01-14-2010, Saat: 05:29 AM
AŞK; GİT BAŞIMDAN GİT ! ! !
Buz kalıpları içinde aldığım nefeslerin
havaya buhar olarak yazdığı feryatları görmedi
ya buluta girdi yada görmezden geldi
Mevsimlerle uğraşırken, aşklarıda yönetirim sandı, yanıldı
Çünkü aşk;
güneşe değil gümüş bir ay ışığına sevdalanırdı
Uzaklara, denizlere ve gülen gözlere . . .
Güneşin sıcaklığı olmasa en fazla ölüm gelir
Ama aşkın sıcaklığı olmasa ölümden beter bir yaşam gelir
Bin defa öldürürde yinede o son nefesi verdirmez insana
Her ölende pişman olur, avuçlarında kurumuş bir gül...
Çareler tükenmiş olsada hayâl kurar, engeller olsada umut eder...
Vazgeçmez asla ! ! !
Uzaklaşır, boyun eğer, susar ama VAZGEÇMEZ . . .
Sevmek böyle olur, kadir kıymet bilir
Nadirdir, nadidedir ama
Her yanı ağulanmış (zehirlenmiş) yürek gibidir
Yeni baştan öğrenmeye ne niyetim nede gücüm var artık
AŞk Git Başımdan ! ! !
Sarı sayfalara ilan mı verdim?
Yaldızlı davetiyeler mi gönderdim?
Ne laf anlamaz şeysin sen
Çağrılmayan yere gelinir mi?
Bak yine kapımdasın
Git Başımdan AŞk ! ! !
Davetsiz misafirliğinden bıktım
Yol geçen hanı değil yüreğim
Yaşanmış sadece bir - kaç anımız vardı seninle
Ben onları çoookkttaaann uuttum . . .
Git Başımdan AŞK ! ! !
Kanatma kapanan yaralarımı,
Islatma kuruyan kirpiklerimi
Alıp Götürme ne olursun
Benden beni . . .
Seninle alacak - verecek defterimi
Yıllar önce kapattım
Git başımdan AŞK ! ! !
Bana bırak yüreğimi . . .
Buz kalıpları içinde aldığım nefeslerin
havaya buhar olarak yazdığı feryatları görmedi
ya buluta girdi yada görmezden geldi
Mevsimlerle uğraşırken, aşklarıda yönetirim sandı, yanıldı
Çünkü aşk;
güneşe değil gümüş bir ay ışığına sevdalanırdı
Uzaklara, denizlere ve gülen gözlere . . .
Güneşin sıcaklığı olmasa en fazla ölüm gelir
Ama aşkın sıcaklığı olmasa ölümden beter bir yaşam gelir
Bin defa öldürürde yinede o son nefesi verdirmez insana
Her ölende pişman olur, avuçlarında kurumuş bir gül...
Çareler tükenmiş olsada hayâl kurar, engeller olsada umut eder...
Vazgeçmez asla ! ! !
Uzaklaşır, boyun eğer, susar ama VAZGEÇMEZ . . .
Sevmek böyle olur, kadir kıymet bilir
Nadirdir, nadidedir ama
Her yanı ağulanmış (zehirlenmiş) yürek gibidir
Yeni baştan öğrenmeye ne niyetim nede gücüm var artık
AŞk Git Başımdan ! ! !
Sarı sayfalara ilan mı verdim?
Yaldızlı davetiyeler mi gönderdim?
Ne laf anlamaz şeysin sen
Çağrılmayan yere gelinir mi?
Bak yine kapımdasın
Git Başımdan AŞk ! ! !
Davetsiz misafirliğinden bıktım
Yol geçen hanı değil yüreğim
Yaşanmış sadece bir - kaç anımız vardı seninle
Ben onları çoookkttaaann uuttum . . .
Git Başımdan AŞK ! ! !
Kanatma kapanan yaralarımı,
Islatma kuruyan kirpiklerimi
Alıp Götürme ne olursun
Benden beni . . .
Seninle alacak - verecek defterimi
Yıllar önce kapattım
Git başımdan AŞK ! ! !
Bana bırak yüreğimi . . .