayaklarım...Yollarımsın bâd- ı saba ile yıkanmış..Bulut bulut gölgelerinde ilerlediğim varlığının bayram arifesindeyim.. Sana kavuşmak, bir bayram sabahı... Toprak yağmuru sağarken dudaklarıyla sen benim vuslatımsın hasretin omuzlarına vurulmuş...Sen benim yollarımsın adınla onurlandırılmış.Gözlerini mavi ufuklara çevir..Toz bulutuyla sana gelmekteyim..Ellerimde mavi bilyelerim nefes nefese sana koşuyorum..Bekle beni..Daraldı zamanYaz yağmuru kadar mesafem kaldı sana..Geliyorum...Kaybolan yılların cilasız zamanlarından senin için yollara koyuldum...Zamansızlığın patikalarını geçmişken bir dağ kaldı aramızda...Üzüm bağlarından geliyorum sana..Az kaldı sevgili..Yollarımsın, adımlarıma ömür diye sunulmuş...
SABRIM’ sın..
Acıya minnet eden bir cocuğun ellerine tutuşturulmuş ekmek gibi bereketli yüzün..Su gibi aziz, hayat kadar elzem ve nefes kadar sonsuz bir cansın sen...Akşam kuytularında yalnızlığın ayak dibinde düşmüş benliğimin gözlerinde tekrar hayatı kazanmasıydı..Takâtim, dayanağım, sabrımsın sen..Soğuk ve yapay cocuklarla bastırılmamış cocuksu düşlerimin yeniden sabırla örülüşüydü yüzündeki tebessümler..Ezberimsin evvelim , ezelim ve ebedimsin...Sebebim, nefesim ve ahirim..Sen, çaresizliğin ayak uçunda demlenen yüreğime armağan edilen sonsuzluk hediyesi..Sen, göğsümde taşıdığım eşsiz paye...Sen benim acıya dayanma gücüm, sen benim yüreğime işlenmiş sabrımsın..
HAYATIM’sın...
Şeceresi hüzün olan kadının buzdan kalbine düşen hayatsın..Canıma can diye süzülen canânsın. Kanadında mutluluk olan baharlarsın sen...Gonca güllerle süslenmiş sabahların gülümsediği cansın sen.. Kaybettiklerimin ardından tek kazandığımsın..Bedeli ödenmiş acılarımı dudaklarındaki nefesle gideren şifâsın sen...Bağrı yanmış ve susuzluktan yüreğimi kurumuş kıyılarıma dolan ve benliğimden aşıp yüreğimde çoğalan bitmez deryâsın sen..Yaralarıma kendi yarası gibi bakıp sökük yüreğimi Eyyubvâri sabırla mutluluk ekleyen, çöllerimdeki serabın tükendiğini bilip dudaklarındaki ab- ı hayat ile menzile giren Leylasın sen..Göğsümde her zaman övünç abidesi diye saklayacağım ömrü vefasın sen..Sen susuzluğuma düşen hayatsınBak çöllerim yeşeriyor..Dokun toprağa..Zamanın göğsünde elenmiş topraktan “ sen ” fışkırıyor bak..Dua dua filizleniyor kuru yapraklarİçinde büyüttüğüm kız çocuğunu vakitsiz gömen adamın kuru dudaklarına sunulmuş ab- ı hayatsın...Sen benim gözlerindeki kendimi gördüğüm hayatımsın...Soluklandığımsın, nefes aldığımsın...
Velhasıl; sen benim evvelim,
Ezberim, ezelim, ebedimsin...