03-20-2010, Saat: 01:46 AM
İstemesem... Uzanmasam onlara doğru... Avuçlarımı açıp yalvarmasam Allahıma, bu kadar uzak hissetmiyorum onları. Attığım her adımda uzaklaşmıyor hayallerim o zaman.
Hayat bana hiçbir zaman çok istediğim şeyleri vermedi.
Çok istemek başarmanın yarısıydı hani!
Öyle öğretmişlerdi bana...
Başarmak...
İmkansızı başarmak mucize değil miydi?
Peki ne istiyor hayat benden, kimsenin yapamadığını mı?
İmkansızın yenilmezliğini alt etmemi mi umuyor, bana istediklerimi vermek için?
Ben sanmıyorum hayat!
Ben koşmaya, ulaşmaya çalışırken sen koştuğum yolları uzatıyorken bu hayatta benim istediğim hiçbirşey olmaz, olmayacak...
SÖYLESENE HAYAT! ELİMİ UZATTIÄžIM HERŞEYİ KURUTMAKTAN BIKMADIN MI?
Sadece çocukluğuma dair birkaç istediğim kalmış ta uzaklarında biryerlerde içimin.
Hani sağımla solumu karıştırdığım dönemlerde istediğim tek şey.
Hani o zamanlar belki de hayattan beklediğim tek şey. Babamdan istediğim bir kol saatiydi.
Her akşam babamın geliş yollarına dökülen umutlarımın her gece aynı hüsranla sonuçlanmasına da sebep sendin değil mi HAYAT!
Hani çok istedim, çok bekledim ama sen hep benim umutlarımı kırdın.
Vazgeçmemi, pes etmemi istedin.
Daha doğrusu sana yenilmemdi asıl istediğin. 1-0 öne geçtiğin o anlarda değerini yitirmiş isteklerimi gerçekleştirdin sadece.
Çok zaman sonra bir akşam, yine aynı saatte geldi babam, cebinden çıkartığı mavi, plastik bir saatle geldi.
Ama ben yıkılan umutlarımı çıkaramadım, belki de ucu yırtık cebimden.
İlk istediğim, ilk beklediğim kadar mutlu olmamıştım aslında... yine de sevinmiştim... ama o çok istediğim anlarda yıkılan umutlarım çoktan takılmıştı boğazıma.
İşte o gün, bugündür sağ koluma takarım saatimi. Tersliklerin
hayatıma girdiği o ilk yıllardan beri.
Ya şimdi! Yaklaşık (..) yıl aradan sonra ne değişti hayatımda?
Yine yıkılan umutlarım takılıyor zaman zaman boğazıma.
Ne istesem engel olup seriliyor yollarıma.
Çok... çok... çok istememeliydim belki de.
HAYALLERİMİN BİR KÖŞESİNE KİLİTLEMEMELİYDİM İSTEKLERİMİ.
Ama sen güçlüsün değil mi HAYAT!
Yaşadığım sürece benden ve sana karşı koyamayacak aciz ruhumdan alacağın kadar alacaksın değil mi umutlarımı?
Biliyor musun? benim hayatımda hiçbir zaman birşeyi zamanında gerçekleştirmedin.
Ya yarım kaldı isteklerim yada ben onlara gitmeye çok geç kaldım.
Farkında mısın?
Herşeye rağmen hayatı seviyorum...
Bana vermediğin tüm umut boşluklarının yerine yapmacık mutluluklar koyuyorum.
Baksana ne de güzel duruyor değil mi benim sağ tarafım da!
Hayat bana hiçbir zaman çok istediğim şeyleri vermedi.
Çok istemek başarmanın yarısıydı hani!
Öyle öğretmişlerdi bana...
Başarmak...
İmkansızı başarmak mucize değil miydi?
Peki ne istiyor hayat benden, kimsenin yapamadığını mı?
İmkansızın yenilmezliğini alt etmemi mi umuyor, bana istediklerimi vermek için?
Ben sanmıyorum hayat!
Ben koşmaya, ulaşmaya çalışırken sen koştuğum yolları uzatıyorken bu hayatta benim istediğim hiçbirşey olmaz, olmayacak...
SÖYLESENE HAYAT! ELİMİ UZATTIÄžIM HERŞEYİ KURUTMAKTAN BIKMADIN MI?
Sadece çocukluğuma dair birkaç istediğim kalmış ta uzaklarında biryerlerde içimin.
Hani sağımla solumu karıştırdığım dönemlerde istediğim tek şey.
Hani o zamanlar belki de hayattan beklediğim tek şey. Babamdan istediğim bir kol saatiydi.
Her akşam babamın geliş yollarına dökülen umutlarımın her gece aynı hüsranla sonuçlanmasına da sebep sendin değil mi HAYAT!
Hani çok istedim, çok bekledim ama sen hep benim umutlarımı kırdın.
Vazgeçmemi, pes etmemi istedin.
Daha doğrusu sana yenilmemdi asıl istediğin. 1-0 öne geçtiğin o anlarda değerini yitirmiş isteklerimi gerçekleştirdin sadece.
Çok zaman sonra bir akşam, yine aynı saatte geldi babam, cebinden çıkartığı mavi, plastik bir saatle geldi.
Ama ben yıkılan umutlarımı çıkaramadım, belki de ucu yırtık cebimden.
İlk istediğim, ilk beklediğim kadar mutlu olmamıştım aslında... yine de sevinmiştim... ama o çok istediğim anlarda yıkılan umutlarım çoktan takılmıştı boğazıma.
İşte o gün, bugündür sağ koluma takarım saatimi. Tersliklerin
hayatıma girdiği o ilk yıllardan beri.
Ya şimdi! Yaklaşık (..) yıl aradan sonra ne değişti hayatımda?
Yine yıkılan umutlarım takılıyor zaman zaman boğazıma.
Ne istesem engel olup seriliyor yollarıma.
Çok... çok... çok istememeliydim belki de.
HAYALLERİMİN BİR KÖŞESİNE KİLİTLEMEMELİYDİM İSTEKLERİMİ.
Ama sen güçlüsün değil mi HAYAT!
Yaşadığım sürece benden ve sana karşı koyamayacak aciz ruhumdan alacağın kadar alacaksın değil mi umutlarımı?
Biliyor musun? benim hayatımda hiçbir zaman birşeyi zamanında gerçekleştirmedin.
Ya yarım kaldı isteklerim yada ben onlara gitmeye çok geç kaldım.
Farkında mısın?
Herşeye rağmen hayatı seviyorum...
Bana vermediğin tüm umut boşluklarının yerine yapmacık mutluluklar koyuyorum.
Baksana ne de güzel duruyor değil mi benim sağ tarafım da!