02-03-2010, Saat: 12:11 PM
Yazmayı bırakıyorum, bu demektir ki; artık yaşamıyorum.
Bir iki adım atıp duruyorum, bacaklarımdaki derman dahasına izin vermiyor.
Çakılıp kalıyorum benliğimin kuytularına..
Sinirden tırnaklarımı yiyorum, tırnaklarım uzun zamandır yenmemiş,
geçmiş kendinden, beyhude bekleyişleri artık son bulmuş.
Böbreğimde taş var,
safra kesemde iltihap, dilimde uçuk, meğer yüreğimdeymiş araz,
bütün bedenim irin dolu, kan damlıyor gözümden yaş yerine...
Yaşamak bu demek isterdim,
yaşamak bütünken yarım olmakmış,
orta yerinden yarılırken karnın, kendini tam saymakmış...
Yazmayı bırakıyorum, seçmeyi bıraktığım gibi.
Önüme koyulan bütün yemekleri aynı iştahla atıştırıyorum,
ağzımda kalan tatlar birbirinin aynı, gözümü kapadım,
dünyayla maytap geçiyorum,
dünyada benle geçiyor...
Eldivenlerime, şapkamı, çoraplarımı kaldırıp attım,
beni korumalarına ihtiyacım yok, dondurucu soğuk yaz sıcağında buldu beni.
Boyumca kar var yüreğimde, paçalarım su içinde,
yüzüm kendime dönük...
Göz gözü görmezken içimde, dünya safa sürmekte,
mutluluk nidaları, keyiften sarhoşluklar, adsız sevdalar var üzerinde..
Atmosfere girince yanan yıldızlar gibiyim,
kocaman bir meteorum belki, ya da Marstan gelen bir uzaylı...
Dünyada nece konuşuyorlar, nasıl seviyorlar, ne yiyip içiyorlar bilmiyorum.
Sevişiyorlar, buna aşk diyorlar,
aşk nasılda ayaklar altında, kıvranırken gözü dönmüş tenler,
cırcır böcekleri gibi kafa ütülüyor haykırışları...
Bedenlerine bakıp ruhlarını bulmayı beklerken ben,
ruhlarından envâi çeşit yaratık çıkıyor,
üzerime geliyorlar, eciş bücüş halleri korkutuyor,
dilim damağım kuruyor adeta...
Şaşkınım, ben uzaylıysam bunlar ne?
Ben tarlamı sürmeye gidiyorum, ektiklerimi biçemedim daha,
haşereler sarmış ışkınlarımı, kuraklık bir yandan ,
ha boy verdi ha boy verecek diyorken,
küstürdüm toprağımı, yeşilimi...
Küstüm,
toprağıma, yeşilime...
Ben beni bulmaya gidiyorum, çok vakit kaybetmişim,
sessizce gelip almış hayat beni, gölgem öylece ardından bakakalmış,
o yüzden o gün bugündür küskün aynalara..
İyi ki yazmayı bırakmışım diyorum,
tüm bunları anlatacak olsam bana ne gözle bakarlardı
kim bilir,
delirmediğimden eminim, belki biraz teşbih yapıyorum,
belki imgelere takıldım, ama delilikle en ufak bir alakam yok,
sıyırmak için çok gencim, sıyrılmak için vakit geç...
Sapla samanı karıştırmamak için sapı samandan ayırmak gerek,
“sil baştan”
demeli yönetmen,
ben yeniden yazmalıyım senaryomu,
repliklerim hiç olmadığı kadar çarpıcı olmalı,
en usta oyuncularda oynamalı, en acemi figüranlarda,
“motor”
dediğinde dünya, gişe rekorları kırmalıyım,
ruhum beyaz perdede öykünmeli benle,
işte budur demeli bütün evren.
iste beni anlayanlara budur diyebilmeliyim ..
03.02.2010 ..
....
....
oF /