12-05-2009, Saat: 09:34 PM
Bir üniversite profesörü öğrencilerine
su soruyu sorar;
- 'Var olan her şeyi Tanrımı yarattı?'
Cesur bir öğrenci ayağa kalkar ve yanıtlar.
- 'Evet her şeyi Tanrı yarattı!'
Profesör sorusunu yineler ve öğrenci yine
'evet efendim' diye yanıtlar.
Profesör devam eder;
-'Eğer her şeyi yaratan Tanrı ise ve şeytan
var olduğuna göre şeytanı da Tanrı yaratmış
olur ve çalışmalarımızda uyguladığımız
'Kesinleştirme' prensibine göre de Tanrı şeytandır.
Öğrenci böyle bir önerme karşısında şaşırır
ve yerine oturur. Profesör ise öğrencilerine
bir kez daha Tanrı'nın içindeki kaderin bir
efsane olduğunu kanıtlamaktan ötürü oldukça mutludur.
Bu arada bir öğrenci ayağa kalkar ve;
-Bir soru sorabilir miyim profesör? der. Profesörde
sorabileceğini söyler.
Öğrenci ayağa kalkar ve 'Soğuk var mıdır? diye
sorar.
Profesör; Nasıl bir soru bu böyle, tabi ki
vardır ' diye yanıtlar. 'Sen hiç soğuktan
üşümedin mi?'
Öğrenci ; -'Aslında, fizik yasalarına göre soğuk
yoktur. Yaşamda/realitede biz soğuğu sıcaklığın
yokluğu olarak düşünürüz. Herkes veya nesneler
o enerji oradaysa veya bir şekilde enerji iletiyorsa
onu deneyimler. Örneğin, Absolute 0 (-460 derece F)
sıcaklığın kesin yokluğudur (hiç olmadığı seviyedir).
Tüm maddelerin bu seviyede reaksiyon verme özellikleri
bozulur ve değişir. Soğuk yoktur, o yalnızca
sıcaklığın yokluğunda duyumsadıklarımızı tarif
etmek için yarattığımız bir kelimedir' der ve devam eder,
- Profesör, karanlık var mıdır?
Profesör ;
- 'Tabi ki vardır'.
Öğrenci yanıtlar,
- 'Korkarım gene yanılıyorsunuz efendim. Çünkü, Karanlıkta
yoktur. Yaşamda/realitede karanlık ışığın yokluğudur.
Biz ışık üzerinde çalışabiliriz ama karanlığı çalışamayız.
Gerçekte, biz Newton'un prizmasını kullanarak beyaz
şığı kırar ve renklerin çeşitli dalga uzunlukları
üzerinde çalışabiliriz. Ama karanlığı ölçemeyiz.
Bir basit ışık işini karanlık bir mekanı aydınlatarak
karanlığı kırmış olur yani karanlığı geçersiz kılar.
Siz belli bir mekanın/uzayın ne kadar karanlık
olduğundan nasıl emin olursunuz? Işığın miktarını
ölçersiniz! Bu doğrudur değil mi? Karanlık insanlık
tarafından, ışığın olmadığı yer/mekan için kullanılan
bir kelimedir.
Son olarak öğrenci profesöre gene sorar;
- 'Efendim şeytan var mıdır?
Bu kez profesör pek emin olamamakla birlikte yanıtlar;
-'Tabi ki, açıkladığım gibi, biz onu her gün ,her yerde
onu görürüz. Şeytan/kötülük bir kişinin
başka bir kişiye her gün sergilediği insaniyetsizliğinin
bir örneğidir.O, dünyadaki işlenmiş tüm suçlarda,
şiddette yer alır. Bunların tümü şeytanın kendisinden
başka bir şey de değildir.' der.
Öğrenci devam eder;
- 'Şeytan yoktur efendim. Yani o kendi başına yoktur.
Şeytan basit olarak Tanrının yokluğudur.O aynen karanlık
ve soğuk ta olduğu gibi insanın tanrının yokluğunu tarif
etmek üzere yarattığı bir kelimeden ibarettir.Tanrı
şeytanı yaratmadı. Şeytan/kötülük insanın tanrısal
sevgiyi yüreğinde duyumsamadığı zaman deneyimlediklerinin
bir sonucudur. O aynen sıcaklığın olmadığı yere gelen
soğuk ya da ışığın olmadığı yere gelen karanlık gibidir.
