:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: sıkıntıdan ölmek mümkünmüş!
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
kadin-2234_334.jpg




[b][SIZE=3]Bilim insanları ilginç bir araştırmaya daha imza atarak, sıkıntıdan ölmenin gerçekten de mümkün olduğunu ortaya koydu. Yapılan araştırmada sıkıntı ve bıkkınlık duyanların genç yaşta ölme ihtimallerinin iki kat daha fazla olduğu ortaya çıktı.


[/b]
[/SIZE]

Buna göre, hayatlarında 'yüksek düzeyde' can sıkıntısı ve bıkkınlıktan şikayet edenlerin kalp hastalıkları ya da kalp krizinden ölme riski, hayatı eğlenceli bulanlara göre iki kat daha fazla.

Gazeteport'ta yer alan habere göre University College London'dan araştırmacıların çalışmasında 25 yıl boyunca 7 binden fazla memur gözlemlendi. Bu araştırmaya katılanların yaklaşık yüzde 40'ı sıkıntıdan şikayet etti.

Üniversitenin epidemoloji ve kamu sağlığı bölümünden uzmanlar, 35 ve 55 yaşyarı arasındaki 7 bin 524 devlet memurunun sıkılma düzeylerine dair sorulara seksenli yıllar ortasında verdikleri cevapları inceledi. Bu kişilerden hangilerinin geçen yıl nisan ayında yaşamını yitirdiğine bakıldı. Araştırma sonucunda sıkıntıdan şikayet eden grubun ölüm oranları, hayatlarından sıkıntı duymayan gruba göre daha fazla çıktı.

Uzmanlara göre, sıkılan insanların içki ve sigara gibi sağlıksız alışkanlıklara yönelme ihtimali daha yüksek ve bu da tahmini ömür süresini kısaltıyor.

Araştırmada ayrıca geçen ay içinde her on devlet memurundan birinin sıkıldığını, kadınların erkeklerden iki kat daha fazla sıkıldığını da ortaya koydu. Daha aşağı hizmet görevlerinde çalışan daha genç çalışanların sıkılmaya daha eğilimli olduğu da kaydedildi.

Bu hafta Uluslararası Epidemioloji Dergisinde yayınlanan araştırmanın uzmanlarından Martin Shipley, "Kalp hastalıklarına dair bulgular, sıkıntıyla bu vakalar arasında güçlü bir bağ olduğunu gösteriyor" diye ktonuştu.

Psikolog Graham Price, sıkılanların başkalarının ihtiyaçları hakkında daha fazla düşünerek bu ruh halinden kurtulmaya çalışmaları gerektiği görüşünde: "Hep 'ben, ben, ben' diye düşünmek yerine, 'Ailem, arkadaşlarım, hatta patronum için bile ne yapabilirim?' diye düşünmeliler.
"


kaynak: ekolay.net