Neresinden dönülse hayatın en keskin virajların da sen.
Köşe başları işgalinde trafik polisi edası,
Bir elinde hatıralar ve ışığı olmayan yarınlarda kesiyorsun cezamı.
Nefesimizin dahi aşina olmadığı caddelerde hayali hatıralar büyütüp,
Çapı saniyeleri geçmeyen tebessümlerin dönüşünde yüreğime saplanan acılar.
Acizliğime inat, tanışıklığı denizden akılda kalan yılan misali sarıldığım,
Toplamı bir hayata dair hiçbir eşitliği vermeyen yaşanmışlıklar.
Ne kadar da uzaksın ve zamana tezat her an filizlenmeye hazır bu ağrılar.
Çığlıklarım sükût bilmez, gözyaşlarına harman dünün izlerini taşıyan kâbuslar.
Kızılcık şerbeti kıvamında bir sabahın koynunda güne merhaba demenin manasızlığı yüzümde nasıl da aşikâr.
Bak hala hatırımdasın,
Üzülme daha çok taze açtığın yaralar ve tuzu kıvamında sen...Şimdi, bir sonun neresinden başlanır ki hayata?
Artık virgülü dahi olmayan cümlelerin en sonuna yakıştırmışken kendimi,
Yazabilme savaşının anlamsızlığı..
Sebepli sebepsiz bir avuntuya kapılırım bazen
Gözlerim rüzgarın estiği yöne doğru
Umutlarımı da aldım yanıma
Belki lazım olur..
Hayata biraz geç kaldık sanırım ,
Ağlamaklı bir gözle ancak gözyaşlarını görebilirsin
Ve sayabilirsin içindeki tüm korkuları
Birer birer..
Susabildiğin kadar özgür
Konuştuğun kadar tutsaksın düşüncelerine
Ve bazen
Sen bile şahitlik etmezsin sözlerine..
Yine de herşeye rağmen bir umut ararsın ya hani
Hani yıldızların hepsi senin dilek dilemen için yukarıdadır
Ve hepsi senin yıldızındır aslında..
Bizim hiç yıldızımız olmadı mesela
Ne zaman bir yıldıza doğru baksak
Ne zaman içimizden dilek tutmak gelse
- O benim yıldızım ! diye bir ses duyduk
Sonra sadece seyrettik yıldızları
Ve anladık ki
Tüm kainat ipotek edilmiş yalancı bakışlara..
Yaptığımız uçurtmalar hiç uçmadı ama
Biz her yaz gökleri seyrettik hayallerimizi uçurarak..
Nereden başlasam sona yakın
Nerede nokta bulsam başı belli değil..
Hayalcilikle suçlandık bir zaman
Gerçeklerden kaçıyormuşuz
Gerçek nedir diye sorduğumda ;
- yaşamaktır.. dediler
Meğer biz yaşamıyormuşuz..
Ekşilmedik bir kalbimiz kalmıştı , o kutsalımızdı
O hiç aklımızda olmayan
Ama en ufak bir kıvılcımda yerinden fırlayan
O bizi sevgilere satandı..
Karanlığın diğer adı yalnızlıktı
Güneş hiç doğmayacaktı penceremize
Ve biz yağmurlu hayaller iliştirdik gözlerimize..
Her sigara yakışımızda
Tüm kötülükleri içimize çekiyorduk nefes tadında
Ve her sigarayı
Gözlerimizde söndürüyorduk aslında..
Camdan kalpler taşıyorduk
Her an kırılabilirdi
Her an
Paramparça olabilirdi
Sevilmediğim tüm sevgilerim..
Susuyorduk..
Sevilmesek bile sevmeyi biliyorduk
Ve her yalnızlıkta
Kalbimizin buğusuna gözyaşlarımızı çiziyorduk..
Korkuyorduk..
Çünkü
Kalp kırmak çok basitti
Ve bizim sahip olduğumuz tek şey ;
Camdan kalplerimizdi.
Saat tam seni vururken
Adını duydum gül yüzlü birinden
Ve
Öldüm gülüm
İlk defa adınla güldüm
Yıllarca yandığım ateşinde
Yine senin hayatınla söndüm
Öldüm gülüm
Öldü gönlüm
Ve
Güldüm..
Kimi durumlarda kapatmak gerekir gözleri
Daha çok görebilmek için, ya da gitmek gerekir
Geri dönebilmek için.
Susmak gerekir bazen konuşabilmek için
Ve kızdırmalıdır belki de daha çok sevebilmek için
Kulakları kapatmalıdır hep duyabilmek için.
Diyorum ki uyumak gerekir, uyanabilmek için
Ölmek gerekir yeniden doğabilmek için
Kaybetmek gerekir bazen, bulabilmek için,
Bulunca ölümüne sevebilmek için..
Sahi kaç mevsim açmıştı ki güllerimiz?
Süratsiz bir hıza binmiş gibi zaman.