Profesör yerine oturur. Genç öğrencinin adı
Albert Einstein'dir.
su soruyu sorar;
- 'Var olan her şeyi Tanrımı yarattı?'
Cesur bir öğrenci ayağa kalkar ve yanıtlar.
- 'Evet her şeyi Tanrı yarattı!'
Profesör sorusunu yineler ve öğrenci yine
'evet efendim' diye yanıtlar.
Profesör devam eder;
-'Eğer her şeyi yaratan Tanrı ise ve şeytan
var olduğuna göre şeytanı da Tanrı yaratmış
olur ve çalışmalarımızda uyguladığımız
'Kesinleştirme' prensibine göre de Tanrı şeytandır.
Öğrenci böyle bir önerme karşısında şaşırır
ve yerine oturur. Profesör ise öğrencilerine
bir kez daha Tanrı'nın içindeki kaderin bir
efsane olduğunu kanıtlamaktan ötürü oldukça mutludur.
Bu arada bir öğrenci ayağa kalkar ve;
-Bir soru sorabilir miyim profesör? der. Profesörde
sorabileceğini söyler.
Öğrenci ayağa kalkar ve 'Soğuk var mıdır? diye
sorar.
Profesör; Nasıl bir soru bu böyle, tabi ki
vardır ' diye yanıtlar. 'Sen hiç soğuktan
üşümedin mi?'
Öğrenci ; -'Aslında, fizik yasalarına göre soğuk
yoktur. Yaşamda/realitede biz soğuğu sıcaklığın
yokluğu olarak düşünürüz. Herkes veya nesneler
o enerji oradaysa veya bir şekilde enerji iletiyorsa
onu deneyimler. Örneğin, Absolute 0 (-460 derece F)
sıcaklığın kesin yokluğudur (hiç olmadığı seviyedir).
Tüm maddelerin bu seviyede reaksiyon verme özellikleri
bozulur ve değişir. Soğuk yoktur, o yalnızca
sıcaklığın yokluğunda duyumsadıklarımızı tarif
etmek için yarattığımız bir kelimedir' der ve devam eder,
- Profesör, karanlık var mıdır?
Profesör ;
- 'Tabi ki vardır'.
Öğrenci yanıtlar,
- 'Korkarım gene yanılıyorsunuz efendim. Çünkü, Karanlıkta
yoktur. Yaşamda/realitede karanlık ışığın yokluğudur.
Biz ışık üzerinde çalışabiliriz ama karanlığı çalışamayız.
Gerçekte, biz Newton'un prizmasını kullanarak beyaz
şığı kırar ve renklerin çeşitli dalga uzunlukları
üzerinde çalışabiliriz. Ama karanlığı ölçemeyiz.
Bir basit ışık işini karanlık bir mekanı aydınlatarak
karanlığı kırmış olur yani karanlığı geçersiz kılar.
Siz belli bir mekanın/uzayın ne kadar karanlık
olduğundan nasıl emin olursunuz? Işığın miktarını
ölçersiniz! Bu doğrudur değil mi? Karanlık insanlık
tarafından, ışığın olmadığı yer/mekan için kullanılan
bir kelimedir.
Son olarak öğrenci profesöre gene sorar;
- 'Efendim şeytan var mıdır?
Bu kez profesör pek emin olamamakla birlikte yanıtlar;
-'Tabi ki, açıkladığım gibi, biz onu her gün ,her yerde
onu görürüz. Şeytan/kötülük bir kişinin
başka bir kişiye her gün sergilediği insaniyetsizliğinin
bir örneğidir.O, dünyadaki işlenmiş tüm suçlarda,
şiddette yer alır. Bunların tümü şeytanın kendisinden
başka bir şey de değildir.' der.
Öğrenci devam eder;
- 'Şeytan yoktur efendim. Yani o kendi başına yoktur.
Şeytan basit olarak Tanrının yokluğudur.O aynen karanlık
ve soğuk ta olduğu gibi insanın tanrının yokluğunu tarif
etmek üzere yarattığı bir kelimeden ibarettir.Tanrı
şeytanı yaratmadı. Şeytan/kötülük insanın tanrısal
sevgiyi yüreğinde duyumsamadığı zaman deneyimlediklerinin
bir sonucudur. O aynen sıcaklığın olmadığı yere gelen
soğuk ya da ışığın olmadığı yere gelen karanlık gibidir.
Profesör yerine oturur. Genç öğrencinin adı
Albert Einstein'dir.