01-13-2010, Saat: 03:26 AM
Annem yok artık.Beni düşünen kalbi yok.Bitti. Umutsuz olmak istemiyorum. Umutsuzlugun bir çıkar yol olmadıgını biliyorum. Annem yok artık,yeryüzü çok gördü onu, Kalabalığın arasında kuş gibi çırpınan varlığını Çok gördü Dalgın yüregini çok gördü Bizim için çarpan,kaygılarla dolu yüreğini. Annem yok artık.Bu kesin.Gelinecek bir yere gitmedi. İşte geldim çocuklar demeyecek Nasılsın yavrum demeyecek Sobanın yanında oturup uzatmayacak yorgun ayaklarını, Sabah kahvaltılarının masası olmayacak artık, Yine gel demeyecek, Çıkarken ben kapıdan,çıkıp karanlığa karışırken Yeni bir dönemi başladı ömrümün, Annemin olmadığı dönemi, Onu yüregimin üstüne nasıl bastırmak İstediğimi bilemeyecek artık. Gençlik dönemleri birşey anlatmıyor bana, Aklımda hep son dönemlerinin annemi Hayatım sürüp gidecek,annem olmadan, Çocuklarım oldugunda onlara annemi anlatabileceğim Sadece. Fotoğraflarına bakacaklar, Ufarak,biraz mahsunca bir kadın Küçücük tozlu pabuçlarıyla merdivenleri tırmanıp Kapımı açıp girmeyecek Yüreği dopdolu,trafikten insanlardan şaşkın, Kocasına sıgınan biraz bütün fotograflarında Hayatım rüzgar gibi akıp geçiyor, Ugultulu bir rüzgar gibi akıp geçiyor hayatım ...
Ellerime baktım...
Hala yumuşak ve kar beyazı...
Ne değişmişti ?
Annem ellerime dokunup derdi,
—ellerine dokununca yüreğini görüyorum yumuşacık bir kalp her sabah kendini yenileyen beyaz yağmurlarda yıkanan bir masumluk...
Söylesene annem ne değişti ?
Sen diyordun yüreği güzel olanlar mutlu yaşarlar diye...
Ne değişti hayatımda ?
Mutlu değilim be annem!!!
Her gece yıldızları yorgan gibi üstüme örtüp gecenin soğuk sularında boğuluyorum...
Haberin var mı senin ?
Alfabemi değiştirdim ben bütün tabularımı yıkarak...
Artık sesli harflerim yok benim...
Anlamsız nedensiz, öksüz, kendi kendine küsmüş harflerim var...
Birde hastalıklı noktalama işaretlerim . . .
Duydun mu annem beni ?
Notasız, umutsuz müzikler dinliyorum...
Ruhum rahatsız olmuş dünyanın satılık müziklerinden...
Yasakladı notalı, umutlu, anlamlı müzikleri...
Birde ağıtları dinler oldum...
Annem yüreğim yanıyor be!!!
Mevsimlerimi yakıyorum her gece ruhumun ağlayışına...
Ne kış var hayatımda nede yaz...
Öyle soğuk, öyle boğuk...
Gülüşlerimi anlamlı cümlelerimle yolcu ettim...
Sevinçlerim arkalarından ağıt yaktılar...
Ağlama ne olur annem, yakma canımı...
Gözyaşlarımı yalnızlığıma bağışladım...
Annem bir avuç sevgiye ihtiyacım var...
Yarım kalmış öykülerden geldim...
Kapısı kapalı masallarda yaşadım...
Bu gece ellerini saçlarımda gezdirir misin ?
Bu gece, bu gece kollarında uyuyabilir miyim ?
Annem bu gece yüreğine sığına bilir miyim?
Çok yara aldım...
Ellerime baktım...
Hala yumuşak ve kar beyazı...
Ne değişmişti ?
Annem ellerime dokunup derdi,
—ellerine dokununca yüreğini görüyorum yumuşacık bir kalp her sabah kendini yenileyen beyaz yağmurlarda yıkanan bir masumluk...
Söylesene annem ne değişti ?
Sen diyordun yüreği güzel olanlar mutlu yaşarlar diye...
Ne değişti hayatımda ?
Mutlu değilim be annem!!!
Her gece yıldızları yorgan gibi üstüme örtüp gecenin soğuk sularında boğuluyorum...
Haberin var mı senin ?
Alfabemi değiştirdim ben bütün tabularımı yıkarak...
Artık sesli harflerim yok benim...
Anlamsız nedensiz, öksüz, kendi kendine küsmüş harflerim var...
Birde hastalıklı noktalama işaretlerim . . .
Duydun mu annem beni ?
Notasız, umutsuz müzikler dinliyorum...
Ruhum rahatsız olmuş dünyanın satılık müziklerinden...
Yasakladı notalı, umutlu, anlamlı müzikleri...
Birde ağıtları dinler oldum...
Annem yüreğim yanıyor be!!!
Mevsimlerimi yakıyorum her gece ruhumun ağlayışına...
Ne kış var hayatımda nede yaz...
Öyle soğuk, öyle boğuk...
Gülüşlerimi anlamlı cümlelerimle yolcu ettim...
Sevinçlerim arkalarından ağıt yaktılar...
Ağlama ne olur annem, yakma canımı...
Gözyaşlarımı yalnızlığıma bağışladım...
Annem bir avuç sevgiye ihtiyacım var...
Yarım kalmış öykülerden geldim...
Kapısı kapalı masallarda yaşadım...
Bu gece ellerini saçlarımda gezdirir misin ?
Bu gece, bu gece kollarında uyuyabilir miyim ?
Annem bu gece yüreğine sığına bilir miyim?
Çok yara aldım...