03-11-2010, Saat: 11:31 PM
Eskimiş ve unutulmuş aşk şarkılarını yeniden dinlemeye başlayıp
ayrılık rüzgarının önünde böyle savrulunca
bir çözülmez düğüm olur yalnızlık
Boşunadır tarihin derinliklerinde kalmış İskender’in kılıcını beklemek
Gitmelerin bilinmez şehvetiyle
yolun sevdaya ihaneti gibi her gidişte çoğalan yalnızlık içinde kalıp
dudak uçlarında tükenirken sözcükler
Boşuna göçmen kuşlarının dönüşünü gözlemek
`Bir zamanlar´ diye başlayınca cümleler ve aynalar böyle sus pus içinde iken
boşuna takvimleri eski günlere çevirmek
Boşuna duvarda sararırken fotoğraflar
her şey anı ve ayak sesleri çoktan terk etmişken kapıları
Boşunadır zilin çalmasını beklemek
Bilmezsin ten kokusunu taşıyan rüzgarı
Bilmezsin rüzgarın önünde koşan bulutların zulasındaki yağmuru
yağmurun ardında her zaman ayrılığın olduğunu da bilmezsin
Ve sen vedaların faili bellisi
ve sen sevdanın her zaman gizli öznesi oldukça
Her ayrılık sonrası
baharda dallarına su yürüyen
yeni sürgün fidanların beklediği yağmurlarla yarışır gözyaşları bilmezsin
Gözyaşlarıdır ki bekleyişlere yazgılı
Gözyaşlarıdır ki bekleme istasyonlarına çakılı
Gözyaşlarıdır ki ince bir yürek sızısıyla yastıklara emanet bırakılır
buz gibi yataklardan yalnız kalkarken uykusuz gecelerin sabahında
Bilmelisin cantanem
sevda demlenmiyor tek başına kalınca