01-28-2010, Saat: 07:09 PM
Hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı. Çünkü bir ömür için hayal edilmiş, hayaller dizininin oluşturduğu koskoca bir umut ışığı vardı ömründe. Soluk renkler göz açıp kapamak kadar kısa bir sürede yok olmuştu, yendien bahar gelmişti sanki onun yaşamına. Büyük, çok büyük, öyle büyüktü ki yüreğinde taşıdığı sevgisi, onu onun yüreğinden başka taşıyabilecek hiçbirşey yoktu. Ancak bir kalbe bu kadar sığdırılabilirdi... İşte o bir ömür için tasarlanmış hayaller dizininin başında da mutlu bir yuvaya sahip olmak, bir daha hiç ayrılmamak, her akşamın karanlığında onun gözlerinin ışıltısında parlayan ışık ile aydınlanmak vardı.
Her gece yaz sıcağının verdiği bunaltıcı havaya inat açık bir havada doğan ay ışığına bakarak onu düşünürdü.. Şarkılar söylerdi bazen ve de dualar ederdi; "Çok şükür Allah'ım, daha iyisi olamazdı" diye... Böyle dalıp gittiği çoğu zamanda o güzel duyguların verdiği refah ile uyuyakalır.. Ona dair bir yaşamın güzelliğini sereserpe anlatan hülyalar görürdü...
İlk gün olduğundan ve hissettiklerinden çok farklı duygular vardı yüreğinde, sanki onu görmezse, duyamaz, hareket edemez,yaşayamaz gibi hissediyordu kendisini. Sonsuz gördüğü bir bağlılıktı bu. Kanına,canına işlemişti bu aşk. Seni seviyorum gibi iki sözcükten oluşan bir cümle artık onun için hayati önem taşır derecede değerli olmuştu; çünkü o sözcükler onun için hayatından önemli olan sevdiğine söyleniyordu..
Aralarında uzun mesafeler vardı belki, bu yüreklerin ayrılması anlamı taşımıyordu ikisi içinde. Bağlılıklarını kalplerindeki aşktan alan saf duygularla yazılan-okunan- şiirleriyle anlatıyorlardı. Bu aşk ikisini de dünyaya karşı kör hale getirmişti, herşeye karşı sevgi doldurmuştu içlerine..
Aralarındaki ayrı şehirlerde olmak, bu yüzden ancak giderek artan bir sevgiye neden olabilirdi... Ve öyleydi; her geçen anda bile gerçekte onun uzak oluşu acı verirken, ona olan sevgisi ondan ayrılıkta bile onu yaşatabildiği için gurur veriyordu..
Kendi içinden hep şunu söylenirlerdi ikisi de:
"Kalp gözleriyle bakıldığında hiçbir mesafe gerçek değildir. Mesafe şudur ki aralarında kalp mesafe görülür."
Yeter ki istediklerinizle gönülde bir olmayı biliniz. Umutla bekledikleri güne doğru saatleri bile sayıp beklemeyi bilenlerindir gelecek. Elbet bebeleri dede yapan zaman geçecektir ve umdukları zaman gelecektir.
Her gece yaz sıcağının verdiği bunaltıcı havaya inat açık bir havada doğan ay ışığına bakarak onu düşünürdü.. Şarkılar söylerdi bazen ve de dualar ederdi; "Çok şükür Allah'ım, daha iyisi olamazdı" diye... Böyle dalıp gittiği çoğu zamanda o güzel duyguların verdiği refah ile uyuyakalır.. Ona dair bir yaşamın güzelliğini sereserpe anlatan hülyalar görürdü...
İlk gün olduğundan ve hissettiklerinden çok farklı duygular vardı yüreğinde, sanki onu görmezse, duyamaz, hareket edemez,yaşayamaz gibi hissediyordu kendisini. Sonsuz gördüğü bir bağlılıktı bu. Kanına,canına işlemişti bu aşk. Seni seviyorum gibi iki sözcükten oluşan bir cümle artık onun için hayati önem taşır derecede değerli olmuştu; çünkü o sözcükler onun için hayatından önemli olan sevdiğine söyleniyordu..
Aralarında uzun mesafeler vardı belki, bu yüreklerin ayrılması anlamı taşımıyordu ikisi içinde. Bağlılıklarını kalplerindeki aşktan alan saf duygularla yazılan-okunan- şiirleriyle anlatıyorlardı. Bu aşk ikisini de dünyaya karşı kör hale getirmişti, herşeye karşı sevgi doldurmuştu içlerine..
Aralarındaki ayrı şehirlerde olmak, bu yüzden ancak giderek artan bir sevgiye neden olabilirdi... Ve öyleydi; her geçen anda bile gerçekte onun uzak oluşu acı verirken, ona olan sevgisi ondan ayrılıkta bile onu yaşatabildiği için gurur veriyordu..
Kendi içinden hep şunu söylenirlerdi ikisi de:
"Kalp gözleriyle bakıldığında hiçbir mesafe gerçek değildir. Mesafe şudur ki aralarında kalp mesafe görülür."
Yeter ki istediklerinizle gönülde bir olmayı biliniz. Umutla bekledikleri güne doğru saatleri bile sayıp beklemeyi bilenlerindir gelecek. Elbet bebeleri dede yapan zaman geçecektir ve umdukları zaman gelecektir.