01-02-2010, Saat: 12:51 AM
Dilin değil gözlerindi bu kez ayrılık şarkısı söyleyen… Dudaklarının yorulmasına gerek kalmadı… Kupkuru bir “elveda”dan başka…
Keşke arkanı dönüp giderken kafanı öne eğmeseydin… En azından “eyvallah” diye haykıran ruhun kadar dik durabilseydi…
Şimdi karanlık odamdayım camdan yıldızları sayıyorum… Ama her defasında o masum yüzünle o bambaşka bakan güzel gözlerin beliriyor, vazgeçiyorum… Bir, iki… gerisi gelmiyor, yok oluyor yıldızlar…
Tıpkı ufukta kaybolduğun gibi…
Seni benden ayıran sebep neydi düşünmek bile istemiyorum…
“düşünmek” ben onu çoktan rafa kaldırdım biliyor musun?
Şimdi sadece “yalnızlık ve hüzün” var her yanımda…
Hüzün ekip, biçiyorum derler ya;
Ben hüzün ekmedim ki, neden hep hüzün biçiyorum?
“İmkansızlıklar diyorum galiba”, bazen,
Hayat imkansızlıklarla dolu be güzel gözlüm…
Eğer hayat imkan vermiş olsaydı,
Emin ol;
Şuan avuçlarında kalbimi tutuyor olurdun…
Olmuyor işte…
İmkansızlıklar içinde hayatın bana izin verdiği tek şey var,
“kalbini sımsıkı tutuyorum… SENİ SEVİYORUM...”
acemhe
01/01/2010
22:30