:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Derin denizLeri her rüzgâr daLgaLandıramaz..
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4
Aklımdan geçenleri yapacak yaşımda değilim
Bu aşk yaşına uygun değil! dese de yıllar,
Durup karşısında kendini beğenmiş olacak değilim.
Sebebim sadece doğuşumda yatan evrede geçer!
Bahtsız bedeviler tanırımda
Bedevinin bahtsız olacağı çöllerde geçer!

Unuttuklarımı hatırlayacak yaşta değilim
Kaybettiklerimi arayacak kadar büyütmedi zaman
Hatırladıklarım sadece yastığımın altında
Böyle olmasını isteyecek kadar deli değilim.

Artık bir sevgiliyle el ele tutuşacak kadar cesaretli değilim
Bir kedi misali dokuz canı olan
Dört ayaklı sadık biriyim
Ama nedense ben yaşadıklarıma uygun değilim.

Gidişlerime kulak asmayanları umursayacak değilim
Kırgın ve kızgın da değilim
Ben sadece sevdiklerime kızarım
Bunu bilmedikleri için pek iyi değilim..
Sessizlikten ne çok korkarım bilirsin..
Sustuğun zaman isyanlar başlar gönlümde..

Ki Aylardır..
Adın "suskun"..
Adım "sabır"..

Yüreğimi “yoksun” gerçekliğiyle iyileştirmeye çalışıyorlar…
Dedilerdi yalnızlık cinayet..
Ki aylardır adın suskun?
Katili olur muyuz dersin bu yağmurun?

Varlığın gün yüzü görmemişken böyle?
Nereye bu yolculuk?
Bilmem ki..
...
Şimdi ben yalnızım belki ama sen yoksun!
Ben baştan aşağı bir "ah"..
Sen tepeden tırnağa "günah"..
Ve aşk yerden göğe boş şu günlerde...

Ki Aylardır ..
Adın "suskun" ..
Adım "sabır" ..
Neresinden dönülse hayatın en keskin virajların da sen.
Köşe başları işgalinde trafik polisi edası,
Bir elinde hatıralar ve ışığı olmayan yarınlarda kesiyorsun cezamı.
Nefesimizin dahi aşina olmadığı caddelerde hayali hatıralar büyütüp,
Çapı saniyeleri geçmeyen tebessümlerin dönüşünde yüreğime saplanan acılar.
Acizliğime inat, tanışıklığı denizden akılda kalan yılan misali sarıldığım,
Toplamı bir hayata dair hiçbir eşitliği vermeyen yaşanmışlıklar.
Ne kadar da uzaksın ve zamana tezat her an filizlenmeye hazır bu ağrılar.
Çığlıklarım sükût bilmez, gözyaşlarına harman dünün izlerini taşıyan kâbuslar.

Kızılcık şerbeti kıvamında bir sabahın koynunda güne merhaba demenin manasızlığı yüzümde nasıl da aşikâr.
Bak hala hatırımdasın,
Üzülme daha çok taze açtığın yaralar ve tuzu kıvamında sen...Şimdi, bir sonun neresinden başlanır ki hayata?
Artık virgülü dahi olmayan cümlelerin en sonuna yakıştırmışken kendimi,
Yazabilme savaşının anlamsızlığı..
Sebepli sebepsiz bir avuntuya kapılırım bazen
Gözlerim rüzgarın estiği yöne doğru
Umutlarımı da aldım yanıma
Belki lazım olur..
Hayata biraz geç kaldık sanırım ,
Ağlamaklı bir gözle ancak gözyaşlarını görebilirsin
Ve sayabilirsin içindeki tüm korkuları
Birer birer..
Susabildiğin kadar özgür
Konuştuğun kadar tutsaksın düşüncelerine
Ve bazen
Sen bile şahitlik etmezsin sözlerine..
Yine de herşeye rağmen bir umut ararsın ya hani
Hani yıldızların hepsi senin dilek dilemen için yukarıdadır
Ve hepsi senin yıldızındır aslında..
Bizim hiç yıldızımız olmadı mesela
Ne zaman bir yıldıza doğru baksak
Ne zaman içimizden dilek tutmak gelse
- O benim yıldızım ! diye bir ses duyduk
Sonra sadece seyrettik yıldızları
Ve anladık ki
Tüm kainat ipotek edilmiş yalancı bakışlara..
Yaptığımız uçurtmalar hiç uçmadı ama
Biz her yaz gökleri seyrettik hayallerimizi uçurarak..
Nereden başlasam sona yakın
Nerede nokta bulsam başı belli değil..
Hayalcilikle suçlandık bir zaman
Gerçeklerden kaçıyormuşuz
Gerçek nedir diye sorduğumda ;
- yaşamaktır.. dediler
Meğer biz yaşamıyormuşuz..
Ekşilmedik bir kalbimiz kalmıştı , o kutsalımızdı
O hiç aklımızda olmayan
Ama en ufak bir kıvılcımda yerinden fırlayan
O bizi sevgilere satandı..
Karanlığın diğer adı yalnızlıktı
Güneş hiç doğmayacaktı penceremize
Ve biz yağmurlu hayaller iliştirdik gözlerimize..
Her sigara yakışımızda
Tüm kötülükleri içimize çekiyorduk nefes tadında
Ve her sigarayı
Gözlerimizde söndürüyorduk aslında..
Camdan kalpler taşıyorduk
Her an kırılabilirdi
Her an
Paramparça olabilirdi
Sevilmediğim tüm sevgilerim..
Susuyorduk..
Sevilmesek bile sevmeyi biliyorduk
Ve her yalnızlıkta
Kalbimizin buğusuna gözyaşlarımızı çiziyorduk..
Korkuyorduk..
Çünkü
Kalp kırmak çok basitti
Ve bizim sahip olduğumuz tek şey ;
Camdan kalplerimizdi.



