03-14-2010, Saat: 11:12 PM
[COLOR="Magenta"]Öldüm, baharlarına.
Elini değdirdiğin vücut noktalarım işaretlenmiş. Yüzümde hala o narin parmak izlerin. Boynumda beni hiç bırakmayacağını söylerken öperek sardığın atkı.
Yaşamak güzel şeydi. Nefes alabilmek için bir kalpten ve özgür soluklarımdan başka bir ihtiyacım yoktu gözlerimin önünde belirene kadar.
Şimdi senin enkazını yaşatıyorum. Seni gördüğümde üzerime devrilen meşeler, başımı yarıp aklımı akıtan taşların yaraları hala kanlı. Kabuk bağlamayı bilmeyen ve sürekli hayallerimi döken kafa deliklerim bile güzel senin elinin sıcaklığında oluştuğundan.
Seninle olduğumuzun imkansız hayallerini sarınca gözüme biraz daha akan aklım ve sensizliğin gerçekliği ile seni sayıklerken çıkan buğunun asıldığı atmosferler.
Hakedilmesi güç zamanlardı. İnsanın sana sahipliği değil, uzaktan görmesi bile en talihli saniyeleri olacak iken; bir nefes kadar yakın durabilmem sana, yüzüne, gözlerine, varlığına.
Ruhumun geçip boyunduruğuna girmesi, boynuma taktığın esaret zincirini en güzel hediye olarak taşıyabilmemdi efsanemiz.
Yıllarca masal diye dinlediğim gamzelerine hafifçe dokunabilmek, en yaşanılası şey çoğuna göre. Bana göre en ölünesi.
Gözlerinin mavisini hafif kaydırdığını her seferinde yeni bir hayret ile izleyebilecek olmam ve senin bana bunları tekrar tekrar hissettirmek için sadece yaşaman gerektiğini bilmem güzeldi.
Yaşayan en mükemmel varlık olduğunu tekrar göstermek için sadece bir saniye daha nefes almanın yeterli olacağını hissetmem,solukların kesildiğinde ise yeryüzünün ölümlü en güzel insanı olacak olman.
Yanında bir saniye daha nefes alabilmek için senden sonra yaşayacağım ömrü feda edebileceğim zamanlardı.
Seni yaşatana teşekkür ederim, sevgili.
Seni göndererek benim de yaşamamı sağladığı için.[/COLOR]
Elini değdirdiğin vücut noktalarım işaretlenmiş. Yüzümde hala o narin parmak izlerin. Boynumda beni hiç bırakmayacağını söylerken öperek sardığın atkı.
Yaşamak güzel şeydi. Nefes alabilmek için bir kalpten ve özgür soluklarımdan başka bir ihtiyacım yoktu gözlerimin önünde belirene kadar.
Şimdi senin enkazını yaşatıyorum. Seni gördüğümde üzerime devrilen meşeler, başımı yarıp aklımı akıtan taşların yaraları hala kanlı. Kabuk bağlamayı bilmeyen ve sürekli hayallerimi döken kafa deliklerim bile güzel senin elinin sıcaklığında oluştuğundan.
Seninle olduğumuzun imkansız hayallerini sarınca gözüme biraz daha akan aklım ve sensizliğin gerçekliği ile seni sayıklerken çıkan buğunun asıldığı atmosferler.
Hakedilmesi güç zamanlardı. İnsanın sana sahipliği değil, uzaktan görmesi bile en talihli saniyeleri olacak iken; bir nefes kadar yakın durabilmem sana, yüzüne, gözlerine, varlığına.
Ruhumun geçip boyunduruğuna girmesi, boynuma taktığın esaret zincirini en güzel hediye olarak taşıyabilmemdi efsanemiz.
Yıllarca masal diye dinlediğim gamzelerine hafifçe dokunabilmek, en yaşanılası şey çoğuna göre. Bana göre en ölünesi.
Gözlerinin mavisini hafif kaydırdığını her seferinde yeni bir hayret ile izleyebilecek olmam ve senin bana bunları tekrar tekrar hissettirmek için sadece yaşaman gerektiğini bilmem güzeldi.
Yaşayan en mükemmel varlık olduğunu tekrar göstermek için sadece bir saniye daha nefes almanın yeterli olacağını hissetmem,solukların kesildiğinde ise yeryüzünün ölümlü en güzel insanı olacak olman.
Yanında bir saniye daha nefes alabilmek için senden sonra yaşayacağım ömrü feda edebileceğim zamanlardı.
Seni yaşatana teşekkür ederim, sevgili.
Seni göndererek benim de yaşamamı sağladığı için.[/COLOR]