Çarkı dönmeyen saatler gibi nutkum.Tutuk ve ansız..
Neresinde saklısın hayatın?
Göğsün üstünde taşınan yarin fotoğrafı gibi
kalp atışlarımımı dinlemektesin ölüm?
Sevgilinin oyaladığı mendil gibi süslü müsün?
Hazırmısın terlerimi silmeye ecel?
Donuk bakışlarda saklıdır değil mi acı,
sözcükler terk etsede kendini anlatır değil mi hüzün?
Sıcak bir yuvaya girmek isterken yüzünü cama çarpan serçeler gibidir bazen hayaller.
Korktuğumuz hayaletler kimsesiz..
Hayat; doğum,düğün ve ölüm..
Umut,mutluluk ve hüzün..
Dünyaya tek yürek gelmektir doğuş
Yüreğine denk bir yürek bulmak düğün,
Tekrar yalnızlığına geri döner ölüm..
Gitme Ruhum
Hicran dolar yüreğim.
Günü eskitiyorum yelkovan hızıyla,
Matemi tutulacak,
Ölen yapraklarının bir çiçeğin.
Gökyüzünde doğacak aşkın filmi
Gitme Ruhum
Çok aşıklar eskidi.
Yürekler geçti ölü.
ama ben,
Mehtapta bir ışık,
Gözlerim bir umut,
Bekliyorum.
Gitme Ruhum...
Bekliyorum ölüm bir saniye sonramda,[/url]
Cesaretimdir...
Aşkın, içimde gevşeyip sıkışan heyecan,
Gözlerindi örgülerime takılan,
Her şey karman çorman...
Alacalı bulacalığın içinde sürüklenir umut,
Gitme Ruhum...
Sensiz bitiş ifadeli sözler,
Bitti bitti bitti...
Sonu noktalı cümleler...
Gitme Ruhum
Sonbahar yapraklarıyla parçalanıyorum kaskatı,
Tek bir parçasız havalanıyor her şey.
Kayboluyorum.
Gitme Ruhum
İçim buruk...
Ellerim dudaklarımda kokunu hatırlatıyor,
Saçların, parmak aralarımdan geçen zemheri.
Oynaya oynaya çocuklar gibi,
Okşuyor ellerim [url=http://www.duygusuz.com/cikis.php?url=http://www.tatliaskim.com/]aşkı.
Kapalı gözlerinin içini ezberliyorum,
Kirpiklerin anlatıyor,
Sevgilim,
Sevgilim diyor uykun...
Dalıp giderken gözlerin,
Geliyorum.
Ayaklarımda aşk tuzu,
Acımıyor.
Yürüyorum...
Gitme Ruhum
Saçlarım ipekten örtü yüzünde...
Ellerimde yarım kalmış bir şiir,
Örtüsüz açıkta kalan duygularım üşüyor...
Kirpiklerin yine gözlerimde hayal,
Şarkı söylüyor,
Sevgilim, sevgilim, sevgilim,
Uyanıyorum.
Ellerimde geceden kalma şiir...
Zaman geriliyor yüzündeki gülüşü düşünürken,
Buğulu camlara yazardım ismimizi çocuk ellerimle,
Bir yandan yağmurlar silerdi,
Bir yandan nefesimle buharlandı yeniden,
Yeniden yazardım.
Durmadan hep aynı iki harf...
Gitme Ruhum
Yalnızlığın şiiri olmasın yüreğimde.
Hüznü yazmasın ellerim...
Gitmem Gerekti
Sana dün gece söyleyemedim
Ondan önce de sonrasında da
Gözlerine bakamıyordum uzun zamandır
Çok derin nefesler çektim kelimeler doldu boğazıma
Ama diyemedim
Çok uzun gecelerim oldu yanında
Gözlerim tavanda
Seni uyandırdım kaç seferinde
Baktın bana
Bitmiş ciğerlerime hapsettim havayı
Ama diyemedim
Karanlıkta sen uyurken dikildim başında
Gerek pencerede gerek yatağın ucunda
Kalbim küt küt attı nabzımı duydun uyandın
Terler boncuk oldu bahaneler sıralandı
Kelimeler bağlandı çene kemiğime
Ağzımı açıp da sana iki kelime diyemedim.
Nasıl yıkardım hayallerini
Nasıl bu kadar mutsuz edebilirdim seni
Nasıl akıtırdım gözlerinden yaş kalbinden kanı
Öksürüğümü duymaman için nefes almaya çıktığımı
Her gece neden yataktan kalkıp banyoda sabahladığımı
Kan çıkarken vüdumdan verdiği ıstırabı
Gitmem gerektiği sana diyemedim
Şu an başımda ağlarken bile
Seni yukarıdan izleyen ben artık istesem de
Söyleyemem neler bildiğimi
Gitmem gerektiğini ve bunun sebebini
Vaktimin geldiğini
Ruhumu teslim ederken ben
Sen sebebini
Hiç bilemedin…