Saat tam seni vururken
Adını duydum gül yüzlü birinden
Ve
Öldüm gülüm
İlk defa adınla güldüm
Yıllarca yandığım ateşinde
Yine senin hayatınla söndüm

Öldüm gülüm

Öldü gönlüm

Ve

Güldüm..
Yanlızlığı hayal ediyorum..
Bir bir terk-i diyar ediyor kırılmışlar...
Ve koca bir şehre kafa tutuyor aşkı kutsal sayanlar...
Kaçmak,taze bir terkedilişin altına imzasını atıyor..
Kırmızı şaraplar dökülüyor gözbebeklerimin arasından,
Ve intiharı caiz görüyor tüm kitaplar..
Beni; koca bir şehri terkeden anlar...Dokunmaz aslında korkulu gözlerle gideceğin yola ardından günlerce bakmak,
Gökyüzünde ki kuşaklara inat,binbir renge boyarım ben yine ardından sokakları...
Ellerimin çizdiği hiç bir figüre karışmam ve öylece bırakırım siyah beyaz duvarları...
Ben gökyüzünde ki bulutlara inat,tek başına bırakırım yanlızlıkları...
Rüya gibi belli belirsiz bir silüetle girerim senin saklandığın kente..
Ben bile göremem bedenimi !
Bildiğim her senli kelimeyi unuturum...
Hiç hissettirmem sana kendimi..
Dokunamamanın verdiği acıyı hazza dönüştürürüm,
yüreğimle öperim gözbebeklerinin rengini..
Ve ben bir şehri hayal ediyorum !
Yanlızlığı hayal ediyorum..
Bir bir terk-i diyar ediyor kırılmışlar...
Beni; koca bir şehri terkeden anlar...
Kimi durumlarda kapatmak gerekir gözleri

Daha çok görebilmek için, ya da gitmek gerekir

Geri dönebilmek için.

Susmak gerekir bazen konuşabilmek için

Ve kızdırmalıdır belki de daha çok sevebilmek için

Kulakları kapatmalıdır hep duyabilmek için.

Diyorum ki uyumak gerekir, uyanabilmek için

Ölmek gerekir yeniden doğabilmek için


Kaybetmek gerekir bazen, bulabilmek için,

Bulunca ölümüne sevebilmek için..
Sahi kaç mevsim açmıştı ki güllerimiz?
Süratsiz bir hıza binmiş gibi zaman.
Çarkı dönmeyen saatler gibi nutkum.Tutuk ve ansız..

Neresinde saklısın hayatın?
Göğsün üstünde taşınan yarin fotoğrafı gibi
kalp atışlarımımı dinlemektesin ölüm?
Sevgilinin oyaladığı mendil gibi süslü müsün?
Hazırmısın terlerimi silmeye ecel?

Donuk bakışlarda saklıdır değil mi acı,
sözcükler terk etsede kendini anlatır değil mi hüzün?
Sıcak bir yuvaya girmek isterken yüzünü cama çarpan serçeler gibidir bazen hayaller.
Korktuğumuz hayaletler kimsesiz..

