03-12-2010, Saat: 01:06 AM
[SIZE=3]Bir camın kırılışına verdim zerreciklerimi…
Birde hayaline sarılıp
savruldum uzak coğrafyalara…
sessizliğin ve yalnızlığın ucundayım…
ne yana gitsem
milleri uzatıyorum kendimle…[/SIZE]
Birde hayaline sarılıp

sessizliğin ve yalnızlığın ucundayım…
ne yana gitsem

[SIZE=3]Geceden kalma sorularla
günaydınsız bir sabaha uyanıyorum ..
Demir meridyenlerle çizilmiş penceremden
rastgele bir ışık sızıyor odama…Arsız bir sevekşin izdüşümü..
Kırık hıçkırıklarla kurşunlanmış uykumu
asıp ranzama.geçiyorum aynanın karşısına..kavruk bir yüze bakıyorum
Ne çok olmuş aynalara küseli…
Soğuk ve sessiz taş parçalarının arasında
öğrenmediğim acılar biriktiriyorum yaşama dair…
sevekşi hırpalanmış çocuk gibi
kapı arkalarında söyleniyorum kırılganlıklarımı…
Dar bir odada dönüyorum şimdi…
sinirlerim ne kadar yoklasada ihanetin sınırlarını…
zulamda hala tebessüm tozu var…
“GÜL DESEN GÜLECEKTİM OYSA”…
Esaretin zekşirleriyle bağlanmış cesaretimi sürüklüyorum
gittiğim yerlere..
zekşirin şıkırtılı sesi hep aynı acıyan yerime vuruyor…
Gecenin yarısında
nakaratı sende kalmış bir ezgiyle düşüyorum yola…
damağımda son sözlerinin kavurgan tadı
ve yüreğimde derin bir burkulmayla
mahçup uyuyan sularda akıyorum…
Göğsümde çoğalan susuşlar biriktiriyorum…
Suç benim…
Birlikte içtiğimiz sigaraların dumanında boğuldum…
Artık her sigara yakışım
sol göğsümde gıcırdayan
berbat bir öksürük nöbetine dönüşüyor…
Anladım…
Öksürmekle sökülmeyeceksin ciğerimden…
Bir sigara daha yakıyorum
yanımda yatan ruhumu zehirleyerek…
Dudağımdan çıkardığım duman halkalarına asıyorum
dönüş yollarımın darboğazlarını…
Boğazlanıyorum günbe gün
yorgun düşmüş 
sana yenilen benliğimle
Karantinaya alınmış Gülüşlerimi saklı-yorum
kırık-dökük bir yaşamın zındanlarında…
“OYSA GÜL DESEN
GÜLECEKTİM”
Seni alıp götüren bir fırtınanın ertesiyim…içimde sağır bir zaman…
Kör bir gece
sedef’ten gölgeler döküyor avuçlarıma…
Alaca kanatlı atlılar
ellerinde simsiyah güllerle geliyor 
yalnızlık merasimime..
Sen yoksun başucumda..
Sıla ‘ya giden yollarım tutuk…bekleyen yok
dönüş günümün coşkusunu…
O halde ben neyi bekliyorum öksüz çocuk gibi…
Seni getirmez
İstanbul lodosları…
Zaten zındandayım ya !
Kilitledim kendimi sensizliğin zındanına…
Mazgallarından bakıyorum şehrin meydanına..
Meydanda bir darağacı…
Asmışlar darağacına özgürlüğümdeki “ben”i…
Tutsaklığım ölmüyor …nerdesin ?…
Cesedim kendini intihar’a vurmuş Yunus şimdi…
Gel teşhis et beni…
Bak ... aşkıma şahit ol…
[/SIZE]
Demir meridyenlerle çizilmiş penceremden

rastgele bir ışık sızıyor odama…Arsız bir sevekşin izdüşümü..
Kırık hıçkırıklarla kurşunlanmış uykumu

Ne çok olmuş aynalara küseli…
Soğuk ve sessiz taş parçalarının arasında

öğrenmediğim acılar biriktiriyorum yaşama dair…
sevekşi hırpalanmış çocuk gibi

kapı arkalarında söyleniyorum kırılganlıklarımı…
Dar bir odada dönüyorum şimdi…
sinirlerim ne kadar yoklasada ihanetin sınırlarını…
zulamda hala tebessüm tozu var…
“GÜL DESEN GÜLECEKTİM OYSA”…
Esaretin zekşirleriyle bağlanmış cesaretimi sürüklüyorum

zekşirin şıkırtılı sesi hep aynı acıyan yerime vuruyor…
Gecenin yarısında

damağımda son sözlerinin kavurgan tadı
ve yüreğimde derin bir burkulmayla

mahçup uyuyan sularda akıyorum…
Göğsümde çoğalan susuşlar biriktiriyorum…
Suç benim…
Birlikte içtiğimiz sigaraların dumanında boğuldum…
Artık her sigara yakışım

berbat bir öksürük nöbetine dönüşüyor…
Anladım…
Öksürmekle sökülmeyeceksin ciğerimden…
Bir sigara daha yakıyorum

Dudağımdan çıkardığım duman halkalarına asıyorum

dönüş yollarımın darboğazlarını…
Boğazlanıyorum günbe gün


sana yenilen benliğimle
Karantinaya alınmış Gülüşlerimi saklı-yorum

kırık-dökük bir yaşamın zındanlarında…
“OYSA GÜL DESEN

Seni alıp götüren bir fırtınanın ertesiyim…içimde sağır bir zaman…
Kör bir gece

Alaca kanatlı atlılar


yalnızlık merasimime..
Sen yoksun başucumda..
Sıla ‘ya giden yollarım tutuk…bekleyen yok

O halde ben neyi bekliyorum öksüz çocuk gibi…
Seni getirmez

Zaten zındandayım ya !
Kilitledim kendimi sensizliğin zındanına…
Mazgallarından bakıyorum şehrin meydanına..
Meydanda bir darağacı…
Asmışlar darağacına özgürlüğümdeki “ben”i…
Tutsaklığım ölmüyor …nerdesin ?…
Cesedim kendini intihar’a vurmuş Yunus şimdi…
Gel teşhis et beni…
Bak ... aşkıma şahit ol…