02-17-2010, Saat: 12:32 PM
Lütfen acilarimizi baharat olarak kullanmayin. Birakin kavanozlarinda kalsinlar. Biz en kisa zamanda onlardan kurtulup yerlerine tatli seyler alacagiz.
Sevinçlerimizi çayiniza atip karistirmayin. Bakin onlar seker degil, sevinçtir; karistirmayin.
Mutluluga alerjimiz yok, öyle uzak tutmayin.
Heyecanlarimizi, kahvelerinizi köpüklü yapmak için kullanmayin. Bosverin bu kez de köpüksüz olsun, “Ben simdi ne yapacagim” diye heyecanlanmayin.
Gözyaslarimizdan baraj olmaz, ugrasmayin. Kimi saf ve temuz duygularimiz vardir, onlari da elektrik sanmayin. Çarptigina aldanmayin, isiklari yakmaya bile yetmez. Çakmak çakmak yanan gözlerimizi ampül sanmayin.
Sikintilarimizdan kördügüm yapmaya çalismayin. Kör olan sizsiniz, dügüm degil, unutmayin.
Kabul, pismanliklarimiz var, ancak onlardan pismaniye olmaz. Istahinizi baska tatlilara saklayin.
Vicdan azaplarimizda ekmek pismez. En yakin firinin adresini isteyin.
Utangaçliklarimdan pembe ya da baska renk bir boya üretilmez. Yeteneksizligimizi ister bagislayin, ister bagislamayin.
Terimizden benzin üretilmez, makine yagi olarak istifade edilmez. En yakin petrol ülkesini isgal edin.
Korkularimizdan tünel, asklarimizdan melodram, nefretlerimizden “toplanti ve gösteri yürüyüsleri kanunu”na muhalefet, isyanlarimizdan protesto, küskünlüklerimizden ambargo çikmaz. Bu kadar hazira konmayin.
Umut fakirin ekmegiymis ya, herseyin fakirligi oldugu gibi, her fakirligin de bir ekmegi var: Ekmegimizle oynamayin
Sevinçlerimizi çayiniza atip karistirmayin. Bakin onlar seker degil, sevinçtir; karistirmayin.
Mutluluga alerjimiz yok, öyle uzak tutmayin.
Heyecanlarimizi, kahvelerinizi köpüklü yapmak için kullanmayin. Bosverin bu kez de köpüksüz olsun, “Ben simdi ne yapacagim” diye heyecanlanmayin.
Gözyaslarimizdan baraj olmaz, ugrasmayin. Kimi saf ve temuz duygularimiz vardir, onlari da elektrik sanmayin. Çarptigina aldanmayin, isiklari yakmaya bile yetmez. Çakmak çakmak yanan gözlerimizi ampül sanmayin.
Sikintilarimizdan kördügüm yapmaya çalismayin. Kör olan sizsiniz, dügüm degil, unutmayin.
Kabul, pismanliklarimiz var, ancak onlardan pismaniye olmaz. Istahinizi baska tatlilara saklayin.
Vicdan azaplarimizda ekmek pismez. En yakin firinin adresini isteyin.
Utangaçliklarimdan pembe ya da baska renk bir boya üretilmez. Yeteneksizligimizi ister bagislayin, ister bagislamayin.
Terimizden benzin üretilmez, makine yagi olarak istifade edilmez. En yakin petrol ülkesini isgal edin.
Korkularimizdan tünel, asklarimizdan melodram, nefretlerimizden “toplanti ve gösteri yürüyüsleri kanunu”na muhalefet, isyanlarimizdan protesto, küskünlüklerimizden ambargo çikmaz. Bu kadar hazira konmayin.
Umut fakirin ekmegiymis ya, herseyin fakirligi oldugu gibi, her fakirligin de bir ekmegi var: Ekmegimizle oynamayin