Hayat; doğum,düğün ve ölüm..
Umut,mutluluk ve hüzün..
Dünyaya tek yürek gelmektir doğuş
Yüreğine denk bir yürek bulmak düğün,
Tekrar yalnızlığına geri döner ölüm..
Gitme Ruhum
Hicran dolar yüreğim.
Günü eskitiyorum yelkovan hızıyla,
Matemi tutulacak,
Ölen yapraklarının bir çiçeğin.
Gökyüzünde doğacak aşkın filmi
Gitme Ruhum
Çok aşıklar eskidi.
Yürekler geçti ölü.
ama ben,
Mehtapta bir ışık,
Gözlerim bir umut,
Bekliyorum.
Gitme Ruhum...

Bekliyorum ölüm bir saniye sonramda,[/url]
Cesaretimdir...
Aşkın, içimde gevşeyip sıkışan heyecan,

Gözlerindi örgülerime takılan,
Her şey karman çorman...
Alacalı bulacalığın içinde sürüklenir umut,
Gitme Ruhum...

Sensiz bitiş ifadeli sözler,
Bitti bitti bitti...
Sonu noktalı cümleler...

Gitme Ruhum
Sonbahar yapraklarıyla parçalanıyorum kaskatı,
Tek bir parçasız havalanıyor her şey.
Kayboluyorum.

Gitme Ruhum
İçim buruk...
Ellerim dudaklarımda kokunu hatırlatıyor,
Saçların, parmak aralarımdan geçen zemheri.
Oynaya oynaya çocuklar gibi,
Okşuyor ellerim [url=http://www.duygusuz.com/cikis.php?url=http://www.tatliaskim.com/]aşkı.
Kapalı gözlerinin içini ezberliyorum,
Kirpiklerin anlatıyor,
Sevgilim,
Sevgilim diyor uykun...
Dalıp giderken gözlerin,
Geliyorum.
Ayaklarımda aşk tuzu,
Acımıyor.
Yürüyorum...

Gitme Ruhum
Saçlarım ipekten örtü yüzünde...

Ellerimde yarım kalmış bir şiir,
Örtüsüz açıkta kalan duygularım üşüyor...
Kirpiklerin yine gözlerimde hayal,
Şarkı söylüyor,
Sevgilim, sevgilim, sevgilim,
Uyanıyorum.
Ellerimde geceden kalma şiir...


Zaman geriliyor yüzündeki gülüşü düşünürken,
Buğulu camlara yazardım ismimizi çocuk ellerimle,
Bir yandan yağmurlar silerdi,
Bir yandan nefesimle buharlandı yeniden,
Yeniden yazardım.
Durmadan hep aynı iki harf...

Gitme Ruhum
Yalnızlığın şiiri olmasın yüreğimde.
Hüznü yazmasın ellerim...
Gitmem Gerekti

Sana dün gece söyleyemedim

Ondan önce de sonrasında da

Gözlerine bakamıyordum uzun zamandır

Çok derin nefesler çektim kelimeler doldu boğazıma

Ama diyemedim



Çok uzun gecelerim oldu yanında

Gözlerim tavanda

Seni uyandırdım kaç seferinde

Baktın bana

Bitmiş ciğerlerime hapsettim havayı

Ama diyemedim



Karanlıkta sen uyurken dikildim başında

Gerek pencerede gerek yatağın ucunda

Kalbim küt küt attı nabzımı duydun uyandın

Terler boncuk oldu bahaneler sıralandı

Kelimeler bağlandı çene kemiğime

Ağzımı açıp da sana iki kelime diyemedim.



Nasıl yıkardım hayallerini

Nasıl bu kadar mutsuz edebilirdim seni

Nasıl akıtırdım gözlerinden yaş kalbinden kanı

Öksürüğümü duymaman için nefes almaya çıktığımı

Her gece neden yataktan kalkıp banyoda sabahladığımı

Kan çıkarken vüdumdan verdiği ıstırabı

Gitmem gerektiği sana diyemedim



Şu an başımda ağlarken bile

Seni yukarıdan izleyen ben artık istesem de

Söyleyemem neler bildiğimi

Gitmem gerektiğini ve bunun sebebini

Vaktimin geldiğini

Ruhumu teslim ederken ben

Sen sebebini

Hiç bilemedin…
Sayfalar: 1 2 3 4